Altı aylık bilançolar başlıyor

Tuncay TURŞUCU
Tuncay TURŞUCU İntegral Yatırım

Haziran ayının son ermesi ile birlikte 2.çeyrek bilanço beklentileri Borsa İstanbul’da satın alınmaya başlayacak. Bu durum genel endeks hareketinden daha çok hisse bazla hareketlerin daha ön planda olabileceğini gösteriyor. Genel olarak Demir çelik, havacılık, hava yolları, ana metal, turizm, turizme bağlı içecek gıda sektörleri ve ihracat oranı yüksek şirketler veya sektörlerde beklentiler yüksek görünüyor.

Bilanço sezonu 24 Temmuz’da Türk Telekom bilançosu ile başlayacak görünüyor. Ardından 25 Temmuz Akbank, TSKB, 26 Temmuz Garanti Bankası, TAV Hava Limanları, 27 Temmuz Arçelik, 30 Temmuz İş Bankası olarak bu takvim uzuyor. Elbette bu tarihler ve şirketler değişebilir. Ama şimdilik görünen bu. Elbette bu şirketler BIST 30 şirketleri, bu şirketlerin dışında borsada halka açık olan diğer pek çok şirkette 2.çeyrek finansallarını açıklayacak.

Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda 2018 yılı 6 aylık finansal raporlama tarihleri açıklandı. Buna göre konsolide olmayan bilançolar için son gönderme tarihi 9 Ağustos, konsolide bilançolar için son gönderme tarihi 20 Ağustos olarak görülüyor. Bankalarda ise hem konsolide hem solo bilançolar için son gönderme tarihi 20 Ağustos. Ancak bu tarihler son gönderme tarihi. Şirketler veya bankalar bu tarih öncesinde daha erken bir tarihte de finansallarını gönderebilir.

Sanayi üretim verilerinde baz etkisinden dolayı geçen yıla göre yüksek başlayan artışların son verilerde yavaşladığını gördük. Aynı etkiler 2. çeyrek bilançolarda da görülebilir. Tabi şirket bazında farklı performanslar görebiliriz. Diğer yandan Dolar/TL kuru 2. çeyrek dönemde %15.5 ve Euro/TL ise %9.1 yükseldi. Her iki artış ta 1. çeyrekteki yükselişlerden daha fazla oldu. Yüksek ihracat yapan şirketler, ihracat gelirlerini TL’ye çevirirken yüksek kurdan çevirecekler ve bu satış gelirlerini destekleyecek. Döviz bazında ihracatında artış olmasa bile, kurlardaki artıştan dolayı %10 ile %15 arasında ihracat geliri artışı oluşacak. İhracatçı şirketlerin ön plana çıkması genel beklentiler arasında.

Elbette kur artışının maliyetler tarafında şirketlerde nasıl erozyonlar yarattığını da göreceğiz. Diğer yandan borçlu şirketler için ise zor bir dönem geçiyor. Döviz borcu yüksek şirketlerde döviz kurlarındaki artıştan dolayı yüksek kur farkı giderleri göreceğiz. Yine TL bazında borcu yüksek şirketlerde ise yine yüksek faizlerden dolayı finansman giderlerinin yükseldiğini göreceğiz.

Buna karşın nakit zengini ve döviz pozisyonu fazla veren şirketlerde ise doyurucu faiz gelirleri ve kur farkı gelirleri oluşacak. Burada yine nakit açısından zengin olan ve döviz fazlası olan şirketler yine bilanço beklentisi yüksek şirketler arasında yerini alacak görünüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Piyasa ve algı meselesi 19 Temmuz 2018