Akıntıya kürek çekmek!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Türkiye ekonomisine ilişkin veriler, 2009 yılının geri kalan dönemi için pek umut vermiyor. Aksini temenni edenlerin zorlama değerlendirmeleri belirsizlik ve kırılganlığı azaltamıyor. Mart ayı sınai üretimi bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 20,9 oranında daralırken, bir ay öncesine göre yüzde 13,4 artmış? Nisan ayı kapasite kullanım oranı da yine bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 14,9 oranında, gerileyerek yüzde 66,8 rakamına gerilemiş, fakat bir ay öncesine göre artmış! Yine 2009 yılı ilk çeyrek dönemine ilişkin cari açık rakamı bir yıl öncesine göre yüzde 90 oranında küçülerek 1,15 milyar dolara gerilemiş yukarıda belirtilen genel görünüm, bu sonuçlara yol açan politika tercihlerinin iflas ettiğini söylüyor; bu gerçeği kabul edemeyenler ise hayal dünyalarından çıkamıyor.

Sanayi üretimi ve kapasite kullanım rakamlarında bir ay öncesine göre yaşanan artışlar büyük ölçüde mevsimlik dalgalanmalarla ilgilidir ve kesinlikle durumun düzelmeye başladığı anlamına gelmez. Ayrıca vergi indirimlerinden oluşan dördüncü ve beşinci paketlerin geçici etkisi de hesaba katılır ise durumun vehameti daha iyi anlaşılabilir; zira gelecekteki iç talep bu paketler nedeniyle mevcut olandan daha iyi olamayacak. Birkaç yıl öncesine kadar yüzde 6-7'den daha küçük bir büyümeyi Türkiye kaldıramaz diyenlerin, bugün küçülme eğiliminin biraz azalıyor olmasına sevinmelerini anlamak da kolay olmuyor. Belli ki samimiyet ve dürüstlük konusunda ciddi problemleri var ve kimseye güven veremiyorlar.

Ülkemizde iç talep daralmaya devam edecek; sınai üretim ve kapasite kullanımında eğilim değişikliği ise dış talep gelişmelerine bağımlı olacak. Asıl önemlisi küresel talebin de son yıllardaki düzeyine asla geri dönemeyecek olması ve yaratacağı yeni sorunların maliyeti!.. Zira gelir dağılımı bozulmaya, rekabet koşulları olumsuzlaşmaya ve faaliyet gelirleri erimeye devam edecek. İç ve dış talebin dalgalı bir şekilde daralmaya devam etmesi, bu durumun asla olmayacağı varsayımına göre benimsenmiş politika ve stratejileri başarısızlığa mahkum edecek. Dünya ekonomisi daralacak, işsizlik artacak, faaliyet dışı gelir yaratmak amacı ile alınan pozisyonların sıkıntıyı artırmaması adına yapılanlar ise enflasyonist baskıları bir süre sonra tırmandırmaya başlayacak.

Bu koşullarda 2009 yılı cari açık rakamının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 90 oranında küçülerek 1,15 milyar dolara gerilemesi büyük bir sürpriz sayılmaz; tam aksine ekonomide yaşanan küçülmenin tüm tahminlerin ötesine geçtiği anlamına gelir. Türkiye ekonomisi daralır ve işsizlik artar iken, dış ticaret hacmi ve cari açığın küçülmesi beklenen bir durumdur; eşanlı olarak bütçe açığının büyümesi ve kamu finansman ihtiyacının da kontrolden çıkması kaçınılmazdır. Paranın devir hızının çökmesi, borç-alacak zincirinin kırılması, sorunlu kredilerin artması gibi eğilimler de bu sürecin doğal refakatçileridir.

Bugün için gerek ülkemizdeki gerekse küresel düzeydeki olumsuzlukların sebebi gelir dağılımı ve rekabet koşulları ile ilgilidir; dengesizlik ve sorun oluşumunu engelleyen, olabildiğince şeffaflığı mümkün kılan ve çoğunluk yararını gözeten düzenlemelerin küreselleşme adı altında kaldırılması söz konusu değişkenlerde telafisi imkansız tahribatlar yapmıştır. Kuralsızlıktan uzaklaşıp etkili düzenlemeleri küresel bir uzlaşı çerçevesinde geri getirmek, gelir dağılımı ve rekabet koşullarındaki olumsuzlukları çözerek yeni bir orta sınıf yaratmak yönünde bir inisiyatif kalıcı çözüm için ön koşuldur. Sebeplere dokunmadan sonuçlarla uğraşmak akıntıya kürek çekmektir ve olumlu sonuç üretmesi mümkün değildir...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar