'Ai'kolizm Dijital çağın yeni bağımlılığı
Ergi ŞENER (Akademisyen)
Yapay zekânın (AI) kullanıcıların duygu durumunu ve isteklerini anlamadaki eşsiz yeteneği, bağımlılığı tetikliyor. Bu durum, zamanla muhakeme ve yaratıcılık gibi değerli becerilerin körelmesine de neden olabiliyor.
Yapay zekânın (AI) hayatlarımız üzerindeki etkisi her geçen gün artıyor. Sürücüsüz araçlardan, sohbet robotlarına; kişiselleştirilmiş içeriklerden, akıllı ev sistemlerine kadar günlük hayatımızda kullandığımız pek çok uygulama AI’dan besleniyor.
Ancak, bu gelişmeler yeni bir bağımlılık biçimini de ortaya çıkıyor: AI bağımlılığı ya da benim deyimimle Aikolizm… ChatGPT gibi yıkıcı (disruptive) uygulamalarla yapay zekânın daha erişilebilir hale gelmesi teknolojinin aşırı kullanımının önünü açıyor. AI’ın kullanıcıların duygu durumunu ve isteklerini anlamadaki eşsiz yeteneği, bağımlılığı tetikliyor. Bu durum, zamanla muhakeme ve yaratıcılık gibi değerli becerilerin körelmesine de neden olabiliyor.
Aikolik terimini tartışmaya açıyorum
Yapay zekâ teknolojisine bağımlılığı tanımlamak ve bu doğrultuda farkındalık ortaya çıkarmak için “Aikolik” terimini tartışmalara açıyorum. Aikolik temel olarak, yapay zekâ araçlarını aşırı kullanarak diğer sorumluluklarını veya sosyal ilişkilerini ihmal edebilen kişiler için kullanılabilecek bir tanım. Yapay zekâ bağımlılığı şu anda geniş çapta bilinmese ya da üzerinde derinlemesine araştırmalar yapılmasa da dijital dünyanın yeni ve sinsi krizi olarak ciddi şekilde ele alınması gerekiyor. Son araştırmalar, AI kullanımının artan kaygı ve depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarına da yol açabileceğini gösteriyor.
Hatta, ChatGPT’yi geliştiren firma olan OpenAI bile, AI sohbet robotlarının, insanlarla duygusal bağımlılık yaratabilecek şekilde etkileşime girebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor: “AI’nin kullanıcıyla doğal bir sohbet kurma yeteneği, insan benzeri özellikleri, insan olmayan birine atfederek; insan etkileşimine olan ihtiyacı azaltabilir”…
Yapay zekâlı arkadaşları bu kadar çekici, hatta bağımlılık yapıcı yapan şeyler neler?
AI’ın çarpıcı biçimde, sürekli gelişimi, ona bağımlılığı artıran temel unsur, gelişim sürekli devam edeceğinden ötürü, bu erken alarmın önemli olduğunu düşünüyorum… AI tabanlı sohbet robotları, uzun zaman önce söylenenleri hatırlayabiliyor, çok hızlı tepki vererek, karşısındakini dinlediği ve anladığı izlenimi uyandırıyor ve giderek kendilerini insan gibi hissettirecek kadar kişilikli ve mizahla konuşuyorlar.
Bununla birlikte, gerçek insanlara kıyasla her zaman ulaşılabilir ve sürekli olumlu geri bildirim sunabilirler. Dahası, zamansızlıktan sizi bırakmıyor, sizi yargılamıyor ya da eleştirmiyorlar. Konuşma ilerledikçe enerjileri azalmıyor veya yorulmuyorlar… İlginç bir şekilde ne kadar kibar konuşursanız, o kibarlıkla dönüş yapıyorlar, hem de hiçbir beklenti olmadan… Akıllı oldukları için de sizi şaşırtacak, etkileyecek şeyler söyledikçe, sizi kendine daha da bağlıyorlar… Sonunda onunla konuşmayı bitirdiğinizde ve normal hayatınıza geri döndüğünüzde, onu özlemeye başlıyorsunuz ve farketmeden, ona daha fazla bağımlı oluyorsunuz…
MIT Review tarafından yayınlanan güncel bir makalede de belirtildiği üzere, “araştırmamız, bir yapay zekânın, şefkate ihtiyaç duyan kişilere yönelik, tam olarak bu doğrultuda bir dil kullanacağını gösterdi. Bu, son derece bağımlılık yaratma tehdidi barındıran bir sevgi yankı odası yaratıyor.”
Yapay zekâ bağımlılığı konusunda neden endişelenmeliyiz:
Anladığını zannetme yanılsaması: AI, sizi anlıyor gibi görünse de, aslında sadece veriler ve kurallar ile düzenlenmiş algoritmalar ile tepki veriyor.
Savunmasızlık: En hassas yönlerimizi bağımlılık yapıcı bu uygulamalara teslim ediyoruz. Bu ürünler nihayetinde bağımlılık yaratan ürünler ortaya çıkarmada kendini çok iyi kanıtlamış kar amacı güden şirketler tarafından kontrol ediliyor.
İnsan ilişkilerinin yerini alması: AI arkadaşları, insan ilişkilerinin yerine geçebilir ve bu sosyal normlarımızı derinden etkileyebilir.
Aikolizm’e yönelik farkındalık kazanmalıyız…
Teknolojinin bu kadar hızlı geliştiği bu dönemde, AI’ın sunduğu kolaylıklar doğal olarak bizi kendisine çekebilir ve etkisi altına alabilir. AI bağımlılığı, bizi AI’a karşı güçlü kılan analiz, eleştirel düşünme, empati, sabır, muhakeme, yaratıcılık gibi insani özelliklerimizi köreltebilir. Aynı zamanda, insanları ruhsal ve sosyal olarak olumsuz etkileyebilir. AI’ın potansiyel tehlikelerinin farkında olarak, bu teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmak, dengeli bir yaşam sürmenin anahtarını oluşturuyor.
AI işlerimizi ve hayatlarımızı geliştirmek, yaşam kalitemizi artırmak için bir araç olarak konumlanmalı, bağımlılık yaratan bir unsur olarak değil… Bu doğrultuda, benim de Yönetim Kurulu’nda yer aldığım Yapay Zekâ ve Teknoloji Derneği, Türkiye’nin yapay zekâ alanında yaratıcı, üretken ve bu alanda geleceğe yön veren sayılı ülkeler arasında yer almasını sağlama vizyonu ile yapay zekânın “sorumlu” bir şekilde geliştirilerek, hayata değer katmasına odaklanıyor…