Ali yazar, Veli bozar
Başlığı “Domates, Biber, Patlıcan” olarak atacaktım, gördüm ki daha önce Dünya’da köşe yazısında Çisil Hoca kullanmış. Barış ağabeyde maniler bitmez hemen başka bir tane seçtim.
81300 Moda adresinde evinin önünde arabayı park ederken cama tıklattı. “Gençler arabayı biraz ileri alın da, çıkabileyim” dedi. Aldık. “Barış ağabey, Gülpembe şarkını piyasadaki hiçbir kasetinde bulamıyorum”. Düşündü “Haklısın, plakçımla konuşayım” dedi.
Yıllar sonra 81300 bana ilham kaynağı oldu ve Birleşik Türk Körfez Bankası A.Ş.’nin iç iletişim dergisine P.K. 80219 adını verdim. Türkiye’de Maçka Palas yerine 80219 yazılsa her mektubun ulaştığı bu kodu PTT’den özel izinle almıştım.
Kimler gelip geçmedi ki Maçka Palas’tan. Abdülhak Hamit Tarhan, Celal Bayar, Kerime Nadir, Zeki Üngör, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şahabettin, Faruk Nafız Çamlıbel, Sami Paşazade Sezai. Kısmet ben de bankacı olarak bu tarihte yerimi aldım 80219 adresinde.
“Posta, Banka, Lojistik” üçlemesini ve PTT Bank doktora tezimi o binada yazmıştım. Ama inovasyon fikrim Adana Pozantı ve Estergon Kalesine 40 dakika, 40 kilometre kadar uzaklıktaki Macaristan Saint André şehridir. Bugün Türkiye’mizin en ücra köşesinde oylarımız dâhil kıymetli evrakları PTTBank taşıyor.
1998 yılında Pozantı’daki PTT şubesinden sonra aynı yıl Saint André gezimde Postabank şubesini görünce “neden olmasın” demiştim. Sonuçta “checking ve saving account” mantığı ile çalışan posta çeki hesapları ve senet tahsilatı yapabilen bir dağıtım kanalı vardı karşımda.
Ulukışla’dan aşağıya Şekerpınar’a geldiniz mi başlar Pozantı. Pozantı adı Pendosis’ten geliyor. Pers, Hitit, İskender, Roma İmparatorlukları yaşamış. James Bond Skyfall filminde Pozantı’ya 1 saat mesafede Karaisalı’daki Varda Köprüsünde vurularak trenden düşmüştür.
1. Dünya Savaşına doğru Bağdat Demiryolu inşaatında çalışan Almanların yerleşim izleri halen Belemedik’te görülebilir. Atatürk’ün Meclis Başkanı sıfatı ile katıldığı ilk ve tek kongre 5 Ağustos 1920’da geldiği Pozantı Kongresi’dir.
Pozantı Adana’nın ilçesi. Anadolu’daki birçok kasabaya benzer. Bir tane ana caddesi vardır. Bugünlerde doğalgaz geldiği için o cadde kazılmış. Yaklaşık altı aydır asfalt dökülmesini bekliyor. Bozulan yollar için bir yazar lazımdı, yazdım.
Pandemi döneminde son kapanma öncesi o Pozantı’ya giderken yollarda ilk defa üç şerit kamyonları görmüş ve “bu sene büyüme iki hane gelirse kimse şaşırmasın” dediğim Mayıs 2021’de beklentiler %4-5 seviyesindeydi. Sonra rekor %11 gelmişti.
Pozantı’da yani Çukurova’da gıda fiyatları İstanbul’la yarışıyor. Bu fasulya artık 30 lira. Arsa fiyatları geçen seneye göre iki katına çıkmış, yaylada her yerde inşaat var. Sadece Pozantı mı? Mersin Boğsak günübirlik plaj girişi yemek dâhil kişi başına 1.000 TL Bodrum, Çeşme ile yarışıyor.
Kur veya asgari ücrete göre doğrusal artan zamlardan bir ev sahipleri bir de akademisyenler faydalanamıyor. Bu ikisi arasındaki nedensellik için bir ekonometrik analiz artık şart oldu.
Ücret ve talep enflasyonu ile politika faizi artışı, Phillips Eğrisi ve Taylor Kuralı gibi ilişkiler nedeni ile yapılıyor. Ancak enflasyon sadece parasal bir olgu mu? Literatür hayır diyor.
Gıda enflasyonunun enflasyonda payı %25 civarında, cari açığın neredeyse iki katı olan dış ticaret açığının %80’ine yakınının enerji olduğu, TV’lerde bir sene önce bu saatten sonra (kapasite artışı yani yatırım olmazsa) %10’dan aşağıya zor düşer dediğim işsizlik oranında, büyüme beklentisi merkez bankası anketinde %3,8 iken politika değişikliği ile faiz artırım süreci başladı.
Hafta sonu Wagner kalkışması sonrası Katar Dışişleri Bakanlığı “küresel enerji ve gıda fiyatları üzerinde yansımaları olacak” dedi. Neyse tüm dünya ucuz atlattı. Malum o kadar ortodoks para politikasında faiz artışına rağmen enerji ve gıda hariç çekirdek enflasyonlar bir türlü düşmüyor.
İngiltere’de enflasyon yine yukarı yönlü geldi. Bizde faiz artışına “yapısal reform olmazsa faiz yeterli olmaz” yorumları yapılmaya başlandı. İngiltere’ye yapısal reform ihtiyacı var diyerek buradan kendilerine bir gönderme yapalım. Kralı geldi ama enflasyonu çözemedi malum. Belki Shakespeare enflasyonu yazarak kalıcı olarak çözer: “olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu”.