Almanlar durumdan memnun değil

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

 

ECB’nin geçen haftaki faizleri düşürme kararı tasarruf sahibi Almanları endişelendirdi. Mario Draghi’nin karar sonrası basın toplantısında faiz indirimlerinin halkın bankalardaki parasıyla alakalı olmadığı; sadece ticari bankaların ECB’deki kredi ve mevduatlarına yönelik olduğu açıklaması da endişeleri gidermemiş olacak ki, ECB internet sayfasında negatif faizin tasarruf mevduatları üzerinde doğrudan etkisi olmayacağı açıklamasına yer vermiş. Dolaylı etki ise mümkün. Ticari bankaların faiz indirimini tasarruf mevduatlarına yansıtmayacaklarının bir garantisi yok. Bunu zaten Draghi de söylüyor. Ancak, ECB Başkanı faiz kararının tasarruflar üzerindeki etkisi başta olumsuz olsa bile, ekonomik büyümeyle birlikte yeniden yükselişe geçecek faizlerle tasarruf sahiplerinin sonuçta yararına olacağını da sözlerine ilave ediyor. Draghi’yle ters düştükten sonra ECB’deki başekonomistlik görevinden 2011’de istifa eden Jürgen Stark, enflasyon oranı düşük olmakla birlikte para politikasının daha da gevşetilmesi gerekmediğini, Draghi’nin bankanın misyonuna aykırı davrandığını söylüyor. Almanların bir bölümünün ECB’nin politikasından şikayeti yeni değil. Tasarruf düşkünü Alman halkı, başından beri krizin sorumlusu olarak gördüğü AB’nin görece fakir ülkelerinin, kendi cebinden çıkacak paralarla kurtarılmasına karşı. Aslında, durumdan memnun olmayan çok. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde radikal partilerin oylarındaki artış, ekonomik krizin siyasete yansımasıdır. Özellikle, aşırı sağcı Fransız Ulusal Cephe Partisi’nin aldığı yüksek oy, Helmut Kohl gibi Parasal Birliğin ayakta kalmasına çalışanlar açısından endişe verici bir durum.
***
AB Bölgesi'ndeki büyüme oranının yetersizliği dışında, ECB’nin hedefinin çok altında seyreden
enflasyon oranının da alınan kararlarda payı büyük. Uzun süreden beri yüzde 0.5 oranında seyreden enflasyonun işsizliğin çok yüksek olduğu AB’de deflasyona yol açma riski yüksek. ECB çevrelerinde şimdilik enflasyonun görünür gelecekte risk oluşturmayacağı düşüncesi hakim. Tasarruf sahipleri birikimlerinin eriyip gideceğinden endişelenirken, krediye ihtiyaç duyanlar yani orta ve küçük işletmeler acaba ne düşünüyor? ECB’nin tüketim ve yatırımları harcamalarını teşvik ederken büyümeyi ve enflasyonu hızlandırma planı çalışacak mı? Plan tutar tutmaz; ancak, gecikmiş olmakla birlikte karar doğrudur. Kamu harcamaları yolu kapandığına göre, para politikasını sonuna kadar kullanmaktan başka bir seçenek yok. Bu karara ECB’nin politikalarına başından beri karşı çıkan belli kişiler dışında, Angela Merkel başkanlığındaki Büyük koalisyon’un itirazı olmadığı açık. Bundesbank’ın da bir itirazı yok. Bundesbank Başkanı Jens Weidmann, aylar önce deflasyon tehlikesine karşı bankaların ECB nezdinde ki mevduatlarına negatif faiz uygulanabileceğini ve özel ve kamu sektörü bonoları karşılığında para arzının arttırılması gerektiğini söylüyordu.
***
Faiz indiriminin sorunu çözmeye yetmeyebileceği olasılığına karşı Draghi, bütün tedbirlerin bundan ibaret olmadığını gerekirse başka tedbirlere de başvuracaklarını belirterek, FED’in yaptığı gibi bono alımlarına başvurabileceklerini ima ediyor. Bu tedbirler sorunu çözebilecek mi? Avrupa cephesinde ekonomik sorunların bir türlü çözülememesinde acaba çok başlılığın etkisi yok mudur ? Siyasi birlik olmadan ekonomik sorunların aşılması zor görünüyor. ABD ekonomisi bunca yıldır yeterince toparlanamamışken 18 devletten oluşan Parasal Birlik nasıl toparlanacak?
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016