Akaryakıtta fiyat farkı ve 15 yıl öncesi...

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Ambargoyu yumuşatma kararının ardından İran ile Türkiye arasında giriş çıkış yapan TIR sayısının ilk aşamada yüzde 40 oranında artması bekleniyor...
Bu beklenti ise gündeme yeniden, ‘akaryakıtta fiyat farkı’ tartışmalarını getiriyor...

Yıl 1998...
Dönemin Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ve Dış Ticaret Müsteşarı Kürşat Tüzmen’in Tahran gezisine katılmıştım...
Türk TIR’larının, transit geçişler için de İran’ı yoğun olarak kullandığı yıllardı...
Cumhurbaşkanı Hatemi ile ‘Akaryakıt fiyat farkı’ sorunu konuşulmuştu...
Hatemi’nin, “Büyük bir sorun değil. İki ülkenin avantajına olacak bir noktada buluşuruz” dediğini hatırlıyorum...
Görüşme sonucunu, gazetemizin manşetinden, “Akaryakıtta fiyat farkı sorunu çözülüyor” diye vermiştik...

Yıl 2013...
Geçtiğimiz hafta...
Gazetelerde, “İran ile akaryakıt fiyat farkı sorunu çözülüyor” başlıklarını görünce, 15 yıl önceki o görüşme geldi aklıma.

Nedir bu fiyat farkı?
Konuyu somut olarak anlatana rastlamadığım için açıklamaya çalışayım:
Bizde motorinin litre fiyatı 1.65 euro...
İran’da ise 10 cent/euro...
İran bizim TIR’lara FOB uyguluyor ve sürücülerimizin aldığı motorinin litre fiyatına 80 cent/euro daha ekliyor...
Yani TIR sürücülerimiz motorini Türkiye’de 1.65 euroya alırken, İran’da 90 cent/euroya alıyor...

Sorun ne peki?
Lojistik firmalarımızın temsilcileri, litre başına 80 cent/euroluk FOB farkının alınmamasını istiyor.
İran ise, “Fark alınmasına rağmen, Türkiye’ye oranla yarı fiyatına motorin alıyorsunuz. Daha ne yapalım?” diyor.
Ulaştırma Bakanlığımızın yetkilileri ise haklı olarak, “Siz fark alırsanız biz de İran plakalı TIR’lardan fark almaya başlarız” karşılığını veriyor.

Bu ve benzeri konuları konuşmak ve mart ayında Tahran’da imzalanacak Ulaştırma Anlaşması’na zemin hazırlamak üzere geçen hafta Türkiye’ye gelen İran Ulaştırma Bakan Yardımcısı Davood Keshavarzian ile konuşma fırsatı buldum.
“Çözülecek mi?” diye sordum...
Yanıtladı Keshavarzian:
“Biz devlet olarak lojistik sektörümüzü sübvanse ediyor ve motorini 10 cente satıyoruz.
Bu uygulamamız ile dolaylı olarak Türk TIR’larına da avantaj sağlamış oluyoruz.
Ancak bu avantaj yetmiyor.
Bizden Türk lojistik sektörünü de sübvanse etmemiz bekleniyor.”

“Anlaşamadığımız başka konular var mı?” diye de sordum...
“Var” deyip, devam etti:
“Masaya konulan diğer bir konu daha var.
O da zor.
‘TIR’lar motorini Türk
tarafından alsın ve benzin depoları mühürlensin.
İran’da yakıt almasın.
Gümrüklerde sadece mühürler denetlensin’ deniyor...
Bu uygulama sınırlarda yığılmalara
yol açar, zaman kaybettirir ve şaibeleri arttırır.
Biz bürokrasiyi değil ticaretimizi artırmak istiyoruz.
Ticaretimizi kısıtlayacak kararlar almamalıyız.
İki tarafında kazanacağı, orta yolu bulmaya çalışmalıyız.”

İran Türkiye’yle, Türkiye ise İran’la ticaretini artırmak istiyor. Ulaştırma Bakanlığımızın, sektör temsilcilerimizin ve Keshavarzian’ın anlattıkları ise ‘kazan-kazan’ temelli yeni düzenlemelere/fikirlere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024