Almanya aradığı alternatifi bulacak mı?

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

14 Nisan 2013 sadece Almanya'nın değil, AB tarihinin de önemli dönüm noktalarından biri olmaya aday. Şubat ayının ilk günlerinde kurulan "Almanya İçin Alternatif Partisi"nin (AfD) ilk kongresi 14 Nisan'da Berlin'de yapıldı. Euro karşıtı, fakat Birleşik Avrupa yanlısı partinin Başkanı ekonomi Profesörü Bernd Lucke, parasal birliğin birleşik Avrupa idealini tehdit ettiği görüşünde. Parasal birliği eleştirmenin adeta bir tabu olduğunu, iflas eden Yunanistan'ın Birlik'te tutulmaya çalışıldığını belirten Lucke, Avrupa İstikrar Mekanizması'na kaynak transferlerine bir an önce son vermek gerektiğini söylüyor. Lucke'ye göre, Avrupa'yı birleştirmesi umulan euro, tam tersine Birleşik Avrupa idealinin temeline konulmuş bir dinamit. Parti'nin programında, Almanya'nın euroya ihtiyacı olmadığı; euronun diğer üye ülkelerin ekonomilerine zarar verdiği; Parasal Birliğin, ülkeler arasında zaten var olan gelir farklılıklarını daha da derinleştirerek demokrasileri tehdit ettiği görüşleri öne çıkıyor.
***
Peki, Almanlar ne düşünüyor? Kamuoyu yoklamalarına göre, Alman halkının yüzde 69'u euroya devam derken, yüzde 27'si Deutsch Marka dönülmesinden yana. AfD beklendiği gibi Eylül'deki genel seçimlerde oyların yüzde 24'ünü alırsa, Parasal Birlik bundan etkilenecektir. Lucke, ortak para biriminin rekabet güçleri farklı Birlik üyelerinin çıkarlarına hizmet etmediği; ulusal para birimlerine dönülmesiyle rekabet gücünün yeniden kazanılacağı düşüncesinde. Hatırlayacaksınız, Almanya Başbakanı Merkel de ekonomik sorunların temelinde ülkeler arasında rekabet gücünün farklılığı olduğunu söylemişti. Fakat Merkel'in ülkelerin rekabet edebilir hale gelmeleri için önerdiği reçete -iç devalüasyon- çare olmak bir yana mevcut ekonomik sorunların daha da ağırlaştırmasına yol açtı. Başta Yunanistan olmak üzere Birliğin güneyinde yer alan ülkelerde son yıllarda güçlenen Almanya karşıtlığının nedeni budur.
Aslında,
AfD Başkanı'nın söyledikleri Parasal Birliğin kuruluşundan bu yana sık sık dile getirilen bir görüş. Ekonomik gelişmişlik yönünden birbirlerinden farklı ülkeleri parasal birlik içinde bir araya getirmek çok güç. Merkezi Münih'de olan Ekonomik Araştırma Enstitüsü IfO'nun Başkanı Hans-Werner Sinn bu görüşte olanlardan. Sinn, uzun bir zamandan beri Merkel'in yürüttüğü politikaya karşı. Farklı düşünenler ise genellikle siyasetçiler. Önceki Dışişleri Bakanlarından Hür Demokrat Partili Hans-Dietrich Genscher, eski koalisyon ortağı Başbakan Helmut Kohl gibi eurosuz bir Birleşik Avrupa'nın ayakta kalamayacağını söylüyor. Genscher'e göre, Parasal Birliğin devamından başka bir alternatif yok.
***
Oy tabanını oluşturanlar arasında hemen her siyasi görüşten seçmenin yer aldığı AfD, aslında Parasal Birliğe değil, Parasal Birliğin bugünkü yapısıyla sürdürülmesine karşı. Partinin önde gelen politikacılarının konuşmalarından euronun terkedilip marka geçilmesinin son çare olduğu anlaşılıyor. Esas amaç, sorunlu ülkelerin Birlikten ayrılmalarını sağlamak. AfD, Maastricht Antlaşması'nın kararlarına uyulması dışında, gerektiğinde üye ülkelerin Parasal Birlikten ayrılmalarına, alternatif parasal birlikler kurmalarına imkan verilmesini istiyor.
***
Siyaset sahnesine yeni çıkan AfD'yi ciddiye almamak, iktidardaki Hristiyan Demokrat, Hristiyan-Sosyalist Birliği ve Hür Demokratlara pahalıya mal olabilir. Merkel'in şimdiye kadar yürüttüğü idare-i maslahatçı politikaya bundan böyle devam etmesi güç. Almanya Başbakanı güçlenen muhalefetin sesine kulak vermek zorunda. Zira bundan sonra, Almanya içinde Parasal Birliğin bugünkü yapısıyla devamının mümkün olmadığına ilişkin görüşler bir siyasi harekete dayalı olarak daha güçlü bir biçimde ifade edilecektir. Eylül'deki Almanya seçimlerinde AfD tahmin edilen oy potansiyeline ulaşırsa, Yunanistan ve Güney Kıbrıs dışında, İtalya, İspanya, ve Portekiz'in de Parasal Birlik içinde kalmaları daha da güçleşecektir. Euro kolay kolay tarih olmaz. Olsa olsa, AB şekil değiştirir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016