Alarm düzeyi artsın

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

...Bu veriler incelendiğinde konjonktürün mevcut durumu zorlaştıracağı da biliniyor. Zira, Avrupa'da Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi ülkelerdeki kriz, iyileşme sinyali vermediği gibi  yayılma tehlikesi de hala sürüyor. Bununla birlikte ithalatın yelkenlerini şişiren Euro rüzgarının da kesilmesi yakın zamanda pek mümkün değil.

Dolayısıyla önümüzdeki dönemde tüm sanayinin ihracatının azalması (marttan nisana yüzde 18 geriledi) ithalatın da artmasını beklemek (mart/nisan yüzde 1) hayalci bir yaklaşım olmayacaktır.

Yaklaşık bir ay sonra açıklanacak mayıs ayı verileri, alarm seviyesine yönelik daha doğru işaretleri verecektir. Ama, bana sorarsanız, kriz tedbirlerinin alınma zamanı geldi galiba...

Bu yazıyı tam bir ay önce yazdım. Yazımın başlığında ise "Uyarı sinyalleri geliyor" dedim.

Bu dönem içinde maalesef dediğim çıktı ve pek sevmediğim bir "Ben demiştim" yazısı yazmak zorunda kaldım.

Bu yazıyı yazmamım nedeni ise hafta içinde aylık ihracat rakamlarının açıklandığı toplantıda konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin yaptığı uyarıydı. Büyükekşi önce, otomotiv ihracatının ilk kez eksiye döndüğünü söyledi. Sonra da, bir ay önce yazdığım "uyarı sinyalleri geliyor" cümlesini kullandı.

Ancak, Büyükekşi'nin kullandığı cümleler, işin uyarı sinyali boyutunun çok ötesine geçtiğini gösteriyor. Öncelikle, kendisi tüm ihracat sektörlerinden sorumlu olduğu için gelen sinyallerin otomotiv üzerinde hızlı ve ani bir darbe vuracağını açıklamamış.

İşin iki boyutu var. Bunlardan ilki Avrupa'da hükümetlerin çok önemli bir karara imza atarak kemer sıkma politikalarına yönelik stratejilere start vermeleri. Bir ülke kemer sıkarken iki şeyi uygular. Bir iç pazarı daraltır, iki ihracatı artırıcı önlemler alır. Her ikisi de bizim işimize yaramıyor. Zira, hem otomotive olan talep düşecek, hem de düşük seyrettirilecek Euro sayesinde bizim ihracatçımıza inat Alman-Fransız ihracatçı sevinecek.

Bu bıçağın ikinci keskin yanı ise, yurtdışında "Aman Euro düşük kalsın biz bol bol ihracat yapalım" çabalarının, Türkiye'deki politikalarla da desteklenmesi. Bizdeki fiyat istikrarını tutturmaya yönelik izlenen strateji, TL'nin aşırı değerli kalmasını sağlayarak ithalatı destekliyor.

Bugün birçok kez de yazdığım gibi otomotiv sanayi için, Türkiye'de imalat yapmak maliyetli ve karı çok düşük bir konuma girmiştir. Ana ve yan sanayi ne kadar kendini ihracat ağırlıklı çalışmaya zorlasa, yeni pazarlar arasa da kur matematiği önlerinde dev bir engel olarak durmaktadır ve bu engelin yüksekliği her geçen gün artmaktadır.

Dedik ya işin iki boyutu var diye, ikinci boyut ise yine kurlarla ilgili ama bu kez doğudan yükseliyor tehlike...

Büyükekşi'nin de bahsettiği gibi Çin, bugün Almanya'yı geride bırakarak dünyanın ihracat şampiyonu olmuş durumda. Bunda para biriminin -görünürde dalgalanmaya bırakmış olmasına rağmen- aşırı değerlenmesini engelleyici politikalar uygulamasının büyük rolü var.

Zaten, üretim girdileri açısından özellikle yan sanayi anlamında tehdit oluşturan Çin, bir de kurlar üzerinden maliyet avantajı sağladığında lojistik dezavantajı ortadan kalkabilir.

Bugün bizim ana ihracat pazarlarımızdan aldığımız pay azalırken, Çin'inki düzenli olarak artıyor.

İşin bir de iç pazar boyutu var. Türkiye'de imalat yapmak özellikle otomotiv yan sanayicisi olarak üretim yapmak giderek cazibesini kaybediyor. Zira, Çin çok cazip imkanlarla karşımıza dikilmiş durumda.

Tüm gelişmeler ışığında uzun yıllardır artı veren dış ticaret açığında ibrenin eksiye dönmesi çok şaşırtıcı olmayacaktır.

Dolayısıyla, bundan bir ay önce uyarı sinyalleri geliyor diye yaptığım uyarıyı, "Düşük seviyeli alarm durumuna geçmeliyiz" olarak yenilemek istiyorum. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018