Akdeniz için zaman daralıyor
Akdeniz bölgesi, son yıllarda iklim değişikliğinin etkilerini en ağır şekilde hisseden yerlerden biri haline geldi. İklim uzmanları bu bölgedeki değişimlerin, sadece doğayı değil ekonomik ve sosyal yaşamı da ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor.
Özellikle Türkiye’yi de kapsayan Doğu Akdeniz bölgesinde, yağışların azalması ve sıcaklıkların artması gibi tehlikeler giderek daha belirgin hale geliyor.
Verilere göre, 1980’lerden bu yana Akdeniz’deki ortalama yağış miktarı yaklaşık yüzde 20 oranında azaldı. Dünya Bankası’nın raporlarına göre, bu azalma eğilimi devam ederse, 2050 yılına kadar Akdeniz’deki bazı bölgelerde yağışların yüzde 30’a varan oranlarda azalması bekleniyor. Bu, su kaynaklarının giderek daha da kıt hale geleceği anlamına geliyor ve bu durum hem tarım hem içme suyu temini hem de ülke ekonomisi için dikkate değer bir tehdit demek.
Akdeniz’de her on yılda bir sıcaklık artıyor
Özellikle Türkiye'de, Doğu Akdeniz bölgesi kuraklıkla mücadelede kritik bir noktada bulunuyor. Türkiye'deki meteorolojik verilere göre, son 50 yıl içinde Doğu Akdeniz'de ortalama yağış miktarı yüzde 25 oranında düştü. Söz konusu düşüş, bölgedeki tarımsal üretimi ciddi şekilde etkiledi ve su kaynakları üzerindeki stres baskısını artırdı. Uzmanlar, bu eğilimin devam etmesi halinde tarımsal verimde yüzde 30'a varan kayıpların yaşanabileceğini öngörüyor.
Bölge, sadece yağışların azalmasıyla değil, aynı zamanda sıcaklıkların hızla artmasıyla da mücadele ediyor. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verilerine göre, Akdeniz'de her on yılda bir sıcaklık artıyor ve 21. yüzyılın sonunda bu artışın 3°C'yi bulabileceği tahmin ediliyor. Sıcak hava dalgaları ise, bu artışların en yıkıcı sonuçlarından biri. Bölgede sıcaklıkların 40°C'yi aştığı gün sayısı, önceki yıllara göre yüzde 25 oranında arttı.
50 milyar dolarlık ekonomik kayıp
İklim değişikliğinin Akdeniz bölgesine getirdiği ekonomik kayıplar da giderek artıyor. 2000 yılından bu yana, Akdeniz havzasında aşırı iklim olayları nedeniyle 50 milyar dolardan fazla ekonomik kayıp yaşandığı tahmin ediliyor.
Bu kayıpların büyük bir kısmı, kuraklık, sel ve sıcak hava dalgaları gibi doğrudan iklimle ilişkili olaylardan kaynaklanıyor. Özellikle tarım sektörü, bu kayıplardan en çok etkilenen sektörlerden biri. Türkiye'de, 2020 yılında sadece tarımsal üretimdeki kayıpların maliyeti 2,5 milyar doları buldu. Bu durum, iklim değişikliğiyle mücadele ve adaptasyon önlemlerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Akdeniz bölgesinde yaşayan milyonlarca insanın geçim kaynağı tarım ve turizm. Sektörler bu değişikliklerden olumsuz bir şekilde etkileniyor.
Gelecekteki tehditler
İklim değişikliğiyle mücadelede adaptasyon önlemleri büyük bir önem taşıyor. Uzmanlar, ısınmanın bu hızla devam etmesi halinde, 2050 yılına kadar birçok bölgenin yaşanamaz hale gelebileceğini belirtiyor. Deniz seviyesindeki yükselme de bu tehlikeleri daha da artırıyor.
WMO verilerine göre, Akdeniz'deki deniz seviyesi son 50 yılda 20 santimetre yükseldi ve bu yükselme hızlanarak devam ediyor. Bu durum, kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insan ve canlı türü için büyük bir tehdit oluşturuyor. Sonuç olarak, iklim değişikliğinin etkileri, bölgede giderek daha yıkıcı hale geliyor. Yağışların azalması, sıcaklıkların artması ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi tehlikeler, bölgedeki yaşamı her geçen gün daha zor hale getiriyor.
Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadelede seragazı emisyonlarının azaltılması ve adaptasyon önlemlerinin artırılması büyük bir önem taşıyor. Ancak bu çabaların etkili olabilmesi için, bölgesel ve küresel düzeyde kapsamlı bir ısı eylem planına ve planların rasyonel bir şekilde uygulanmasına acil ihtiyaç duyuluyor. Akdeniz bölgesi için zaman daralıyor, bu nedenle harekete geçmek artık bir seçenek değil, zorunluluk.