Akılcı, hazırlıklı ve sakin
Ankara, Adana, Kayseri Sanayi Odaları ile Mersin, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odalarının ve bir KOBİ temsil kuruluşu, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği'nin (KOBİDER) başkanları, saha araştırmalarının teknik terimiyle "örneklem kümesi" oluşturmasalar da, Anadolu KOBİ dünyasının "nabzını" yansıtma yetkinliğine sahip konumdalar.
Başkanların başında bulundukları odalar Türkiye ekonomisinde yerel sanayi, ticaret ve hizmet sektörleriyle "ağırlığı" bulunan; gelişme dinamiklerini kullanma becerileri hızla gelişen illerin iş dünyasını kapsıyor; başkanlar da bu yapıyı "elleri taşın altında" olarak temsil ediyor.
Yeni bir yılın başında "Anadolu KOBİ dünyasının ruh hali nasıl?" sorusuna cevap ararken yapılan değerlendirmelerden çıkan özeti yazayım: Akılcı, hazırlıklı ve sakin… Bu bir görünüm; şöyle açılabilir:
2011'de patlayan Avrupa kaynaklı "borç krizi" dalgalarının Türkiye ekonomisinin kıyılarına attığı "gelgitlere" karşı sakin; o dalgaların boy ve şiddetini artırma olasılığına karşı en azından "zihnen" hazırlıklı; 2012 yılına baskın karakterini veren ekonomik kriz, siyasi gerilim ve belirsizlik ortamından "yararlanma" konusunda ise akılcı.
Dış pazar kaygısı
Anadolu ekonomisinin dışa açık yüzüne yansıyan kaygı, küresel kriz atmosferinin şimdiye kadar uğraşarak girilen bölgesel ve nispeten uzak dış pazarlarda "ufku" daraltma ve karartma ihtimali. Uluslararası durum bu kaygıyı güçlendiren gelişmeleri ve potansiyeli içeriyor.
Ancak, bu noktada ilginç bir özgüven kendini gösteriyor: Eldeki pazarlarda yaşanacak daralma ve kayıplara karşı, yeni pazarlara açılma çözümü, 2012 yılı başında mikro gündemlere girmiş görünüyor. Değerlendirmelerin bu noktada kesişmesi, Anadolu iş liderleri arasında dış etkenli sorunların "iç özgüvenle" aşılabileceğine ilişkin bir mutabakatı işaretliyor.
"2012'nin ilk ayları hedef pazarlarımıza odaklanacağımız aylar olacak; üreteceğiz, ürettiğimizi yeni pazarlara satacağız, insanımıza iş vereceğiz" cümlesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut'a ait. Bu cümle, sözünü ettiğim özgüven mutabakatının güçlü bir ifadesi.
Hesap ve denge çağrısı
Anadolu KOBİ dünyası 2012 yılını "sağlam" bakış açısıyla analiz ederken mevcut ve olası sorunları geri plana itmiyor. Bölgesel siyasi gerilimlerin, Avrupa ekonomilerindeki daralma eğilimlerinin Türkiye ekonomisinde doğurmaya başladığı pazar ve ihracat sorunlarına karşı temkinli, girişken ve tedbirli hareket tavsiyeleri ortak anlayış ürünü.
Aynı anlayış, yatırımlar konusuna da yansıyor. Gelişkin illerde iş dünyası yeni yılda, risklere rağmen yatırımlara devam edecek gibi görünüyor. Bu noktada, özellikle Avrupa sıkıntıya düşen firmaların satın alınmasına yönelik tavsiyeler dikkati çekiyor.
Üretim boyutunda dış pazarlar açılımıyla uyumlu bir bakış açısı beliriyor: Kaliteli, nitelikli, farklı üretim, hızlı teslimat. Ya da doğru ürün, doğru üretim sistemi, doğru pazar.
Küresel kriz ve belirsizlik ortamının "içeride" tetikleyebileceği sorunlar ki başta "finansman" geliyor, KOBİ dünyasının ajandasında ilk satırlarda yer alıyor. Bu tehlikeye karşı ortak çağrı, dengeli ve hesaplı çalışmak… Özellikle üretimde, yatırımda, borçlanmada dövizden çıkış, TL'ye dönüş en etkili tedbir olarak öneriliyor. Yani, "Döviz gelirli ve alacaklı değilsen, döviz harcayıcı ve borçlu olma!"