Almak ve vermek... İşte bütün mesele bu
Dünya Verme/Yardım Endeksi (2013), yardımı 3 kriter üzerinden ölçüyor: Yabancıya yardım-gönüllülük-para bağışı. Veren’leri de üçe ayırmak mümkün: Ülkeler, kurumlar ve bireyler.
Endeksin temel göstergelerine bakınca ABD ülke olarak her üç kategoride de ilk 10'da. İlk sırada ABD’nin yanı sıra Myanmar dikkat çekiyor. Myanmar ne alaka diyebilirsiniz, nedeni Budist topluluk. Hayırseverlik bu ülkede dinsel kurallara göre şekilleniyor. Türkiye, 140 ülke arasında 128’inci. Bize ne oluyor diye de sorabilirsiniz, hakkınız…
Kendimizi yardımsever, misafirperver, hoşgörülü gibi “hoş” sıfatlarla ödüllendiriyoruz. Öyle miyiz?
Az zengin, fazla yoksul var bireysel yardım çok sınırlı
Endeks incelendiğinde anlaşılıyor ki, “vermek” zenginlikten öte bir kavram. Örneğin dünyanın en zengin bloğu G20 endekste sadece 5 ülkeyle temsil ediliyor. Biliyorsunuz biz de G-20’deyiz...
Yardım dürtüsü doğal olarak imkan sahibi olmakla çok ilgili. Ayrıca deprem, tayfun gibi yıkıcı olaylar da yardım iştahımızı tetikliyor, ihtiyacı olanlara yardıma koşuyoruz.
Kurumsal bağışçılık dünyada görece yaygın. Kurum yardımseverliğinde topluma faydanın yanı sıra başka dürtüler de görüyoruz; çalışan motivasyonu geliştirmek, kurum değerini artırmak, vergi avantajı sağlamak...
Bireysel yardım dünyada çok az! Somut ve pratik nedeni, gelir dağılımındaki dengesizlik olabilir: Az zengin, fazla yoksul var.
Bireysel ‘veren’lerin sayısını artırmak üzere çalışmalar bulunuyor. Örneğin, Giving Pledge/Hayırseverlik Andı, dünyanın en zenginlerinin servetlerinin önemli bir bölümünü hayırseverliğe adadıkları bir taahhüt. Warren Buffet, Bill ve Melinda Gates öncülüğünde 2010 yılında başlatıldı. Grupta, Chobani yoğurt markasının kurucusu Hamdi Ulukaya, Michael Bloomberg, Elon Musk, Mark Zuckenberg gibi 14 ülkeden 137 kişi var. Küresel Filantropi Ağı (GPC) dünya çapında hayırsever ailelerin bir araya geldiği dinamik bir ağ. David Rockefeller ve kızı 2001’de kurmuş, Türkiye’den Güler Sabancı da var. 25’i aşkın ülkeden 65 aile ve 250 bireysel hayırsever bulunuyor.
‘Bireysel olarak da yapılacak çok şey var’
Antik liman kenti Teos, Efes’den sonra toprak altından çıkarılmayı bekliyor. Bu anlamda ikinci büyük antik medeniyet alanı olmaya aday. Haftasonu İzmir Seferihisar’da Teos kazı alanındaydım. Üzerinde oturduğumuz 12 İon kentinden biri. Kazının Kültür Bakanlığı ve Seferihisar Belediye Başkanı’nın yanı sıra destekçileri bulunuyor. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Altın Yunus Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Yaşar, Teos Antik Kenti kazılarının bireysel destekçisi.
Teos, Protogeometrik dönemden Orta Çağ’a kadar gelişmiş bir medeniyet. Kentin güneyinde de kuzeyinde limanı bulunuyor, surları 4 km takip edilebiliyor, sur içinde Akropol, Dionysos Tapınağı, tiyatro, Agora, sarnıç, forum alanları dikkat çekiyor. Kazı 2010’da Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Musa Kadıoğlu başkanlığında harika bir ekibe teslim edilmiş.
Teos Antik Kenti kazı alanını birlikte gezerken Feyhan Yaşar ile “almak ve vermek” üzerine söyleşi yaptım:
Neden yardım yapıyorsunuz? Sizi motive eden düşünce nedir?
İnsan belirli bir netice almak için bireysel olarak da bir şeyler yapabileceğini görmek ve denemek istiyor. Yükü tamamen kurumlara yıktığınız zaman ülkemizde kurum sayısı sınırlı, bireysel olarak da yapılabilecek şok şey olduğunu düşünüyorum. Tarihin önemli ölçüde toprak altında olduğunu unutmamak gerek. Bu çalışmalara maddi manevi bireysel sponsorluk anlamında ilk ya da tek değilim, sayımız az ve destek verenler yeterince duyulmuyor.
Bu çalışmanın daha geniş perspektifte bir yararı var mı?
Sadece bir çek yazmanın sürdürülebilir desteği yok. Birey olarak fikir vererek, tecrübe paylaşımı yaparak, dünyanın farklı yerlerinden gözlemlerimi aktararak, çevremi katarak katkıda bulunuyorum. Uzun soluklu bir iş. Sonuç olarak biz iş dünyasının yönetici liderleriyiz, birikim ve deneyimlerimiz var, ekibin yanında olmam onlara güven veriyor. Efes gibi büyük projeler 20-30 senede vücut buluyor... Teos’da sürekliliği sağlayabilirsek Türkiye yeni bir İon kentini kazanacak.
Neden Teos?
Tesadüf aslında. Kazı Başkanı Nyssa’da Yaşar Eğitim Vakfı desteğinden dolayı Teos kazılarına da destek bulmak üzere benimle görüşmek istedi. Yaşar Holding’de Başkanlıktan ayrıldığım bir dönemdi. Bireysel olarak yapabilirim diye düşündüm. Kültür Bakanlığı izni olan sponsorum. Kazının kendisi, kazı başkanı ve ekibin adanmışlığı beni çok etkiledi.
Kayda değer gelişme var mı?
Beş yıl önce Teos’da bugün görülebilenlerin çoğu toprak altındaydı. 3000 sene önce bu topraklarda yaşayanlar orada ticaret yapmış, gemi bağlamış, balıkçılık yapmış, atlı araba ile mermer taşımış, gümüş ile
sanat yapmış... Hepsi belgeli ve kayıtlı. Bölgedeki 12 İon kentinden birini daha toplumla buluşturmak istiyoruz...
Yardım, zenginlerin konusu mu?
Bir projeye destek olmak için para desteğinin çok önemi yok, önemli olan oraya zamanını, aklını, imkanlarını verebiliyor musun... çevreni mobilize edebiliyor musun... duyarlılığı artırabiliyor musun, bu işin gönüllüsü olabiliyor musun?...
Gönüllülük derken...
Gönüllü olma işi para gücüyle ilişkili değil. Tamamıyla almakla-vermek arasında dengeyi sağlayabilmek. Özellikle ülkesini, tarihini seven, bir şeyler bırakmak isteyen kişiler hepsi bunları yapıyorlar. İçinizdeki ilgi, sevgi ve aşka bağlı bir şey.
Almak ile vermek arasındaki ilişkiyi tarif eder misiniz?
Bugün benim bu konuma gelmem bana eğitim, iş hayatı, toplumsal bir takım şeyler verildiği için mümkün oldu. Bir yerden sonra deneyim, bilgi-birikim ve vizyonunu paylaşmak istiyorum. Zaten veren olmasa alan da olmuyor. Birbirini tamamlayan bir süreç.
Dünya’yı daha bonkör bir gezegen yapabilir miyiz?
Zaten olay kısmen bu aslında. Babam Selçuk Yaşar’ın vizyonunda gördüm, onun da bireysel ya da kurumsal desteklediği birçok proje oldu. Antik Erythrai bölgesi, Van Ayanis kazıları, Nysa arkeolojik kazıları, Smyrna kenti kazı çalışmaları ile bilimsel yayınlar... Ayrıca arkeoloji ile sınırlı olmayan çalışmalarımız var; üniversitesiyle, sporla, sanatla toplumu destekliyoruz.
Vermenin sonu var mı?
Teos’da da sınırlı kalamam enerjim yettiği sürece devam... Bireysel bir desteğim daha var: Sagalassos Antik Kenti kazıları!