Akılda kalan sorular
Merakla beklenen Amerikan seçimleri sonrası Donald Trump dört yıl aradan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin 47. Başkanı oldu. Önce şunu bir netleştirelim. Akıllarda seçime dair doğal olarak sistem kaynaklı bazı sorular belirmiş olabilir. Bir kere Donald Trump, Amerika’nın 47. Başkanı seçildi ama Amerika Birleşik Devletleri şu ana dek toplam 45 Başkana sahip oldu. Akıllara neden sorusu gelebilir.
Amerika’nın 22. ve 24. Başkanı Grover Cleveland aynı Donald Trump gibi dört sene başkanlık yaptıktan sonra, rakibi Benjamin Harrison’ı devirerek 24. Başkan seçildi. Donald Trump da Amerikan tarihinde ikinci kez olan bir hadiseye imza attı. Dört yıl başkanlık yaptıktan sonra Joe Biden’a kaybettiği seçimlerin rövanşını dört yıl sonra alarak Amerika’nın 47. Başkanı oldu. Yani diğer bir deyişle Grover Cleveland ve Donald Trump ara vererek iki kez başkanlık yaptıkları için Amerika’nın başkanlık sayısı 47, ama Başkan sayısı 45 oldu.
2016’da analiz şirketleri yanıldı
Akıllardaki ikinci soru; anket ve analiz şirketlerinin yanılıp yanılmadığı. 2016 yılında Hillary Clinton ve Donald Trump arasındaki seçimlerde, analiz şirketlerinin yanıldığı bir gerçek. Çünkü neredeyse 100 ihtimalden 86’sını Hillary kazanır diyen analiz şirketleri, 12’sine Donald Trump kazanır, 2’sine ise bir kazanan olmaz diye ihtimal vermişlerdi. Dolayısıyla analiz şirketleri için konuşursak 2016’da yanıldıkları aşikâr. Çünkü; eğer bir adaya 100 ihtimalden 12’sinde kazanabilecek diyorsanız ve bu aday kazanıyorsa ciddi bir analiz hatası olduğu gerçek. Tabii ki Donald Trump’ın üslubu, sistem dışı davranışları ve açıkçası sistem dışı aldığı oylar; bu yanlış kanaatlerin önemli sebeplerinden biri oldu. Bu yüzden analiz firmalarını çok da suçlamak istemiyorum.
Bu seçimde hatalı analiz yoktu
Anket firmalarına gelince; 2016 yılında Hillary Clinton’un, seçimlerde çoğunluğun oyunu ülke çapında Trump’a atacağı farka kadar bilen firmalar oldu. Nitekim Hillary popüler oyda Trump’a üç milyon fark attığını düşünürsek firmaların birkaç eyalet bazlı yaptığı yanlış tespitler dışında çok da hatalı olduğunu söyleyemeyiz. Başta Wisconsin, Michigan, Florida olmak üzere buralarda anket firmaları hatalı değerlendirmeler yaptı.
Oysaki bu seçimde analiz firmaları Kamala Harris’in; 100 ihtimalde 50 ihtimalle Başkan, Donald Trump’ın 100 ihtimalde 49 ihtimalle Başkan, bir ihtimalle ise; iki adayında seçimde 270 Seçiciler Kurulu oyunu alamayacağını öngördü. Böyle baktığınız zaman çok da hatalı bir analiz ortada yoktu. Anket firmalarına gelince; bu seçimdeki anketlerin birçoğunda bilhassa da salıncak eyaletlerde, Donald Trump ve Hillary Clinton arasındaki farklar hata payı içerisinde ön görüldü. Bu da gayet kabul edilebilir bir tespitti.
Harris en doğru adaydı
Akıllardaki bir başka soru ise; Kamala’nın doğru aday olup olmadığı meselesiydi. Bir şeyi çok net hatırlayalım. Amerikan tarihinde ilk defa partisinin delegelerinin neredeyse tamamının oyunu alarak başkan adayı olmayı garantilemiş bir kimse, bir nevi parti iç darbesi ile baskılara boyun eğerek aday olmayacağını açıkladı.
Hem de başkan adaylığını yüzde 100 garantilemişken. Böyle bir hadiseden sonra gerek kampanya finansı meseleleri yüzünden, gerek ülke çapında tanınırlık durumu hesap edildiğinde; seçimlere sadece birkaç ay kala Kamala Harris’ten başkasının aday olma ihtimali neredeyse imkansızdı. İmkansız derken, elbette parti o saatten sonra başka birini aday gösterebilirdi. Ancak esas nokta bütün her şeyin sil baştan sıfırlandığı bir seçimde gösterilecek başka bir aday, inanın ki Kamala’dan çok daha fazla oy alamazdı.
Dolayısıyla bütün bu şartlar değerlendirildiğinde Kamala Harris, Demokrat Parti için mevcut şartlardaki en doğru adaydı. Artık Demokratlar aynı Obama’nın seçildiği 2008 yılında olduğu gibi, ama bu sefer aktörler ve partiler değişmiş olarak kendilerini sorgulama dönemine başlamalıdır. Eğer geleneksel olarak demokratlara oy veren Latin erkekler Trump’a oy verdiyse, eğer siyah erkekler Kamala’ya Biden’dan daha az oy verdiyse; Demokrat Parti bunların sebeplerini doğru değerlendirmeli, iyi analiz etmeli, gerçekçi çıktılar alıp 2028’in yol haritasını şimdiden buna göre belirlemelidir.