Ağ tarafsızlığı mı? Telekom altyapısı mı?

Kemalettin BULAMACI
Kemalettin BULAMACI Ters Köşe [email protected]

 

Neredeyse tüm endüstriler­de yaklaşım aynıdır. Pas­ta büyürken, herkes para kazanırken ortada bir sorun olmaz. Sektör oyuncuları, pastadan aldık­ları payın büyüklüğünü pek dikkate almaz. Sadece, gelirlerindeki artışa bakarlar. Ancak ne zaman pasta kü­çülmeye başlar, gelirler düşüşe ge­çer işte o zaman kıyamet kopar. Da­ha önce pastadan alınan paya dikkat edilmezken, küçülen piyasada her­kes başkalarının payına göz dikme­ye başlar.

Tüm dünyadaki telekom operatör­leri ile dijital içerik sağlayıcıları ara­sında da yaşanan bu.

Herkes yeterince para kazanırken, kazançları katlanarak artarken hiç bahsi geçmeyen gelir kavgası yeni­den alevlendi.

Büyük teknoloji şirketlerinin sun­duğu içerik ve hizmetler, internet tra­fiğini sömürüyor. Kullanıcıların bu hizmetlere ulaşmak için kullandığı telekom altyapısını sağlayan şirket­ler ise bu şirketlerin altyapı maliyet­lerine katılmasını istiyor.

Sadece altı teknoloji şirketinin sunduğu ürün ve hizmetler, dünya üzerindeki toplam internet trafiğinin sadece yarısını meşgul ediyor. 2021 yılında Google (Alphabet), Netflix, Facebook (Meta), Microsoft, Apple ve Amazon’un internet trafiğindeki payı yüzde 56.35 gibi rekor seviyeye ulaşmıştı. 2022 yılında özellikle Go­ogle ve Facebook’un trafiğinde mey­dana gelen azalma, bu toplamı yüz­de 47.98’e çekti. Ama yine de internet trafiğinin yarısını oluşturuyor.

Özellikle Google ve Facebook’un internet trafiğindeki düşüş, bu şir­ketlerin gelirlerine ve kârlılıklarına da doğrudan yansımış durumda. In­ternet şirketlerinin de gelirleri dü­şüyor. Bu ortamda, ekstra bir maliyet üstlenmek istemiyorlar.

Avrupalı telekom şirketleri Deutsc­he Telekom, Orange, Telefonica ve Te­lecom Italia özellikle 5G ile artan yatı­rım harcamalarından geri dönüş ala­mıyorlar. Bunun için AB’ye başvuruda bulunup, büyük teknoloji şirketleri­nin internet altyapısının maliyetleri­ne katkıda bulunmasını talep ediyor­lar. Gerekçeleri basit; “Biz üç kuruş, erişim ücreti alıyoruz. Maliyetimizi karşılamıyor. Tüm abonelerin yarısı zaten size gitmek için buna ihtiyaç du­yuyor. Maliyete ortak olun” diyorlar.

Diğer taraf ise; “Biz, zaten dijital hizmetlere ve altyapıya yatırım ya­pıyoruz. Bizim hizmetlerimiz olma­sa siz insanlara erişim hizmeti sata­mazsınız” diyor.

Tartışma büyüyor

AB bakanları düzeyinde bu konu tartışmaya açıldı. AB nezdinde ge­nel çekince, internet şirketlerine böyle bir yatırım katkı zorunlulu­ğu getirilirse, bu şirketlerin bu mali­yetleri vatandaşa yüklemeye çalışa­cakları endişesi.

Avrupa birliği ülkeleri neredeyse iki kampa ayrılmış durumda.

Fransa, Yunanistan, Macaristan, İtalya, İspanya ve Kıbrıs Rum Kesimi internet devlerinden telekom altyapı maliyetlerine katılım payı alınması fikrini desteklerken Polonya, Porte­kiz ve Romanya tarafsız kalmayı ter­cih ediyor ancak bir katkı payı alın­ması fikrine de sıcak bakıyor.

Almanya, Avusturya, Belçika, Çek­ya, Danimarka, Finlandiya, Hollan­da, İrlanda, Litvanya ve Malta ise bu katkı payı olayına karşı çıkıyor.

Ortada bir de AB’nin “ağ tarafsız­lığı” yasası var. Bu yasa, hem hizmet sağlayıcıların hem de kullanıcıların internet erişimine eşit şekilde erişe­bilmesine olanak tanıyor.

AB ülkeleri, bu konuda ortada sı­kışmış gibi görünüyor.

Durumun daha net anlaşılabilmesi için bir rapor hazırlanacak. Haziran ayı sonunda hazır olması beklenilen rapora istinaden Avrupa Birliği bir karar verecek.

Bakalım, AB ülkeleri, çoğunluğu­nu Amerikalı şirketlerin oluşturduğu bu internet şirketlerine bir katkı payı zorunluluğu getirecek mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Türkiye’nin becerisi… 24 Haziran 2024
Yapay zekâda neredeyiz? 27 Mayıs 2024