Ağustos böceklerinin geleceği!..
Kısa vadeli olmayan bir bakış açısı ile tam bir yıl öncesi ile bugünü mukayese etmeye çalıştığımızda genel durumun daha iyiye gittiğini iddia etmek pek mümkün olamıyor. Gelişmiş ekonomilerin ardından gelişmekte olanların da durgunlukla tanışmaya başlaması, rekabet koşularındaki olumsuzlaşmanın aynı hızla devam etmesi, merkez bankalarının parasal gelişmeyi sürdürmesi bu sonuçta belirleyici oluyor. Hal böyle iken basına yansıyan çoğu araştırma raporunun 2013 için iyimser bir tablo çizmek adına kendilerini zorlaması biraz komik kaçıyor. Sorunlar ağırlaşıp dengesizlikler büyür ve durgunluk yaygınlaşırken iyimser beklentilerle risk alma isteğini güçlendirmek ve günü kurtarmak çözüm değildir.
Merkez bankaları durum kötüye gittiği için parasal genişlemeden vazgeçemiyor, finansal piyasalar ise onlar böyle yaptığı için iyimser oluyor; tüm bu süreç boyunca sorunlar ağırlaşıyor ve durgunluk rekabet koşularının olumsuzlaşması yolu ile etki alanını genişletiyor. Bir bakıma hesapsızlık ve şuursuzluk teşvik edilmiş oluyor. Açgözlülük çaresizliği büyütüyor, her ikisi birlikte arttıkça korkular besleniyor ve kırılganlık yükselişini sürdürüyor.
2012 yılına Euro Bölgesi'ne ilişkin endişelerle girmiştik, güçlü bir istikrarsızlık dalgası kabusu yaşatmaya başlamıştı ve bu konu tüm sene boyunca ekonomi gündeminin üst sırasına ipotek koymuştu; bugün ise sanki bunlar hiç olmamış gibi hava yaratılıyor. Durum böyle olunca sormak gerekiyor. Mali birlik konusu neden gündeme geldi ve yerini güçlü bir parasal genişlemeye bıraktı. Euro Bölgesi devlet tahvilleri toksik kağıt olmaktan kurtulabildi mi? İtalya ve İspanya neden yardım fonuna başvurmadı? Parasal genişleme dışında bir çıkış bulunamadı ve sorunların ağırlaşmasına ve diğer üyelere yapılmasına izin verildi, ağrıların hissedilmesini önlemekle yetinildi...
Durgunlukla tanışıp krize girenler bu açmazdan çıkamıyor, ölümünü bekleyen kanser hastaları gibi ağrı kesici sayesinde son günlerini rahat geçirebilmesi için çaba harcanıyor. Bu durum yalnız ABD, Euro Bölgesi ve Japonya'dan oluşan gelişmiş ekonomiler için geçerli değil. Doğu Avrupa küresel kriz sırasındaki büyük sarsıntıdan sonra düzelebildi mi? Arap Baharı olarak tanımlanan Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki istikrarsızlık uzun vadeli bir durgunluk anlamına gelmiyor mu? Sanki durum böyle değilmiş ve küresel talep güçlü bir şekilde artacakmış gibi diğer gelişmekte olan ekonomilerde ucuz finansman ile yapılan yatırımların akıbeti ne olacak, ürettiklerini kime satacaklar ve borçları nasıl geri ödeyecekler?
ABD'nin mali uçurumunu abartıp yukarıda saydıklarımızı görmezden gelmek iyi niyet değil, sahtekarlıktır. Söz konusu durum günü kurtarmak adına bir şekilde geçici olarak aşılacak, fakat küresel durgunluk derinleşmeye devam edecek. Yapay bir şekilde büyütülen saadet zinciri 2012'de kırılmamış olabilir, bu durum 2013'te de böyle olacağı anlamına gelmez. Sorunların daha ağır, dengesizliklerin daha büyük ve hareket yeteneğinin çok daha dar olduğu unutulmamalı!
Günü kurtarma alışkanlığında olanların geleceğindeki ipoteğin geometrik bir hızla büyümesi, kırılganlığın artması önlenemez... Kaderleri Ağustos Böceği'ninkinden farklı olamaz...
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar