Almanya çifte vergilemeyi önleme anlaşmasının iptali

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ [email protected]

Günün sözü:

''Hiçbir soru, cevabı apaçık olan soru kadar zor değildir.''

                                                               George Bernard Shaw

Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet adresinde yapılan açıklamaya göre, "Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması" Almanya tarafından feshedilmiştir.

Gelir İdaresi Başkanlığı'nca yapılan açıklamada; Almanya'nın, 16 Nisan 1985 tarihinde imzalanan anlaşmayı, 21 Temmuz 2009 tarihinde feshettiğini Türkiye'ye bildirdiği; fesih işleminin 01.01.2011 tarihinden sonraki vergilendirme dönemleri için geçerli olduğu ve bu çerçevede, Anlaşmanın 2009 ve 2010 yılları vergilendirme dönemlerinde uygulanmasına devam edileceği öte yandan Almanya hükümeti ile yeni bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının 01.01.2011 tarihinden önce sonuçlandırılarak yürürlüğe konması için müzakerelere devam edildiği belirtilmiştir.

Değerli DÜNYA okurları Alman vergi idaresi ile yaşanan sorunların doruk noktasını (yanlış hatırlamıyorsam) Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın Almanya da bulunan şubesinin polis zoruyla basılıp, evraklarına el konması oluşturmuştu.

Uzunca bir süredir Almanya'da mukim Türk vatandaşlarının Türkiye'den elde ettikleri bazı gelirlerinin nerede vergileneceği sorun olmaktaydı.

Ne derece doğrudur tam bilemiyorum ama Türkiye'de yerleşik Alman vatandaşlarının emekli aylıkları ile ilgili vergileme hakkının Türkiye de olması fakat iç mevzuat gereği Türkiye'nin bu gelirleri vergilememesinin de bir diğer anlaşmazlık konusunu oluşturduğu söyleniyor. Bu iddia doğruysa, Alman vergi idaresi, ''Ya siz vergileyin ya biz vergileyelim, bu gelirlerin vergilenmiyor olması biz rahatsız ediyor'' diyesiymiş.

Türkiye'deki Alman yatırımları

Hazine Müsteşarlığı verilerine göre* 1 Haziran 2009 tarihi itibariyle Türkiye'de 21 bin 857 adet yabancı sermayeli şirket faaliyette bulunmaktadır. Söz konusu veriler Afganistan'dan Zimbabve'ye kadar 146 değişik ülkeden yabancı yatırımcının 56 değişik sektör/iş grubunda faaliyette bulunmak üzere Türkiye'de şirket kurarak yatırım yapmış olduğunu göstermektedir.

Söz konusu 21 bin 857 adet yabancı sermayeli şirketin yaklaşık yüzde 17'sine karşılık gelen 3 bin 747 adedi yukarıda belirtilen habere konu Federal Almanya Cumhuriyeti'nden gelen yatırımcılar tarafından kurulmuştur.

Konunun olası diğer tarafları

Konu sadece Türkiye'de kurulu Alman ortaklı şirketleri ilgilendirmiyor.

a. Türkiye'de mukim Alman vatandaşları,

b. Türkiye'de mukim çifte vatandaşlar,

c.  Almanya 'da mukim Türk vatandaşlarının Türkiye menşeli gelirleri,

d. Türkiye'ye mal veya hizmet satan Alman şirketleri,

e. Almanya'daki bir firmadan mal veya hizmet alan Türk şirketleri,

f. Türkiye'de çalışma vizesi ile çalışmakta olan Alman vatandaşları,

şu an ilk etapta aklımıza gelen diğer taraf kategorilerini oluşturmakta.

Anlaşma ne sağlıyordu?

Bu anlaşmalarda özellikle ülkeler arasında yapılacak kar dağıtımlarında; verilecek serbest meslek hizmetlerinde; hisse ya da gayrimenkul alım satımlarında; patent/royalti gibi haklar karşılığı yapılan ödemelerde; finansman hizmetleri karşılığı yapılacak ödemelerde uygulanacak olan vergileme prensip ve oranları ele alınmaktadır.

Şayet anlaşma yenilenmezse şu an Türkiye'de vergilenmeyen veya düşük oranlı vergilenen bazı gelir unsurlarının vergilenmesi veya daha yüksek oranda vergilenmesi gündeme gelecektir

Örnek vermek gerekirse;

a. Gayrimaddi hak ödemeleri (Lisans, marka, know how bedelleri)

Bu tutarlar şu an Türkiye tarafından yüzde 10 vergiye tabi tutulmaktadır. Anlaşma yürürlükten kalkarsa bu oran yüzde 20'ye çıkacaktır. Dolayıyla daha önce yüzde 10 olan tutar iki katına çıkacak,bu durum da çoğu zaman Türkiye'deki firma için yük oluşturacaktır. Çünkü bu tür ödemelere ilişkin anlaşmalarda çoğu zaman stopajların ödeyen ülkece karşılanacağı ifade edilmektedir.

b. Serbest meslek (her türlü danışmanlık) ödemeleri

Almanya'dan veriliyor veya Türkiye'de 183 gün geçilmeden hizmet veriliyorsa Türkiye de stopaj hiç yapılmıyordu. Anlaşma yürürlükten kalkarsa bu tür ödemeler üzerinden her hal ve karda yüzde 20 vergileme yapılacak. Yukarıda ortaya koyduğumuz nedenlerle bu tür ödemeler yapan şirketlerin maliyetleri yüzde 20 artacaktır.

c. Karşılıklı anlaşma imkanı

Anlaşma maddelerinin yorumunda veya uygulamada çifte vergileme problemi çıktığında iki devletin vergi idarelerinin doğrudan görüşerek sorunu tartışma ve çözme imkanı tıkanacaktır.

d. Ön anlaşma imkanı

Yeni transfer fiyatlaması rejiminde getirilen bu müessesenin akıbetinin ne olacağı belirsiz hale gelecektir.

Sonuç

Biz anlaşmanın mutlaka yenileneceğine inanmakla birlikte, görüşmelerin sonuçlanması ve tekrar yürürlüğe girme sürecinde bir boşluk olabileceğinden endişe ediyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar