Af Kanunu’na eklenmesi gerekenler
In God We Trust,All Others We Audit*
Geçen pazartesi bambaşka bir gündeme uyandık ve Ülke olarak bir haftadır, yemek yerken, sıcak bir ortamda bulunurken, uyurken ,deprem bölgelerinde yaşayan canlarımızın dramını düşündükçe halimizden utanır olduk.
Çok duygusal, gergin, travmatik bir hafta yaşadık. Her ağlayanla ağladık, her sevinçle güldük, her kızanla kızdık, kızıyoruz. Adeta, hem her enkaz yığınının içinde yardım bekleyenlerin çaresizliği veya teslim olmuşluğunu, hem de dışında bekleyen, yardıma çalışanların çırpınışlarını, öfkelerini yaşıyoruz.
Bugün ki yazım biraz mevzuat biraz iç dökme olacak.
Provokasyonlara dikkat
Bırakın bölge insanı sığınmacı ayırımını, bölgede yaşayan kedisi köpeği tüm canlılar
için elimizden geleni yapmıyorsak insanlığımızdan şüphe etmeliyiz. Bu nedenle de bölgede özellikle sığınmacılar ki bizim misafirimizdir, üzerinden yapılan provakasyonları engellemeli ve bu tür girişimlere benzin değil su dökmeliyiz.
Yardım için çırpınanların hepsi biziz, hepsi bizim
Canla başla fiziken orada bulunarak, madden veya manen ,adeta biribiriyle yarışarak destek veren tüm insanımızdan Allah razı olsun.
Bu nedenle de Ahbap, Afad, İHH, Kızılay yarıştırmasına girmeden, yardım edenlerin önünü açalım. Bugün edindiğimiz tecrübeleri not edelim. Daha iyisini nasıl yaparız diye düşünelim, düşünmeliyiz de.
Af Kanununa Madde eklenebilecek hususlar:
1.Yardım kuruluşlarına vergi açısından eşit muamele
Belirli bir teveccühe ulaşmış, örgütlenmiş yardım kuruluşlarına yapılan yardımların vergi matrahından indirimine izin verilmeli.
Meclisimizden bu kurumlara yapılan yardımların da vergi matrahından indirimi konusunda eşitlikçi düzenlemeler bekliyoruz.
2.Yardım kurumlarının tamamına denetim ve raporlama zorunluluğu getirilmeli
Hepimizde uyanan duygu olarak, yapılan yardımların yerine, ihtiyaç sahiplerine tam ve eksiksiz erişip erişmeyeceği kuşku ve kaygılarının olduğunu gördük, yaşadık.
Bu nedenle de aslında organize, olabildiğince merkezi, planlı yürütülmesi gereken yardım süreci düzgün yürütülemiyor ve büyük bir israfa da yol açabiliyor.
Güvensizliği giderebilmenin yollarından biri de bu yardım kurumlarının şeffaf, hesap verebilir olması, denetlenmeleri ve sonuçlarının da yayınlanması zorunluluğunun getirilmesi.
Tabi denetim kurumlarımızı da baştan aşağı her yönüyle revize etmemizde, gözden geçirmemizde fayda var.
3.Deprem bölgesi bu sene beyanname vermesin
Gelin Af Kanununa eklenecek bir madde ile deprem bölgelerindeki tüm mükelleflerin her türlü beyanını bir yıl erteleyelim. Sonra durum değerlendirmesi yapılır ve ne yapılacağına (örneğin gelecek sene aynı dönem beyanları ile birleştirerek verme vb) karar veririz.
Başlıktaki vecizenin Türkçe’sini de burada sizlerle paylaşayım:
*”Allaha güveriz, dışındaki her şeyi denetleriz.”
Güvenin tesisinin, kurumsallaşmanın en önemli yolu kural koymak ve kurala uyulup uyulmadığını düzenli denetlemek ve uymayanları cezalandırmaktır.
Kuralsızlık, denetimsizlik ve cezasızlık güveni öldürür, kurumsallaşmayı bitirir, Devleti çökertir.
Daha yapacak çok iş var
Bu nedenle de konu üzerinde hep birlikte kafa yormamız gerekiyor. Kalanların yaralarının sarılması, iaşesi, ibatesi, bölgenin tekrar ayağa kaldırılması, gelecek felaketlere hazırlık, bu bölgelerde kasıt, kusur ve ihmali bulunanların yargılanması….velhasıl ödevimiz çok.