Alt işverenlik uyuşmazlığı
Alt işverenlik ülkemizde en sorunlu alanlardan birisidir.
Gerek yasal düzenlemelerin yetersizliği ve gerekse de zaman zaman kötü niyetli kullanımlar yüzünden alt işverenlik konusunda çok sorun yaşanıyor.
21 Mayıs 2019 Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi’nin 2018/10092 esas numaralı kararı, Adalet Bakanlığı ile X AŞ arasında yaşanan alt işveren uyuşmazlığının kamu yararına bozulmasını konu edinmektedir.
Söz konusu kararda asıl işveren-alt işverenlik ile kiracı-kiralayan ilişkisini açıklayan önemli ifadelere yer verilmiştir. Uyuşmazlık konusu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çay ocağı işletmesini alan X işverenine bağlı çalışan davacının alt işverenlik kapsamında çalışıp çalışmadığıdır.
Bilindiği üzere alt işveren, başka bir işverenden iş alan ve işçilerini söz konusu işverene ait işyerinde çalıştıran işverendir. Bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
Alt işverenlik ilişkisinde asıl iş, mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan işi ifade etmektedir. Yardımcı iş ise iş yerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iştir.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için gerekli olan kira ilişkisinden ayrılan temel şartlar şöyledir;
a) Asıl işverenin iş yerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır.
b) Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin asıl veya yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.
c) Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o iş yerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.
ç) Alt işverene verilen iş, iş yerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.
Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
21 Mayıs 2019 Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi’nin 2018/10092 esas numaralı kararına konu edilen olayda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çay işletmesini alan X işverenine bağlı olarak çay ocağında çalışan davacının alt işverenlik kapsamında çalışıp çalışmadığı uyuşmazlığı karara bağlanmıştır.
Söz konusu karardaki uyuşmazlıkta, davalılar arasındaki ilişkinin kiracı ve kiralayan sözleşmesi olduğu, asıl ve alt işverenlik ilişkisinin bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir. Çay ocağında çalışan personellerin çalışma süreleri boyunca emir ve talimatlarını T.C. Adalet Bakanlığı çalışanlarından almadıkları açıkça vurgulanmıştır.
Sonuç olarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, çay ocağı personeli ile T.C. Adalet Bakanlığı arasında asıl işveren ve alt işveren personeli ilişkisi olmadığına dair kararını aşağıda yer alan olgulara dayanarak temellendirmiştir;
• T.C. Adalet Bakanlığı’na tahsisli taşınmazları ticari amaçla kullanılması mümkün olan bölümlerinin üçüncü kişilere kiralanmasının uygun görülmesi,
• Çay ocağında verilen hizmetin T.C. Adalet Bakanlığı personeline özgülenmemiş olmasıdır.
Sonuç itibariyle Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi, 2018/10092 esas numaralı kararında belirttiği üzere Adalet Bakanlığı ile X A.Ş arasında yaşanan uyuşmazlığı “kira sözleşmesi” kabulüyle ve sonuca etkili olmamak üzere kamu yararına bozmuştur.