Alarm sinyalleri

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

 


Gelişmekte olan ülkelerden alarm sinyalleri geliyor. Euro bölgesindeki gelişmeler bütün havayı çektiği için, bu kritik konu arka planda kalıyor. Merkel'in partisi ile en yakın rakibi arasındaki fark iki puana düşmüşken, hala 'ortak euro tahvili' tartışılıyor.

Makro veriler kötüleşirse, politika yapıcılar devreye girer beklentisi var. Aslında; küresel ekonomi hız keserken, politika araçlarını kullanmak zorlaşıyor. 2008 ile bugünkü durum arasında benzerlikler kuruluyor. Tabii önemli bir farklılık da var. 2008'de ekonomi yönetimlerinin manevra alanı fazlaydı.

Para muslukları sonuna kadar açıldı. Maliye politikaları gevşetildi. Bugün bunların önünde engeller var.

Avrupa'nın en güçlü ekonomisi olan Almanya, mali disiplinsizlik istemiyor. Para basılmasına onay vermiyor. İster enflasyon korkusu, ister diğer ülkelere gözdağı vermek olarak düşünün, Avrupa Merkez Bankası'nın(AMB) aktif olmasına müsaade etmiyor. Amerikan ekonomisindeki göreceli iyi durumun sürmesi, Fed'in yeni bir tahvil alım programı açıklamasını zorlaştırıyor. ABD'de yeni bir programın zemininin; deflasyon, resesyon tehlikesi gibi hikayelerle doldurulması lazım. Öte yandan; ABD ekonomisini son iki yıldır ayakta tutan yüksek bütçe açığının, ciddi oranda azaltılacağı konuşuluyor. Bu durumda maliye politikası tarafında da hareket alanı daralabilir.  

Gündemin ana maddesi olan AB'deki sıkıntılar biliniyor. Sadece sonuçları öngörmek zor.

BRIC(Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) bölgesi, beni Avrupa'dan daha fazla tedirgin ediyor. Çünkü bu bölgede hem sonuçları tahmin etmek zor, hem de problemler göz ardı ediliyor. Kriz öncesinde ve sonrasında küresel ekonominin motoru olan BRIC kesimi, 2012'de bu misyonu üstlenemeyebilir.
Global ekonominin başrol oyuncularından olan Çin, hamlelerini geciktiriyor. Ya işler biraz daha kötüleşmeden devreye girmek istemiyorlar, ya da piyasaya bazı durumlar yansıtılmıyor. Enflasyon rakamı son aylarda düşüş gösterse de, merkez bankası faizi indirmiyor. Zorunlu karşılıklardan gidiyor. Çin ekonomisi ile ilgili soru işaretlerinin artması, emtia fiyatlarını vuruyor. Örneğin; ekonominin ham madde talebini görme açısından önemli bir gösterge olan Çin limanlarına teslim edilen demir cevherinin fiyatı son 1,5 aydır sert biçimde düşüyor.

Hindistan ekonomisi deyim yerindeyse bir çakılma yaşıyor. Sanayi üretimi rakamı yıllık bazda negatif. S&P geçen ay ülkenin notunu indirdi. Kamu borcu ve cari açık rakamları çok yüksek. Enflasyon yükseliyor. Stagflasyonun(yavaşlama ve enflasyon) ayak sesleri duyuluyor. Sermaye piyasalarından para çıkışı sürüyor. Kısaca; Hindistan'ın küresel ekonomiye olan katkısı sıfır olabilir.

Başta Brezilya olmak üzere Latin Amerika ülkeleri de ışık vermiyor. Bölge ülkelerinin para birimleri zayıflıyor. Brezilya Reali son üç yılın en düşük seviyelerine indi. Güçsüzleşen para birimi, zayıflayan ekonominin doğal bir sonucudur. Komşumuz Rusya'ya bakarsak; enerji fiyatlarındaki gerileme, dünyanın en büyük enerji ihracatçısını vuruyor. Bütçe gelirlerinin yüzde 50'lik kısmı, petrol ve gaz satışından geliyor. Ülkeden büyük bir sermaye çıkışı yaşanıyor.  

Gerçekçi olmak gerekiyor. Politika araçları açısından bakıldığında, bizim de fazla bir manevra alanımız kalmadı. TCMB'nin para politikası belli. Önümüzdeki aylarda faizlerin indirilme şansı yok denecek kadar az. Ekonomi yönetiminin vergileri düşürme olasılığı düşük. Küresel piyasalardaki likidite koşullarının devam etmesi işimize gelir. Belirsiz dönemi atlatmak için sermaye girişine ihtiyacımız var.     
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019