Alber Hakko

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Vakko markasının yaratıcılarından,Vakko’ya isim verenlerden Vitali Hakko 2007 yılında ölmüştü. Kardeşi Alber ise geçtiğimiz günlerde hayata veda etti.

"Vakko" markası iki kardesin isimlerinîn birleşiminden,  Vitali’nîn "V"si ile  Alber’in "A"sından ve soyadları "Hakko"nun "kko"sundan oluşturulmuş...

Vitali Hakko, Vakko’nun kuruluşuna giden gelişmeleri şöyle anlatır; "Mahmutpasa'da Hrfsrtos isimli bir kumaş mağazasina tezgahtar olarak girdim. Bir süre sonra Kapalıçarşı'da Kupulis Manifatura mağazasına geçtim, Kupulis, Kapalıçarsı'da vitrini olan tek mağaza idi.

1925 yılında Atatürk şapka, devrimini yaptı. Kadın erkek halk şapka satın almak için mağazalara hücum etti. Patronum Kupulis beden şapka bölümünü kurmami istedi. Kurtuluş’dan üç Rum bayan buldum. Mağazanin ikinci katında şapka yaptirmaya başladım. Baktim bu iş kârlı. Bir an önce kendi hesabıma sapka işini yapmak için hemen askere gittim.

Asker dönüsü Kapalıçarşı'da ucuz bir dükkan buldum. Ablam Bella ve eniştem Rafael Elhadef’in desteği ile “Şen Şapka”yı kurdum... Kapısına "Şen Şapka" diye levha asıp, sapkacılığa başladım.

Bir gazeteci bu levhayı görmüş: Ertesi gün gazetede haber yayınlandı "Herseyin şen'i olur ama, şapkanın şen'i olur mu?"... Bu haber büyük reklam oldu,

'Baktım iş iyi gidiyor. Kardeşim Alber île birlikte Marputçular’da Barnaton Han'ın üst katında toptancılığa başladım Anadolu'ya şapka satıyoruz, En fazla sapka sattığımız şehir (nedenini halâ, anlamış değilim) Konya... İkinci müşterimiz Ankara. Yenicami'de İ Bankası arkasında bir mağaza açtık Kapalıçarşı mağazasını kapadık, müsteri kalitesini değiştirdik.

İkinci Dünya Savaşı çıktı, beni tekrar askere aldılar. Harp bitti. Büyük sehirlerde dolmuşlar işlemeye başladı. Dolmuşa binenin şapka giymesi imkansiz idi, Dolmuş Türkiye'de şapkacılığın mezarını kazdı.

Şapka giyen hanımlar başlarını siyah renkli "kreptemur" başörtü ile bağlıyorlardı.

'Toriği çalıştırdık"... Kreptemur başörtülerin üzerine renkli desenler bastırıp "eşarp" diye satmaya başladık. Fason yaptırdığımız baskılar iyi olmuyordu.

Bir emprime ve boya tesisi  kurmaya karar verdik.

Kurtulus Mezarligi yaninda, Tepe Üstü mevkiinde kurduğumuz boya ve emprime fabrikasında, eşarp yaparken kumas da yapmaya başladık.

Toptan ve perakende emprime kumaş satıyorduk, İstanbullu hanımlar gündelikçi terzilere dikiş diktiriyordu. Gündelikçi terziler yavaş yavaş ortadan kalkınca, bizim kumaş satişlari da düştü.

Beyoglu'nda 1961 yılında bir arsa aldık: Bu arsa üzerinde  uzun yıllar hizmet veren mağazanın bir bölümünü inşa ettirdik. Amacımız, metre ile satamadığımız kumaşları, elbise haline dönüştürüp satmakti.

Fabrikada yaptigimiz esarp baskilarina ve emprime baskilara konulacak marka olarak "Vakko" markasını tesbit ettik.

Konfeksiyon eşyanın dikişi önce mağazada yapılıyordu. Sonra Kurtuluş'daki fabrika binasının üzerinde atölyeye geçildi, 1970 yılında Merter'deki fabrika inşa edildi.

Vitali ile Alber’in bir de kız kardeşleri vardı.Kız kardeşleri Şen Şapka’dan başlayarak Vakko’nun gelişmesinde öne çıkmadan üretime ve gelişmeye katkıda bulundu

Vitali Hakko’nun ölümünden sonra Alber Hakko da yönetimden ayrılmış, yönetim ailenin ikinci kuşağına geçmişti.

Şimdilerle, Vakko’yu Yönetim Kurulu Başkanı olarak Vitali Hakko’nun oğlu Cem Hakko ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak  Albert Hakko’nun oğlu Jeff Hakko ile, Vitali Hakko  ve Alber Hakko’nun ablalarının oğlu Alberto Elhadef yönetiyor.

Alber Hakko’nun toprağı bol olsun.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018