Alternatif enerjinin Google'ı olmak veya olamamak
Büyük bir çoğunluğa göre temiz teknolojiler 21. Yüzyılın en önemli ekonomik fırsatı. Fakat "Şimdi de sırada yeşil balon mu var?" endişesini yaşamayanlar da yok değil. Eski Wall Street analisti Rubino, "Alternatif enerjinin Google'ının kim olacağını şimdiden bilmek mümkün değil" derken, uzmanlar bu alanda yatırım yaparken dikkatli ve sabırlı olmak gerektiğini söylüyorlar.
Yeni kurulan şirketlerin fon bulmakta zorlandığı, hatta devlet destekli orta boyutlu fonların bile ender bulunduğu bir dönemde, temiz teknolojilere yönelik heyecan oldukça yüksek. Yenilenebilir kaynaklardan enerji veya fosil yakıtın kullanılmadığı otomobiller üreten şirketler bugünün kazananları konumunda. Büyük bir çoğunluğa göre temiz teknolojiler 21. Yüzyılın en önemli ekonomik fırsatı. Fakat diğer yandan gündeme gelen bir soru da şu yönde: "Şimdi de sırada yeşil balon mu var?"
2018'de küresel bioyakıt, rüzgar ve güneş pazarı 325 milyar dolara ulaşacak
Yeşil teknolojilere yönelik rakamlar gerçekten şaşırtıcı düzeyde. Greentech Media Research tarafından yapılan bir araştırmaya göre risk sermayeleri 2009 yılında 356 alternatif enerji anlaşmasına 4.9 milyar dolar yatırım gerçekleştirdi. 2010 yılının ilk üç ayında ise bu rakam 32 milyon dolar olarak gerçekleşti. Öte yandan CleanEgde araştırma grubunun ortaya koyduğu bir diğer çarpıcı tablo ise, ABD temiz enerji şirketlerinin borsa değerlerinin Şubat 2009 ile Şubat 2010 arasında yüzde 25 seviyesinde artmış olması.
Temiz enerji şirketlerinin bir diğer avantajı da devletten milyarlarca destek sağlayabilmeleri. ABD'nin 2009 yılında belirlediği 787 milyarlık destek paketinin, 79 milyar doları yenilenebilir enerjilere ayrılmıştı. Bunun yanı sıra, İstihdam Verileri Ofisi geçen yaptığı açıklamada, yeşil istihdamın ekonomi için çok büyük önem taşıdığını ve bu sektörde sayım yapılması için yeni bir veri kategorisi oluşturulduğunu ifade etti.
CleanEdge'e göre 2018 yılında küresel biyoyakıt, rüzgar ve güneş enerjisi pazarı 325 milyar dolara ulaşacak.
Sonuç almak için zaman gerekli
Bu arada, her ne kadar temiz teknolojilere yapılan yatırımlar dev boyutlara ulaşsa da, bu yatırımların sonuçları henüz tam anlamıyla alınmış değil. "State Green Business 2010" raporuna göre, güneş, rüzgar, biokütle ve jeotermal kaynaklarından elde edilen yenilenebilir enerji ABD enerji üretiminin sadece yüzde 3.4'ünü gerçekleştirebiliyor. Otomobil üreticilerinin ulaşılabilir elektrikli otomobil üretmesinin seneler alacağını belirtilen raporda, yüksek verimli aydınlatıcılar veya ucuz güneş panelleri gibi ürünlerin piyasaya çıkması için henüz erken olduğuna dikkat çekiliyor. Peki yatırımcılar ve siyasetçiler yeşil teknoloji konusunda sabırlı davranabilecekler mi? Kısa vadede sonuç alamayacakları bu alana yatırım yapmaya devam edecekler mi?
Eski bir Wall Street analisti olan John Rubino, "Temiz Para" isimli kitabında bu sorulara şu yanıtı veriyor: "Önümüzdeki on yılda, dünyayı kurtaracaklarından emin olan ve ilk yatırımcılarına hayal edebileceklerinin çok üstünde para kazandıracak temiz teknolojilere inanılmaz yatırımlar gerçekleşecek. Fakat kanıtlanmamış bir teknolojiye veya şirkete sadece devrim yarattığı için kanmayın. Alternatif enerjinin Google'ının kim olacağını şimdiden bilmeniz mümkün değil."
Devlet politikaları belirleyici
PriceWaterhouseCoopers temiz teknoloji uzmanlarından Tim Carey ise, güneş ve bioyakıt sektörleri başta olmak üzere çok sayıda temiz teknoloji şirketinin, risk sermayesinden çok daha fazla sermayeye ihtiyacı olduğunu ve yakın zamanda halka açılmaya yöneleceğini ifade ediyor. Carey, "Bu şirketlerden birine yatırım yapmadan önce, hükümet programlarını ve desteklerini de dikkate alın, çünkü siyasi güç çok hızlı ve beklenmedik şekilde yön değiştirebilir" uyarısında bulunuyor.
Uzmanlara göre, yeşil teknolojinin başarılı olması için şirketlerin güvenilirliği kadar devletlerin yeşil ekonomi politikaları da oldukça belirleyici olacak önümüzdeki günlerde. Yeşil ekonominin yaratacağı istihdam için de aynı durum söz konusu. Örneğin Barack Obama ABD Başkanı seçildiğinde, yeşil istihdamın ülkeyi ekonomik refaha götüreceğini dile getirmişti. Fakat 2010 baharında yeşil ekonomiye ayrılan destek 79 milyar dolar oldu. Hükümet ekonomistlerine göre bunun sonucunda sadece 52 bin yeni iş imkanı yaratıldı. Yine Nisan ayı başında beş yenilenebilir enerji birliği tarafından bir araştırma gerçekleştirildi. Araştırmaya göre eğer ABD Kongresi 2025 yılına kadar fabrikaların kullandıkları enerjinin yüzde 25'ini yenilenebilir kaynaklardan elde etmelerini isterse, bunun sonucunda 274 bin yeni iş imkanı yaratılmış olacak. Dünyanın geri kalanına bakılacak olduğunda; Almanya ve Danimarka rüzgar enerjisinde lider konumda. Güneş enerjisinde liderlik Almanya, Japonya ve Çin'e ait. Brezilya alternatif yakıtlar konusunda ön sırada. İzlanda ve Avustralya ise kişi başına en fazla jeotermal enerji düşen ülkeler. Bu arada bu şirketlerin büyük bölümü ileri teknolojilerini ve gelecekteki istihdamlarını ABD'ye taşıyorlar.
Çocuklarımız için
Sonuç olarak, yeşil teknolojiler konusunda uzmanların hem fikir olduğu görüş şu yönde: Yavaş yavaş yükselen yeşil bir dağa çıkıyoruz. Kendi ömrümüz süresince bu yatırımların sürdürülebilir enerji olarak geri dönüşünü görmeyebiliriz. Fakat tüm bu yatırımları çocuklarımız ve torunlarımız için yaptığımızı unutmayalım…