Alarma gereksiz yere basanlar cezalandırılacaktır

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Çarşamba günü piyasalarda yaşanan hareket mutlaka ileride çeşitli makale ve kitaplara konu olacaktır. Özellikle ABD tahvillerinde görülen alım dalgasının büyüklüğü rekorlar listesine üst sıradan giriş yapacak nitelikteydi. IMF’in global büyümeyi aşağıya çekmesi ve ardından FOMC tutanaklarında kuvvetli dolara yönelik bazı kaygıların görülmesi ile piyasaların büyüme ve FED ile ilgili algısı tamamen değişti. Daha önce de pek çok kez bu konularda görüşümü belirttiğim için kendimi tekrarlıyor olabilirim. Avrupa ile başlarsak; sene başında birkaç PMI verisinin iyi gelmesi ile Euro Bölgesine yönelik korkular azalmıştı. Oysa bu bölgede ECB ne yaparsa yapsın ekonomik zayıfl ama devam edecek ve Euro değer yitirecek. Gerek bölgenin gerek Euro’nun dizaynı uzun vadede bunu gerektiriyor. Özellikle ABD benzeri tek bir borçlanma mekanizması olmaması kritik bir hata. Ancak Avrupa’da ekonomik bir resesyon ABD’yi ve global büyümeyi aşırı yavaşlatmaz. 2012’de bunun örneğini gördük. Avrupa’nın dünya için asıl tehlikesi bankacılık sistemi ve Euro. Bu iki bacakta oluşacak bir krizin çok ciddi sonuçları olacaktır. Ancak bu krizin 2015’in ikinci yarısında olmasını bekliyorum. Zira ECB’nin likidite uygulamaları sorunların üstünü bir süre daha örtecektir. Ama sadece bir süre. Gelelim Çin’e; daha bir iki ay önce 80 milyar dolarlık bir likidite manevrası sonrası havalara zıplayan piyasalar nihayet Çin’de bir sorun olduğunu kabul ediyor. Çin büyüme modelini ya hemen değiştirerek daha yavaş büyümeye başlayacak veya cari modelde ısrar ederek birkaç sene sonra çok büyük bir krize girecek. Başka bir alternatifi yok. Elbette ilk başta akla yatkın gelen ilk stratejinin uygulanması. Ancak bu hem sosyal olarak hem de gücü elinde tutanlar açısından zor bir adım. Japonya üzerine ise fazla bir şey söylemek zor. Ülkenin demografik ve rekabet sorunu sadece Yen’in daha değersiz hale gelmesi ile çözülemez. Dahası yaratılan enfl asyon Abe’nin istediği tarzda tüketimden kaynaklanan bir enfl asyon değil. Peki ya Amerika? ABD global sistemin büyük ekonomileri arasında büyüme momentumu yukarı olan tek ülke. Çok sağlıklı ve yıllar sürecek bir büyümeden bahsetmek elbette zor. Resmi olarak resesyonun 2009’da bittiği gerçeğini göz önüne alırsak toparlanma altıncı yılına girmek üzere. Resesyon üzerine resmi verileri tutan NBER istatistiklerine göre ortalama genişleme süresi 58 ay. Yani bu süreyi doldurduk, artık olgun bir büyüme söz konusu. Elbette sırada resesyon olduğu söylenebilir ama benim görüşüm bir 12 ay da momentumun korunacağı. Gerek tahvil spreadi gerekse diğer bazı öncü indikatörler bir ABD resesyonuna işaret etmiyor. Öte yandan kuvvetli dolar konusunun çok iyi incelenmediğini düşünüyorum. Dolar ABD’nin ticaret ortaklarına karşı bir sepet üzerinden değerlendirildiğinde uzun vadeli ortalamasının halen altında. Dahası yüzde 10 kuvvetlenecek doların ticaret üzerinden etkisi GDP’de yüzde 0.2’lik bir gerileme (kaynak Citibank). Ancak ilerideki yıllarda Euro’nun 1 seviyesinin altına düşmesini beklediğimden korkunun tamamen yersiz olduğunu söylemek hata olur. Son olarak düşen petrol fiyatları sorunlu bir global ekonominin işareti olduğu kadar ABD-Rusya ve S. Arabistan-ABD kavgasının da bir ürünü. Ve ilk aşamada (75 doların altına düşmediği var sayarak) global büyümeye de destek verecek bir gelişme.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019