Aile kurumu en hızlı hangi teşvik bölgesinde zayıfladı?
Salı günü bu köşede aile kurumunda global krizle öne çıkan, ancak daha sonra ekonomideki toparlanmaya rağmen süren zayıflama sürecinin hala etkili olduğunu son verilerle irdelemiştik.
Aile kurumunu zayıflatan sürecin gerisinde kültürel faktörlerin yanısıra temelde başta refah, yoksulluk, gelir dağılımı ve göç gibi sosyo-ekonomik faktörler yatıyor.
Bu çerçevede aile kurumundaki gelişmelere teşvik bölgeleri penceresinden de bakmak, bize teşvik sisteminin etkinliği konusunda bazı ipuçları verebilir. Çünkü teşvik sisteminin temel amacı bölgesel kalkınmayı geliştirme ve bölgeler arasındaki sosyo-ekonomik gelişmişlik farkını azaltmak. Teşvik sisteminin bu alandaki başarısının, aileye de yansıması olması gerekir.
Bu amaçla hanehalkı tiplerine ilişkin TÜİK verilerini teşvik bölgelerine göre yeniden hesapladık. TÜİK’in adrese dayalı nüfus kayıt sistemine dayalı son verileri 2014-16 dönemini kapsadığı için 2 yıllık değişimi inceledik.
Verileri aile kurumunun güçlenmesi-zayıflaması noktasından değerlendirebilmek için klasik ailelerden oluşan hanehalkları ile bunun dışındaki hanehalkları sayısındaki gelişmeleri karşılaştırdık. Burada eşlerin birlikte yaşadığı çocuklu ve çocuksuz çekirdek aileler ile geniş aileleri “klasik aile” olarak sınıflandırdık. Tek başına yaşayanlar, öğrenci ve işçiler gibi bir arada yaşayanlar ile çoğunluğu parçalanmış ailelerden oluşan tek ebeveynli aileleri diğer grupta topladık.
Bu karşılaştırmanın ortaya koyduğu en çarpıcı sonuç, aile kurumunun en hızlı zayıfladığı teşvik bölgesinin yoksul illerden oluşan 4. bölge olması. Bu durum nüfus artışı, göç ve milli gelir artışı gibi verilerdeki gelişmelerle de paralellik taşıyor. TÜİK’in il düzeyindeki son verileri de bölgesel milli gelirdeki gelişmelerin 4. bölge aleyhine olduğunu ortaya koymuştu.
4. bölge yüzde 4.01 ile hane sayısı en az artan bölge oldu. Bundan daha önemlisi klasik aile tipindeki hanehalkı sayısındaki artış binde 1’in bile altında kaldı. Buna karşın klasik aile dışı hanehalkı sayısındaki artış yüzde 14’ü buldu. Aile kurumundaki hızlı zayıflamayı ortaya koyan asıl veri ise iki yılda hanehalkı sayısındaki artışın dağılımında ortaya çıkıyor. İki yıllık sürede hanehalkı sayısında meydana gelen artışın sadece yüzde 18.65’i klasik ailelerden oluşurken yüzde 81.35’i klasik aile dışı hanelerden oluşuyor. Bu arada çocuklu çekirdek ailelerin artıştaki payının da sadece yüzde 1.57 olması çarpıcı bir nokta. Ayrıca geniş aile sayısında da toplam artışın yüzde 4.06’sı kadar azalma meydana gelmiş.
Aile kurumunun zayıflamasında ikinci sırada orta gelişmişlikteki illerden oluşan 3. teşvik bölgesi geliyor. Bu veri de gelir dağılımında orta gelir gruplarının irtifa kaybettiğini gösteren verilerlerle paralellik taşıyor.
3. bölge yüzde 4.64 ile hanehalkı sayısının en az arttığı ikinci teşvik bölgesi. Klasik ailelerden oluşan hanehalkı sayısı yüzde 1.74 artarken, klasik aile yapısı olmayan hanelerdeki artış yüzde 14.13’ü buluyor. Hanehalkı sayısındaki artışta klasik aileler yüzde 28.84 pay alırken, klasik aile yapısı dışındaki hanelerin payı yüzde 71.16 ile 4. bölgeden sonra en yüksek düzeye çıkıyor.
Son teşvik sisteminden göreli olarak olumlu etkilenen 6. bölge, hanehalkı sayısı artışında klasik ailenin payının diğerlerinin üzerine çıktığı tek teşvik bölgesi. Bu, aile kurumu açısından olumlu bir gösterge sayılabilir. Ancak klasik aile sayısı artışı yüzde 6.14’te kalırken klasik aile yapısı dışındaki hanelerdeki artışın yüzde 23.79 ile en yüksek düzeyde olması, burada da aile kurumunun zayıflama eğiliminde olduğuna işaret ediyor.