Ahirette ne var?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Malum İskenderun/Hatay’lıyız ve övünmek gibi olmasın amma soframız da birçok Güney ve Güneydoğu kentimiz gibi muhteşem ağız tatları sunan bir sofra. Hele künefemizin tadı? Bir de gerçek Hatay çiğ köftesi yapan bir yerler olsa yakınlarda?

Rahmetli babam Vasfi Ergönül davette yemeğe oturmadan “Dostlar ahirette ne var” diye şaka yollu bir soru sorardı. İkramlar kuvvetli olunca tıkanıp kalmayalım, yemeğin sonunda tatlı olarak ne gelecek onu da bilelim de ona biraz yer bırakalım amacıyla bu şakayı yapardı. Sorunun şaka yollu olmasını bir kenara bırakırsak, altında bir planlama yattığını görmemek mümkün değil. Lezzete ve çeşide dalıp, sonradan önümüze gelenlere sadece bakıp kalmamak için “Ne yapacağımızı bilelim“ sorusuydu bu.

İhracatlarına stratejik destek verdiğimiz dostlardan birisinin, yurt dışındaki müşterisi ile yapılan görüşmelerde, mevcut işbirliğinin ileri ki günlerde nasıl devam ettirilmesi gerektiği, biraz da gergin bir ortamda konuşulurken, rahmetli babamın şakasını gündeme getirip müzakereleri biraz yumuşatmıştım. Zira müşterimiz, mevcut işbirliğinin ümit veren ortamına kapılıp, aynen Türkiye'de de olduğu gibi, çapraz kurların bizleri çarpmamasına dikkat etmemiz gerekliliğini, bu nedenle de son işlerde para kazanamadığını ileri sürmüştü. 

İşimizin bugününü sürdürebilmek bizlere, işlerin yarın da iyi olabileceğinin garantisini sağlamıyor. “ Ahirette ne var “ diye sorarak, bugün iyi olabilen ortamların rehavetine kapılmadan yarınlarımızın tedbirlerini almamız gerekiyor. Kaldı ki bugün işlerini sorunsuz, dikensiz yürütebilenlerin sayısı pek de fazla olmasa gerek. Özellikle çapraz kurların oynaklığının ve oynamaya devam edebileceğinin, bu işten anlayan her uzman tarafından dile getirildiği bir ortamda, özellikle Avro ve ABD Doları ile oynamak biraz marifet ister hale geliyor. İhracatçılarımızın, döviz uzmanları olmadığını ve ancak işleri gereği bunlarla ilgilenmek zorunda olduklarını düşünebiliriz. Ancak, benzetme yapacak olursak; araba kullanıyorsak ve tamiratından anlamasak bile temel bazı göstergeleri bilerek servise gitmek veya göstergelere aldırış etmeden aracımızın durumunu tehlikeye sokmamak gibi tedbirleri almak zorundayız. İşimizde de öyle olmalı.

Seminerlerimizde oldukça sıklıkla gündeme gelen “Çapraz Kur” mağduriyetlerinin tedbiri, elbette aynı dövizlerle alış veriş yapmaktır. Amma bunu başarmanın da ne kadar zor olduğunu da akılda tutmak gerekir. İş hayatımızda genel olarak yer almayan “Sözleşme yapma “ kültürünü işletmelerimize yerleştirmek zorundayız. Zira, sözleşmelerde yer alacak olan maddelerle, hem kendimizi ve hem de alıcımızı mağdur edebilecek değişmelerin tedbirlerini önceden alabiliriz. Bazı dostlarımız “Hocam, sözleşmeden bahsedince alıcılar cayabiliyor “ diye şikayet ediyorlar. O zaman sorulması gereken şey, özellikleri belli olmayan malın ticaretinin ve sınırları belli olmayan ticaretin uygulamasının ne kadar sağlıklı olabileceğidir.

Sözün özü şu ki işlerimizi “Ahirette ne var” sorusunu aklımızdan çıkarmadan planlayarak yaparsak, yarın can yakan sürprizlerle karşılaşmayız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019