Afrika'ya giderken...
Arkadaşlarımız tam anlamıyla hummalı bir hazırlık içerisindeler.
Örnekler özenle hazırlanıyor, posterler yaptırılıyor.
Afrika denilen, bir dolu gizem barındıran ve bir o kadar da fırsat taşıyan kıtanın batısına gidecekler. Senegal adındaki Fransızca konuşulan Batı Afrika ülkesinde düzenlenen bir fuara katılma kararı almışlar. Daha önce ülkemizde düzenlenen bazı konferanslarda yaptıkları temaslar onları bu kararı almaya yönlendirmiş. Bu arkadaşlarımız, bazı ülkelere değeri küçük de olsa ihracat yapıyorlar. Ancak Afrika potansiyeli onlara cazip gelmiş.
İhracat yönelme kararı bir KOBİ için heyecan verici olmanın ötesinde, biraz telaş yaratan bir olgu. Ayrıca bir fuara katılmanın gerektirdiği hazırlık telaşı da işin cabası.
Arkadaşlarıma sordum "Senegal'de hangi dil geçerli?" Cevap doğru olanı idi, "Fransızca" Sorduğum ikinci soru ise "Kataloglarınızda hangi yabancı var?" Bu kez verilen cevap, bu fuar için uygun almayan bir cevap, "İngilizce" oldu. Bunun uygun olmadığını belirttiğim de ise, arkadaşlardan biraz muhalefetle karşılaştım. Her ülkeye uygun katalog yapmaya çalışırlarsa onun altından nasıl kalkabileceklerini öne sürüyorlardı. Buna cevabım ise çok yalın idi. "Dağıtacağınız katalogları veya tanıtım belgelerini, alanların büyük bir çoğunluğunun anlayamayacağını biliyorsanız, bu masrafı neden yapıyorsunuz?"
Arkadaşlarımızın ürünleri bireysel tüketim ürünleri ve bunlarla ilgili olarak piyasa bilgilerinin ne olduğunu sordum. İGEME sitesinden ülke raporuna baktıklarını söylediler. Güzel amma eksik bir çaba, nüfus yapısının ve ithalat istatistiklerinin bilinmesi halinde bu çabalarının daha anlamlı olacağını kabul ettiler.
Ayrıca o ülkenin az nüfuslu bir ülke olması nedeniyle dar bir pazara hitap etmekle çabalarının karşılığında ellerine geçecek olanın ne kadar tatmin edici olacağı sorusu da biraz akıl karıştırıcı oldu. Ancak, bu ülkenin dâhil olduğu yöresel bir anlaşmanın sağlayabileceği faydalar ise başka bir heyecan yarattı. ECOWAS diye anılan (Economic Community Of West African States) ülkelere de açılım yapılabilmesi ilginç gelmişti. Hedef pazarı, birbirleriyle etkileşimli bir ekonomik ilişki içerisinde olan ülkeler grubu olarak düşünmek, gerçekten de üzerinde çalışmaya değer bir alıcı kitlesi oluşturuyordu.
Fuara gidecek ekip içerisinde Fransızca bilen yok. Organizatörlerin tercüman konusunda yardımcı olacağı söylenmiş. Ancak bu tür fuarlarda karşılaşılan aksamaları bilen birisi olarak konuyu açtım ve bu tercümanın hangi dilleri konuşan birisi olacağı, ne ücretle çalışacağı, ürün ve dış ticaret bilgisinin olup olmayacağı ve temin garantisinin ne olduğu konularının oraya varmadan açıklanmasının ne kadar çok fayda sağlayacağını tartıştık.
Batı Afrika ülkelerine ürün nakliyesi için mevcut imkânları, aylık sefer sayılarını, varış sürelerini araştırmak üzere çalışma notu yazıldı. Konteynır içerisine yapılacak yüklemeler için, farklı ürünlere ve farklı ürünlerin bir arada yüklenmesine göre yükleme planları hazırlama kararı alındı.
O ülkelerde geçerli iş yapma kültürleri hakkında bilgi alabilmek için, internet üzerinden araştırma yaparak bilgi toplayarak hazırlıklı olmanın faydaları görüşüldü. Ürünlerinin GTİP numaralarını kullanarak istatistik bilgi veren sitelerden, hedef pazarlarda yapılan ithalatın yapısı ve kaynağı konusu mercek altına alındı.
Sonunda ortaya çıkan ise, fuara gitmekle iş seyahatine giderken yanında ürün götürmenin farklı olduğu ve hazırlıksız gidilen fuarların, eziyetli bir gezmeden farksız olduğuydu.