Aldatılıyoruz!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Eksik bilgi veya bilgi kirliliğinin desteği ile yapılan analizler ile bunlara bağımlı stratejiler gerçekçi olamıyor. Anormallik yavaşta olsa ortaya çıkmaya başladığında, gelişmelerin kontrolden çıkmaya başlaması kaçınılmaz oluyor. Güvensizlik büyüyor ve riskten kaçınma eğiliminin güçlenerek belirleyici olması engellenemiyor. Amerikan dolarının diğer tüm paralara karşı dalgalı bir şekilde değerlenmesi, bu kısır süreci temsil eden değişken olarak ön plana çıkıyor ve kırılganlığı arttırıyor. 

Finansal piyasalar ise bu olumsuzlukları, büyük ölçüde ABD Merkez Bankası’nın parasal genişlemeden çıkış ve normalleşme stratejisi ile açıklamaya çalışıyor. Sinsice geliştirilen korumacı eğilimler büyük ölçüde görmezden geliniyor. Bu aşamada ABD’li yetkililerin Arap Baharı sonrasında üzerinde çalışmaya başladıkları, Trans-Atlantik ve Trans-Pasifik isimli tercihli ticaret ve yatırım konularını mercek altına almak gerekiyor! 

Öncelikle belirtmek gerekiyor: çözümü korumacılıkta aramak zorunda kalan bir ekonomide normalleşmeden bahsetmek mümkün değildir! Küresel düzeydeki en önemli pazarların işbirliği yaparak koruma kalkanlarını yükseltmesi, söz konusu bölgelerin kendi başlarının çaresine bakmak üzere diğerlerini çok zor durumlara düşürme girişimi sayılabilir. Devamında diğer bölgeler de benzer eğilimler ile kötüye gidişi kontrol altına almaya çalışmak durumunda kalabilir! Küresel ticaret hacminde yıkıcı daralmalar yaşanabilir ve büyüyen güvensizlik nedeniyle yaşanan sert dalgalanmalar finansal piyasaların sonu olabilir! 

Başka bir deyişle korumacı eğilimler, bugünün küresel ekonomisi açısından eşi ve benzeri görülmemiş bir kırılganlık anlamına gelebilir. Gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi pek önemli değildir, beklentilere yansımaya başlaması bile sistemik çöküşe sebep olabilir. Riskten kaçınma eğilimi kontrol edilemeyecek şekilde güçlenebilir, kaldıraçlı pozisyonların finansmanında yoğun bir şekilde kullanılan dolar tüm paralara karşı anormallik sınırlarını zorlayacak şekilde değerlenir; emtia piyasaları satış baskısı altında geriler. Koruma kalkanı içinde olanlar ile dışında kalanların durumu ayrışır; her iki tarafta da farklı nedenler ile enflasyon baskısı seri bir şekilde yükselişe geçer, faizler yükselir, sermaye piyasaları sarsılır. 

Yaklaşık iki yıldır yukarıda kısmen özetlemeye çalıştığımız olasılıkları fiilen ve düşük yoğunluklu bir şekilde yaşıyoruz. Finansal piyasalar bu gelişmeleri, ABD Merkez Bankası’nın eylem ve söylemleri ile ilişkilendiriyor, aynı sonucu doğurabilecek diğer muhtemel gelişmeleri tümü ile görmezden geliyor. Başka bir deyişle, imam- cemaat ilişkisi benzeri bir etkileşimin gereği yapılıyor, gelişmişler lehine olacak şekilde gelişenler uyutuluyor ve tepkileri farklı alanlara yönlendiriliyor! 

Basına yansıyan bazı haberlere bakılır ise ABD ile AB arasındaki Trans-Atlantik tercihli ticaret ve yatırım anlaşması 2015 yılına yetiştirilememiş; 2016 senesinde devreye girebilmesi için çaba harcanıyormuş! Bu durumda sormak gerekiyor: ABD ve AB Merkez Bankaları neleri yapmalı ve neleri yapmamalı? En az hasarla amaca ulaşmak için ne tür masallar uydurmalı, hangi soytarılıklarla gelişen ekonomilerdeki karar alıcıların gözlerini boyamalı? 

Evet! Gelişenler önce enflasyon desin ve yapısal reform demeye devam etsin, gelişmişlerin hesabını beklenti düzeyinde bozmaktan kaçınsınlar! Geleceği düşünmesin ve anı yaşasınlar, başarısızlığın kesin olduğunu asla dile getirmesinler ve akıllarına bile getirip şüphe bile etmesinler! Döviz rezervlerini kullanarak paralarındaki değer kaybına sonuna kadar dirensinler, gelişmişlerden gelen yatırım ve finansmanın az hasarla çıkabilmeleri için kendilerini feda etsinler! Ne kadar itaatkar olurlar ise olsunlar, kimseye yaranamayacaklarını bilmesinler! 

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız koşullarda Genel Seçimlere gidiyoruz. Gelişmişlerin küreselleşmenin iflasını ilan etmeden önceki korumacı eğilimlerini hiç hesaba katmıyoruz! Bu kısır oyuna aktif bir şekilde katılarak nemalanmaya çalışanlar, son kullanım sürelerinin geldiğini görmek ve buna uygun şekilde eylem ile söylem değişikliğine gitmek yönünde herhangi bir çaba harcamıyor! Su testilerinin, su yolunda kırılacağı zamana koşmak gafl etinden kurtulamıyoruz! Türk Lirası değer kaybediyor, korkular büyüyor! Olduğundan farklı görünmeye çalışanların basiretsizlik yarışı, tüm hızı ile devam ediyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar