Alarm veren dengesizlikler!
Son haftalarda para otoritelerinin ekonomik eğilimler üzerinde etkisizleştiğini sıklıkla tekrarlıyoruz. Ağırlaşan sorunlar ve tıkanma eğilimi sergilemeye başlayan sürdürülebilir olmayan eğilimler bu süreçte belirleyici oluyor. Beklentilerin kademeli olarak olumsuzlaşması, finansal zorlamaların bu durumu terse çevirmekte yetersiz kalması daha farklı düşünmeye izin vermiyor. Sistemi oluşturan kurumsal yapının temsilcileri ise, müdahaleleri çeşitlendirerek bu yöndeki algıları ve sebep olduğu riskten kaçınma eğilimini kırmaya çalışıyor!
Aşırılık sınırlarını fazlası ile zorlamış olan küresel talebin daha fazla artması mümkün olamıyor. Böyle olmayacağı varsayımına göre yapılan hesaplar çökerken kırılganlık algılarının seri bir şekilde güçlenmesi önlenemiyor. Parasal genişlemeler, aşırı iyimser senaryolara uygun beklentiler, sermaye piyasalarındaki yükselişlerin yaratabileceği refah etkisi veya emtia fiyatlarındaki yükselişler artık küresel talebi uyaramıyor; tam aksi yöndeki sınırlı eğilimler ise, talebe dayalı endişeler nedeniyle yıkıcı panik eğilimlerin sebebi olabiliyor.
Gelişmişlerin içine girdikleri durgunluktan çıkamayışı ve gelişenlerin yaklaşık beş yıldır durgunlaşma açmazından kurtulamayışı, küresel talebe ilişkin tüm hesapların çökmeye başlamasında etkili oluyor. Son yirmi yıldır sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politika setleri ile günü kurtarmaya çalışmanın birikmiş bedeli insanlığı tehdit ediyor. Piyasa mekanizmasının iyice yozlaştığı ve çözümsüz sorunlar üreterek istikrarsızlığı beslediği gerçeğini hazmetmek, kolay olmayacak gibi görünüyor.
Bu durumda sormak gerekiyor! Küresel talep artmıyor ise, artacağı varsayımına göre yapılan yatırımların yaratacağı arz fazlası ne olacak? Alınan borçlar nasıl geri ödenecek? Rekabet gücü konusunda yaşanmakta olan olumsuzlaşmanın ürettiği çok yönlü sorunlar nasıl aşılacak? Ekonomi cephesindeki beklentilerin bozulması ve güvensizliğin artması, finansal yapıyı nasıl etkileyecek? Yapay piyasa eğilimleri ile bu sorunlara çözüm üretilmesi mümkün olabilir mi?
Küreselleşme denilen kuralsızlığın yarattığı cehennem, kısmen yukarıda özetlemeye çalıştığımız sorularla kaynıyor! Gelişmişlerden sonra gelişenlerin de durgunlaşma sarmalından kurtulamıyor olması, saadet zincirlerinin kırılmaya başladığı anlamına geliyor. Riskten kaçınma eğilimi ve bunu tetikleyen olumsuzluklar, hem güvensizliği arttırıyor ve hem de her kesimi başının çaresine bakmaya zorluyor; bu gidişi yavaşlatmak adına parasal genişlemelerde veya sermaye ile emtia piyasalarına yapılan örtülü müdahalelerde teselli aranıyor!
Kusura bakmayın, gerçekler çözüm adına duymak istediklerinizi desteklemiyor! Aşırılık sınırlarını fazlası ile zorlamış ve artık artamayan küresel talebin, daralmaya başlaması kaçınılmazdır. Böyle olmayacağı varsayımına dayalı zorlama ve yapay yönlendirmeler, yaşanacak sıkıntıların en önemli sorumlusudur. Küresel arzın daralması sürecinde rekabet koşulları kaçınılmaz olarak bozulur ve faaliyet gelirlerini seri bir şekilde eriterek talebin daralmasına sebep olur. İçine düşülen kısır döngüden kurtulmak giderek zorlaşır. Bu eğilimleri durdurmaya çalışanlar da, zaman içinde etkisizleşir ve yıpranarak tükenmekten kurtulamaz.
Bu hafta içinde ABD Merkez Bankası Açık Piyasa İşlem Komitesinin yapacağı toplantıda alacağı kararlar, orta vade açısından önemsiz bir detay olmaktan öteye gidemeyecek. Fakat kısa vadede ava gitmiş olanların birbirleri ile olan ilişkileri farklılaşabilir; birileri kısmen rahatlamak veya başkalarını aldatarak kendilerini kurtarmak adına alınan kararları tüketmeye çalışabilir!
Eski deneyimlerin pek bir işe yaramadığı bir süreç yaşıyoruz. Gelişen ekonomi paralarının değerlenmesi ve risk primlerinin gerilemesi, sermaye ve emtia piyasalarının yükselmesi türünden eğilimler artık talebi uyaramıyor ve arttırmıyor! Bu durumu hazmedemeyen ve ayakları yere basamayan malum kesimler ise, ne yapacağını bilemiyor!