Ağustos ayı enflasyon rakamları
Hafta başında açıklanan ağustos ayı enflasyon rakamları beklenenden düşük çıkmış. Tüketici fiyatları yüzde 0.29 oranında gerilerken yurt içi üretici fiyatlarındaki artış yüzde 0.08 gibi çok sınırlı bir artış sergilemiş. Rakamların piyasa beklentilerinden daha düşük çıkması bazı kesimlerce memnuniyetle karşılanabilir; fakat son yedi yılın en düşük Ağustos ayı rakamlarının normal olmadığını, kalıcı bir düzelme anlamına gelmeyebileceğini de kabul etmek gerekir.
Bu aşamada ortaya çıkan verilerin, ağırlaşan sorunların etkisi nedeniyle mi düşük çıktığı yoksa fiyat istikrarı lehine mesafe kat edilmeye başlandığı anlamına mı geldiği konusunun açığa çıkarılması gerekiyor. Bu nedenle konuya geniş açıdan bakmak, söz konusu döneme ilişkin diğer veriler ile birlikte değerlendirmek daha yararlı olabilir.
Enflasyon rakamının tahmin edilenden daha düşük çıkmasında gıda ve alkolsüz içecek grubundaki fiyatların yüzde 1.92 oranında gerilemesi özel bir önem taşıyor; bu detay mevsimlik eğilimlere aykırı bir görünüm sergiliyor ve olağandışı bazı eğilimlerin sonuç üzerinde belirleyici olduğunu düşündürüyor. Temmuz ayında beklenen gerilemeyi sergilemeyen bu mal grubu ağustos döneminde sert bir şekilde geriliyor! Hemen yukarıda belirttiğimiz tuhaflığın tatmin edici şekilde açıklanabilmesi gerekiyor. Gıda fiyatlarına istikrara getirmek üzere yapılan çalışmaların nihayet başarılı sonuçlar üretmeye başladığı söylemine itibar etmiyorum. Rusya ile olan ilişkilerdeki düzelme sürecinin gıda fiyatları üzerinde belirleyici olduğunu ve sonuçları etkileyen oynaklıklar yarattığını düşünüyorum.
Temmuz ayı genelinde Rusya’ya mevsimlik gıda maddesi ihracatının yeniden başlayacağını ve bu durumun söz konusu ürün fiyatlarını yükseltebileceğini öngörenler hazırlık yapmak üzere devreye girdiler. Gıda maddelerine yönelik talebin artması, mevsimlik koşullara aykırı bir şekilde fiyatların gerilemesini engelledi. Ancak ilişkilerin süratle değil kademeli bir şekilde ve zamana yayılarak düzelebileceği anlaşıldığında ihracat amaçlı talep seri bir şekilde geriledi ve ağustos ayına ilişkin fiyat eğilimleri normalin dışına çıktı. Bu nedenle ağustos ayında yaşanan olumlu sürprizlerin geçici olabileceğini dikkate almak gerekiyor.
Diğer taraftan gıda ve alkolsüz içecek grubundaki ürünlerin zorunlu ihtiyaç kapsamında olduğu, Güven Endekslerindeki dalgalanmalardan pek etkilenmediğini ve iç tüketime yönelik talepte öngörülmeyen bir dalgalanma yaşanmış olamayacağını da hesaba katmak gerekiyor. Fakat arz tarafında büyüyen nakit sıkıntısına ve ihracat konusundaki beklentilere bağlı kafa karıştırıcı dalgalanmalar yaşanmış olabilir!
Ayrıca içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle beklenenden düşük çıkan genel enflasyon rakamlarının iyi haber anlamına gelmeyebileceğini not etmek gerekiyor! Ekonomide kaynak sıkıntısına bağlı olarak güçlenen durgunlaşma eğilimi fiyat eğilimlerini farklılaştırmış olabilir ve bu durum fiyat istikrarsızlıklarının güçlendiği anlamına gelebilir!
Gerek ağustos ayı Ekonomik Güven Endeksi ve alt detaylar, gerek ise İstanbul Sanayi Odası için hazırlanan aynı döneme ilişkin Satın Alma Müdürleri Endeksi bu yöndeki değerlendirmeleri ön plana çıkartıyor. Para otoritesinin ortalama fonlama maliyetini belirgin bir şekilde geriletmesine rağmen mevduat ve kredi faizlerinin gerilemekte direnmesi, kredi hacmindeki artışın belli bir düzeyin üzerine çıkamaması olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor. Farklı sebepler ile paranın devir hızının geriliyor olması, sorunları ağırlaştırarak maliyet-fiyat ilişkisinin geri plana itilmesini ve buna bağlı olarak öngörülemeyen fiyat dalgalanmalarını besliyor olabilir.
Oldukça zorlu bir dönemden geçiyoruz! İyi niyetle de olsa beklenenden iyi çıkan rakamları gerekçe yaparak geniş kesimleri tedbirsizliğe teşvik etmek, sorunları ağırlaştıracak türden bir yanlış olabilir!,