Almanya’da da ciddi şekilde tartışılıyor: Almanya “hasta adam” mı?
Net bir şey var… Almanya’da da ekonomi, seçkinlere ve oy oranı yüksek seçmene kazandıran, çalışanı ikinci plana alan bir yapıya doğru ilerliyor…
*
Bu nedenle, özellikle siyaset yapısında ve hukukta “yapısal reform” gerekliliği yüksek sesle dillendiriliyor…
*
Şanslılar ama… Öyle bir eğitim/kültürel/sosyal/ekonomik sistem kurulmuş ki 60-70 yıl önce, her türlü sarsıntıda, taşıyıcı kolonlar sağlam kalıyor…
*
Daha öncede yazmıştım: Düsseldorf ’ta taksi şoförüne, Hamburg’da süt üreticisine, Frankfurt’un göbeğindeki Türk manava sormuştum: “İlanla milletvekili, belediye başkan adayı aranıyor; neden aday olmuyorsunuz?” diye… Yanıtların ortak noktası: “Siyasetçiden çok daha fazla kazanıyorum, neden olayım?”
*
Bu yanıtlar… Almanya ekonomisinin kıskanılacak seviyede olmasının nedenini özetliyor…
*
Bizde mi? Sanayi, otel çalışanlarında “yabancı genç” sayısı, tarihteki en üst seviyede… Bizim gençler mi?
Kamuya kapağı atmak için “tanıdık siyasetçi” peşinde! Dahası mı? Çalışana/üretene/çalışmak isteyene destek alt seviyede; üretmeyene/biatçıya/ geliştirmeyene yardımlar ve ikramiye…
VELHASIL
Bürokraside, teknik ve rasyonel düşünenler hâlâ ağırlığı oluşturuyor… Ama… Aldığınız/alacağınız kararların siyasete etkisini; “siyaset yaptığımızı da unutmayın” telkinleriyle, acil alması ve uygulaması gereken kararı, onlarca kez teraziden geçirmek zorunda kalıyor…
*
Bu zorunluluk uygulamaları geciktiriyor… Geciken uygulamalar yeni sorunlar doğuruyor… Bu kısır döngü, bugün, en gelişmiş ülkelerde dahi kendini hissettiriyor ve Almanya gibi dev ekonomileri/ sistemleri dahi kilitleyebiliyor…