Ağır bir şey geliyor
Bugün karamsar gelebilecek lakin, aslında karamsarlığın ötesinde verilere dayandığı için dikkate alınması gereken bir konudan bahsetmek istiyorum. TCMB bilançosu, GSMH, cari açık, bunların birbirine oranı gibi teknik detaylara girmeden en güvendiğim verilerden bir tanesi olan ağır ticari araç satışları üzerinden bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Bir ülkedeki ağır ticari araç satışları, ekonominin geleceğine yönelik ipuçları elde edeceğiniz en güvenilir kaynaklardan bir tanesidir. Zira, yatırım aracı sınıfındaki ağır ticari araçlar, işletmelerde çarklar döndüğü zaman daha fazla alınırken, geleceğe yönelik yatırımların üzerinde kara bulutlar varken durma noktasına gelir.
Ne zaman ki birbirini takip eden aylarda ağır ticari araç satışları artar ya da eksilirse ivmenin gösterdiği yöne doğru beklentileri ayarlayabilirsiniz.
2016 yılında Türkiye’de yaşanan sosyo ekonomik gelişmelerin de etkisiyle ağır ticari araç satışlarında önemli oranda sıkıntı yaşanıyor.
Yılın ilk altı ayında (7 aylık veriler birkaç güne çıkar) ağır ticari araç pazarı yüzde 46 oranında azalarak 12 bin 180 adet, kamyon pazarı yüzde 48 oranında azalarak 10 bin 469 adede geriledi.
Son 10 yıllık ortalamalara bakıldığında ağır ticari araç satışlarındaki gerileme yüzde 34’ü buldu ki temmuz verileri gelince bu oran daha da aşağı inecek gibi duruyor.
Türkiye tarihinin en ağır krizinin yaşandığı 2009 yılında ilk altı aylık satışların 9 bin 66, krizin devam ettiği 2010’da aynı verinin 11 bin 33 olduğunu göz önüne alırsak, 12 bin 180 adetlik rakamın hakikaten ne kadar ürkütücü olduğu daha da netleşir.
Kaldı ki çok da önemli bir detayı atlamadan eklemeliyim. Elimde net bir kırılım olmamakla birlikte, bu kamyon satışlarının büyük çoğunluğunun da inşaat için üretilen araçlardan oluştuğunu belirtelim.
Hükümet destekli büyük altyapı yatırımları ve kentsel dönüşüm adı verilen Türk işi ekonomi mucizesi nedeniyle ülke bir şantiyeye döndü.
Buralara verilen kamyonlar sayesinde, benim dikkat çekmek istediğim katma değeri yüksek sektörlerdeki yavaşlama perdeleniyor.
Gayri resmi rakamlara göre satılan kamyonların en az yarısı inşaat için alınıyor. Yani inşaat sektörünün bu kadar ileri seviyede olmadığı kriz yılları ile kıyaslandığında lojistik başta, sanayi ve ticaret için kullanılan ağır ticari satışlarının kara günlerden bile geride olduğunu tahmin ediyorum.
Yorumlar, reel ekonomiye yönelik alımların yüzde 60’lar düzeyinde gerilediği yönünde.
Sonuç olarak inşallah yanılırım lakin reel ekonomiyi canlandıracak reformların geç olmadan hayata geçirilmesi çok önemli.
Hükümetin açıkladığı tüketim artırıcı teşviklerle kalıcı bir istikrar sağlamak maalesef mümkün görünmüyor.