Aile anonim ortaklıklarında esas sermayenin onda birine sahip olmanın önemi
Prof. Dr. Oruç Hami ŞENER - Ticaret Hukuku Uzmanı
Sermaye ortaklıklarının en önemlisi kuşkusuz anonim ortaklıklardır. Bizim uygulamamızda genellikle az ortaktan oluşan, paylarını halka arz etmeyen aile (kapalı) anonim ortaklıklarıyla karşılaşılmaktadır. Bu tür ortaklıklarda kanun koyucu tarafından tek bir paya sahip pay sahiplerine bazı haklar tanınmıştır. Bu çerçevede örneğin pay sahipleri, genel kurul kararlarını iptal ettirebilirler (Türk Ticaret Kanunu (TTK) 445 vd). Böylelikle çoğunluk gücüyle alınan genel kurul kararlarını, tek bir paya sahip ortak bile açacağı iptal davasıyla ortadan kaldırtabilir. Yine örneğin tek bir paya sahip ortak, açacağı davayla yönetim kurulu üyelerinin ortaklığa veya kendisine verdiği zararları tazmin etmesini isteyebilir (Bk. TTK 553 vd. özellikle TTK 555-556). Benzer şekilde tek bir paya sahip ortak, genel kurul toplantılarına katılabilir (TTK 425), oy kullanabilir (TTK 434), genel kurulda yönetim kurulundan ve denetçilerden bilgi talep edebilir (TTK 437). Bu örneklerin artırılması olanaklıdır.
Ancak kanun koyucu bazı önemli gördüğü hakları, tek bir pay sahibine tanımamıştır. Bu haklar esas sermayenin onda birine veya daha fazlasına sahip ortak veya ortaklara tanınmıştır. Bu haklara “teknik anlamda azınlık hakları” diyebiliriz. Anonim ortaklıkta pay sahibi şayet esas sermayenin onda biri veya daha fazlası paya sahipse, yalnız başına bu azınlık haklarının tamamını kullanabilir. Buna karşılık birden fazla ortak da bir araya gelerek azınlık oranını (yani onda biri) oluşturabilir. Ancak bir ortağın tek başına esas sermayenin onda birine veya daha fazlasına sahip olması, kanunen azınlığa tanınan hakların diğer pay sahiplerinin katılımına ihtiyaç olmaksızın kendi başına kullanabilmesi bakımından özel önem taşır.
2012 yılında yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni TTK, bu tür teknik anlamda azınlık haklarının kapsamını genişletmiş, esas sermayenin onda biri oranında paya sahip olan ortakların kullanabileceği azınlık haklarının sayısını artırmıştır. Bu, azınlık ortakların anonim ortaklıktaki konumlarının daha da güçlendirilmesi anlamına gelmektedir. Bu çerçevede örneğin azınlık ortak/ortaklar, genel kurulun toplantıya çağrılmasını ve istedikleri gündem maddelerinin görüşülmesini sağlayabilirler (TTK 411-412); anonim ortaklık genel kurulunda bilanço görüşmelerinin ve bununla bağlantılı diğer maddelerin ertelenmesini ve böylelikle yönetim kurulunun ibrasında önem taşıyan bilanço kalemleri hakkında kendilerine daha çok bilgi verilmesini isteyebilirler (TTK 420); ortaklığa özel denetçi atanmasını sağlayarak, yöneticilerce yolsuzluk yapıldığından şüphelendikleri belirli hususların uzman kişilerce derinlemesine incelenmesini sağlayabilirler (TTK 438-439 vd.). Daha da önemlisi haklı sebeplerin gerçekleşmesi durumunda, esas sermayenin onda birine veya daha fazlasına sahip ortak/ortaklar, anonim ortaklığın haklı sebeple feshini dava edebilirler (TTK 531). Bu örneklerin artırılması da olanaklıdır.
Bütün bu açıklamalar bizi şu noktaya götürmektedir: Aile tipi anonim ortaklıkta esas sermayenin onda biri veya daha fazlasına sahip olmak çok önemlidir. Onda bir veya daha fazla esas sermaye payına sahip ortak, ortaklara tanınan bireysel haklar yanında, teknik anlamda azınlığa tanınan hakları da kullanabilmekte, böylelikle ortaklık içindeki konumunu güçlendirmekte, çoğunluk gücünü etkin olarak sınırlandırabilmektedir. Onun için anonim ortaklıkta çoğunluğa sahip değilseniz, en azından esas sermayenin onda birine sahip olmalısınız ki, konumunuz güçlü olsun.