Ak koyun kara koyun bugün belli olacak, vergiye ne kadar yüklenileceği o

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

Mali tatil yüzünden her yıl olduğu gibi bu yıl da temmuz ve ağustos aylarına ait bütçe gerçekleşmesi gecikmeli olarak ve birlikte açıklanacak. Açıklama, bugün saat 11.00'de yapılacak.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçede sıkıntı olduğunu neredeyse aylardır söylüyor. Bakan Şimşek, basın aracılığıyla bakan arkadaşlarına mesaj iletmekten de geri durmuyor, ek ödenek talebiyle gelinmemesini istiyordu. Maliye Bakanı Şimşek, geçtiğimiz günlerde artık dolaylı mesajlara son verdi ve bütçenin iyi gitmediğini, ek önlemler almak gerektiğini açık açık söyledi. Ek önlemlerin gerekliliğinin dile getirildiği günlerde bu önlemlerin neler olabileceği de aslında çoktan belirlenmişti.

Özünde yapılacak olan belli; eğer mümkün olursa harcamalar kısılacak, ama asıl olarak gelirler artırılacak.

Harcamaları kısmak söz konusu olabilecek mi, pek mümkün değil. Kaldı ki, harcamaları kısmak bir yana ortada giderlerin öngörüleni aşması durumu var. Bütçeyi sıkıntılı duruma getiren de zaten bir yandan harcamalardaki artış, bir yandan da gelirlerin öngörülen düzeye çıkamıyor olması.

Gelir artırıcı önlem alınırken de dolaysız vergilere dönük bir adım atılması söz konusu olacak değil tabii ki; "bugün önlem, aylar sonra sonuç" katlanılır, kabul edilebilir bir durum değil. Dolayısıyla hemen sonuç verecek vergi düzenlemeleri gündeme gelecek, yani dolaylı vergilere biraz daha yüklenilecek.

Ne kadar canlılık, o kadar vergi
Bugün açıklanacak temmuz ve ağustos ayına ilişkin verilerin pek iyi gelmeyeceğini tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Hem zaten ilk altı aylık tabloyu gören Maliye'nin, temmuz ve ağustosa ilişkin öngörüleri ya da edindiği ilk veriler olumlu olsaydı yeni düzenlemelere gerek görülür müydü ki… Demek ki tablo çok açık, biz de bugün bu pek iç açıcı olmayan tabloyu göreceğiz.

Ekonomik büyümenin yavaşlaması ve buna bağlı olarak ithalatın gerilemesi, dolaylı vergideki artışı çok sınırlamıştı. İlk altı ayın rakamlarını hatırlayalım. Bu yılın ilk yarısında dahilde alınan KDV 15.4 milyar lira olmuş ve geçen yılın aynı dönemine göre yalnızca yüzde 1.7 artmıştı. Özel tüketim vergisi 31.3 milyar lira düzeyinde gerçekleşmiş ve geçen yıla göre yüzde 5.4 artış kaydetmişti. İthalde alınan KDV ise neredeyse aynı düzeyde kalmış ve altı ayda 23.3 milyar lira olan bu vergideki hasılat, geçen yılın aynı dönemine göre yalnızca yüzde 0.3 artmıştı.

Ekonomik büyümenin geçen yılki düzeye göre çok yavaşlaması ve ithalatın geriliyor olması, söz konusu üç kalem vergide böyle bir tablo doğmasına yol açtı. Ekonominin talep cephesinde canlılık yok. Bunu hem işadamları söylüyor, hem Merkez Bankası kabul ediyor; bütün bunların ötesinde TÜİK'in GSYH verileri de bu konuyu resmiyete dökmüş bulunuyor. GSYH'de hanehalkı tüketiminin yerinde saydığı görülüyor. İç talepteki bu durgunluk, ihracatla bir noktaya kadar aşılıyor, ama genel bir sıkıntı olduğu açık.

KDV temmuzda çok hızlı artacak
Genel gidişat olumsuz olmakla ve açıklanacak rakamların pek umut vermeyeceği beklenmekle birlikte, bugün çok yüksek bir tahsilat artışı rakamıyla karşılaşma olasılığımız da hiç az değil. Temmuz ayının dahilde alınan KDV rakamında yüzde 100'ü aşan bir artış görürsek şaşmayalım. Bu durum, bu yılki rakamın olağandışı yüksek olmasından değil, geçen yılki rakamın çok çok düşük olmasından kaynaklanacak.

Geçen yılın temmuzundaki dahilde alınan KDV gerçekleşmesi yalnızca 417 milyon liraydı. Geçen yıl, yeniden yapılandırma uygulamasının etkisi mali tatille birleşince KDV'de çok belirgin bir zikzak oluştu. Haziranda 3.2 milyara çıkan KDV, temmuzda 417 milyona indi, ağustosta bu kez rekor bir düzeye 5.1 milyara çıktı. Aslında geçen yılın temmuz ve ağustosundaki KDV ortalaması 2.3 milyar lira düzeyinde, ki bu rakam da normal.

Neler yapılacak?
Türkiye'nin IMF ile stand-by anlaşmaları imzaladığı dönemde her olumsuzluğun faturası bu kuruluşa çıkarılır, hatta klasikleşen başlıklar atılırdı; "IMF kazığı büyütün" dedi, gibi… Şimdi artık yapılanları nitelerken daha farklı ifadeler kullanılıyor, kaldı ki bu yapılanlara da IMF karar vermiyor.

Önümüzdeki günlerde yapılacak olanlara gelince… Bekleyen zamlar var bir kere. Elektriğe çeyrek bazında zam yapılıyor. Doğalgaza ise her ay zam gelebiliyor. Elektrik enerjisi üretiminde doğalgaz santrallerinden dolayı doğalgaza büyük ölçüde bağımlılık söz konusu. Bu yüzden de elektriğe son çeyrek için yapılacak zamda, son çeyrek aylarında doğalgaza gelmesi çok kuvvetle muhtemel zamların da dikkate alınması bekleniyor. Yani, elektriğe yüklü bir zam kaçınılmaz gibi görünüyor.

Gayrimenkul yatırım ortaklıklarına ilişkin vergi istisnasının kaldırılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu istisnanın kaldırılmasından 500 milyon lira dolayında bir gelir elde edileceği bekleniyor.

Alkollü içkiler ve sigaraya dönük ÖTV artışı ise vergi düzenlemesi denilince ilk akla gelenler. Doğrusu sigaraya ilişkin olan vergi artışını en hayırlı düzenleme olarak görenlere katılıyoruz. Ancak alkollü içkide durum biraz farklı. Denetim eksikliği ya da bazı yörelerde hiç denetim yapılamıyor olması, vergi yüzünden fiyatı çok artan alkollü içkide kaçak üretimin giderek yaygınlaşmasına yol açabiliyor. Kaçak üretilen içkilerin körlüğe ya da ölüme yol açtığı da bilinen bir gerçek. Bu yüzden alkolle ilgili vergiyi bir kez daha düşünmek ya da kaçak üretimi bir şekilde mutlaka önlemek gerekiyor.

Harcamalar kısılabilir mi?
Bu, ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Hatta, çok da tartışma yaratan Suriye ile ilgili dış politika yüzünden, daha doğrusu sığınmacılar yüzünden Türkiye'nin üstlendiği yük de her geçen gün artıyor. Sığınmacılar için şimdiye kadar yapılan harcamanın 500 milyon lirayı bulduğu belirtiliyor. Sayıları 81 bine ulaşan sığınmacıların daha da artmasından endişe duyulurken, harcamalar kış yüzünden daha da artacak. Dolayısıyla vergi artışlarıyla elde edilecek gelirin bir kısmı öyle görünüyor ki Suriyeli sığınmacılara gidecek.

 

aaktas1.20120917070847.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar