Adım atmazsan durmazlar...
Gültekin KARA
OTOSTOP
[email protected]
"...Beyefendi, siz adımınızı atın, başka türlü durmazlar. Çok beklersiniz..."
Bu sözlere muhatap olduğum yer İstanbul Kadıköy’de bir yaya geçidiydi. Karşıya geçmeye çalışıyordum ve tüm medeni ülkelerde yayanın adımını attığı anda duran trafik bizde aksine gaza
basılarak devam ediyordu. Sağolsun benden yaklaşık 10-15 yaş küçük bir genç de bana akıl vererek, yukarıdaki cümleyi söyledi.
Söz konusu gencin hayatını kazanmak için seçtiği meslek trafik polisliği olmasaydı, beyefendiye teşekkür eder, sürücülere yönelik ufak sitemlerle işi unutabilirdim. Ama bir trafik polisinin, bütün
otoritesini bir kenara bırakıp, yaya geçindeki bir yayaya böyle tavsiyelerde bulunması, tam anlamıyla Türkiye’ye yakışan bir manzara olsa gerek. Ama hakikaten öyle olması mı gerekiyor...
Bu mudur Türkiye’ye yakışan. Bu ayın başında Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Gladyatörler adı altında bir gece düzenledi. Bu gece öncesinde, gecede yayınlanmak üzere benimle bir röportaj yapıldı, sorulardan bir tanesi de şuydu; "Otomotivden sorumlu bakan olsanız ilk alacağınız tedbir ne olurdu?"
Benim yanıtım ise "Toplu taşımaya önem verirdim" olmuştu.
Burada hedefim bir ironi yapmaktan ziyade, bir gerçeğe dikkat çekmekti. Saygı eksikliği...
Başkalarının alanına saygı ve tahammül eksikliği, Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi. Bunun hayatımızın her alanında yaşadığımız gibi otomotivde de görüyoruz.
Konumuz olan otomotive dönersek, sürücülerin yollarda birbirleri ve yayalara karşı gösterdikleri tahammülsüzlük, onların yönettiği firmalar/ sivil-resmi kurumlarda da ön plana çıkıyor. İçgüdüsel ani kararlar ve bencillik, yönetim stratejilerine de yansıyor.
Ortak bir plandan ziyade, bireysel hedeflere en kısa yoldan ulaşma çabası. Kar amacı güden tüzel kişiliklerin, rakiplerine anlayış göstermeleri, empati yapmalarını beklemek çok mümkün olmayabilir. Ancak, aynı gemide olan insanların, geminin selameti için ortak hareket etmeleri çok mu zor?
Türkiye’nin en önemli sektörü diyoruz, bu sektör primitif çözümlerle ilerliyor.
Üretici/ithalatçı/yan sanayici/ devlet, trafikteki otomobil ve yayalar gibi...
Burada devlet de, yukarıda anlattığım trafik polisinin yaptığı gibi sorun çözmek yerine pansumanla geçiştirince işler trafiğin yürüdüğü kadar ilerliyor.
O yüzden başarı maalesef birilerinin akan trafiğe atlayıp yolu kesmesiyle mümkün olabiliyor.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar