Afrika sağlık sektöründe patlama bekleniyor
Afrika'da sağlık sektörünün bu kadar hızlı büyüyecek olmasının iki temel nedeni var. Birincisi, Afrika ekonomisinin hızlı büyümesi; ikincisi ise kıtadaki hastalık oranının çok yüksek olması.
Sağlık sektörü önümüzdeki dönemde, dünya genelinde en fazla büyümesi beklenen sektörlerin başında geliyor. Özellikle de Afrika'da. Afrika ülkelerinde yaşanan ekonomik büyüme, daha iyi bir sağlık sistemine yönelik talebi artırıyor. Afrika hükümetleri artan talebi karşılamaya ve uluslararası sağlık sistemlerini uygulamaya çalışırken, sağlık sektörü büyük çaplı politika, sistem ve altyapı değişiklikleri yaşıyor. Bu köklü değişim, önemli yatırım fırsatlarını da beraberinde getiriyor.
Deloitte'a göre, 2016 yılında, Sahra Altı Afrikası'nda sağlık sektörü pazarı 35 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak.
Afrika'da sağlık sektörünün bu kadar hızlı büyüyecek olmasının iki temel nedeni var. Birincisi, Afrika ekonomisinin hızlı büyümesi; ikincisi ise kıtadaki hastalık oranının çok yüksek olması.
Sağlık ve sağlık hizmetleri Afrika'nın büyümesi ve refahı için yaşamsal bir öneme sahip. Afrika bugün dünya genelinde en hızlı büyüyen 10 ekonominin altısına ev sahipliği yapıyor.
Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre, sadece Sahra Altı Afrikası, dünya nüfusunun yüzde 11'ini temsil ederken, küresel hastalık yükünün yüzde 24'üne sahip. Dünya genelinde beş yaş altı çocuk ölümlerinin yarısı Afrika'da meydana geliyor.
Dünya Bankası'nın yan kuruluşu IFC (Uluslararası Kalkınma Ajansı) verilerine göre, Afrika'da sağlık finansmanının yüzde 60'ı özel sektöre ait kaynaklardan sağlanıyor. Sağlık harcamalarının yüzde 50'si de özel sağlık kuruluşlarına gidiyor. Bölgedeki fakir toplumun büyük bir çoğunluğu, devlet hastanesine gitmek yerine, özel sağlık hizmetlerini kullanıyor.
Sağlık, ekonomik büyümeden nasibini almadı
Artan refah düzeyi, ne yazık ki her zaman daha iyi sağlık anlamına gelmiyor. Afrika, son 30 yıldır aralıksız bir şekilde büyüyor. Kıta, 2008 küresel finans krizi sırasında da büyümesini sürdürdü. 1990 yılından bu yana, 23 Afrika ülkesinde kişi başına düşen gelir iki katın üzerinde artış gösterdi. Son 10 yılda ise GSYIH oranları yılda ortalama yüzde beş büyüme kaydetti. 2015 yılında, dünyanın en hızlı büyüyen 10 ekonomisinin yedisinin Sahra Altı Afrikası'nda olacağı öngörülüyor. Bu hızlı büyüme, sağlık altyapısı ve sosyal hizmetlere ayrılan kaynakların da artmasına neden oldu. Fakat bu artışa rağmen, yönetim zayıflıkları ve gelir eşitsizliği, sağlık alanında elde edilen sonuçların başarılı olmasını önemli ölçüde etkiledi.
Bugün, Kuzey Afrika dışında, geri kalan Afrika nüfusunun yüzde 47'si hala günde 1.25 dolar ya da daha azıyla yaşamak zorunda. Dolayısıyla, fakirlik, sağlık hizmetlerine ulaşmak ve sağlıklı yaşamanın önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor.
Uluslararası Sağlık Örgütü, bir insanın yıllık minimum temel sağlık harcamasının 34-40 dolar civarında olması gerektiğini söylüyor. IFC raporu ise, bu durumun Afrika'nın fakir ülkeleri için söz konusu bile olmadığını ortaya koyuyor.
2020'de 2.7 milyar nüfus
Önümüzdeki 50 yıl içinde, kıtanın ekonomik büyüme oranının yılda yüzde 5-6 civarında olacağı tahmin ediliyor. Bu süreçte sağlık alanına yapılacak yatırımlar ve kaynakların doğru dağıtımı büyük önem taşıyacak.
Afrika, demografik yapısı ve yaşam beklentisi açısından farklı bir tablo ortaya koyuyor.
Öncelikle, Afrika'nın nüfus yapısı, diğer ülkelere pek benzemiyor. Afrika Kalkınma Bankası'nın Haziran 2013 rakamlarına göre, kıta nüfusu bugün 1 milyar kişiyi aşıyor. Afrika nüfusunun, 2020 yılına kadar iki katına çıkarak, 2.7 milyara ulaşması bekleniyor. Diğer hiçbir ülke için benzer bir beklenti söz konusu değil.
Bu nüfusun büyük bir bölümünü gençler oluşturacak. Afrika bugün dünyadaki en genç bölge. 2040 yılında ise, dünyanın en büyük işgücüne sahip olacak. Genç nüfusun sağlıklı olması, ülkenin kalkınması için vazgeçilmez önem taşıyor.
Fakat Afrika'da aynı zamanda yaşlı nüfus da mevcut. 2010 yılında 60 yaş ve üstü toplum, toplam nüfusun yüzde 6'sını oluştururken; bu oranın önümüzdeki 50 yıl içinde yüzde 13'e yükselmesi bekleniyor. Sağlık ve sağlık hizmetlerinin gelişimi, yaşlı nüfus açısından da son derece önem taşıyor.
Öte yandan, son yıllarda kaydedilen gelişmelere rağmen, Afrika, hala yaşam beklentisinin en düşük olduğu ülkelerden birisi olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz 60 yıl içinde, kıtada yaşam beklentisi 18 yıl yükseldi. 1950 yılında ortalama yaşam süresi 38 iken; 2012'de 56'ya çıktı. Gelişmiş ülkelerde ise ortalama yaşam beklentisi 80'e yakın.
Sonuç olarak, Afrika'nın yeni hastanelere, sağlık kuruluşlarına, kliniklere, eğitimli sağlık personeline ihtiyacı var. Hızla artan sağlık talebinin bir an önce karşılanması gerekiyor.