Aile şirketlerinin kurumsallaşmama da inatları neden?

Artık şurası bir gerçek ki, aile şirketlerinin yaşabilmeleri ve büyüyebilmeleri için kurumsallaşmaları şart. Bunu aile şirketlerinin sahipleri de kabul ediyor. Ancak firmaları hangi statüde olursa olsun ister şahıs işletmesi, ister anonim şirket ya da holding, patronlar kurumsallaşmama da ısrarlılar.

Bunun ise tek sebebi var, dizginler ellerinden gidecek zan ediyorlar. Eğer kurumsallaşırlarsa kendi sözlerinin dinlenmeyeceğini, firmalarını kendi prensiplerine göre yönetemeyeceklerini zan ediyorlar.

Bir yere kadar haklılar. Eğir çağın gelişimine uymayan bir yönetim tarzları varsa, profesyonel insanlar tarafından yönetilmeleri durumunda firma, patronun kendi prensipleri doğrultusunda yönetilmeyecektir demektir. Ancak bu durum firmanın lehinedir.

Zaman içinde, üretim prensiplerinden, pazarlama faaliyetlerine kadar her şey de ileriye doğru değişiklik olmaktadır.

Ünlü bir düşünür, “bir şey biliyorum ki, hiçbir şey bilmediğimdir” demiş.

Bir kişinin her şeyi bilmesine olanak yoktur. Bu sebeple patronların, danışmanları ve profesyonel yöneticileri olmalıdır. Onlara verilecek para öderken çok gibi gelebilir, ancak zaman içinde alınacak tedbirler ile kat kat geri gelecektir. Örneğin Mali Müşavirinizden üç aylık periyotlar da alacağınız şirketinizin mali durumu ile ilgili rapor, size, geleceği planlamada, yatırım bütçenizi ayarlamada, işletme sermayeniz hakkında, rehber olacaktır. Kredinin maliye çok yüksektir. Kârınızın büyük çoğunluğunu bankalara kredi faizi olarak ödememek geleceğin iyi planlanması gerekmektedir.

Geleceğin iyi planlanmaması sonucunda kayıt dışı faaliyetler ortaya çıkabilmektedir. Kredi faizlerine giden paranın yüksekliği sonucunda firmalar faturasız satışa yönelebilmektedirler. Bu durum çıkartılan aflar ile düzeltilmeye çalışılsa da, firmaların bilançoları gerçeği göstermekten uzaktır.
Sonuç geleceği planlamaya, kurumsallaşmaya dayanmaktadır.