Adı 'Standard', başarısı ise olağanüstü bir şirket!
Türkiye'de küresel şirket olma örneklerini yazıyorum adeta birkaç haftadır… Sayıları çok da fazla değil ama bu topraklardan çıkarak yapılanları da küçümsememek ve artırmak önemli... Şimdi Sanayi 4.0 ile belki fırsatlar daha da fazla. Böyle şirketleri tanıdıkça benim umudum artıyor. Belki ondan bu vurgum. Geçtiğimiz hafta Kordsa'yı yazmıştım ve küresel rekabetteki inovasyon başarılarına dikkat çekmiştim. Bu hafta da Standard Profil'i yazıyorum. Bu tip üretim güçleri, Ar-Ge ve çalışanıyla yapılar ne olursa olsun Türkiye ekonomisi için önemli değerler yaratıyorlar. Süreçler aynı aslında. Onlar da tedarikçisi oldukları şirketler için teknoloji üretiyor yine inovasyonla kendi makinelerini de üretmeye başlamış. Standard Profil CEO'su Turhan Semizer ile uzun bir sohbet yaptık.
Aslında o da 3.5 yıldır işin başında ama başarıyı başka bir boyuta taşımayı başarmış. Meksika ve Çin'e açılımları hızlandırmış… Şirket 1977 yılında Rıfat Kamhi tarafından kurulmuş. Kamhi, şirketi önce bir yatırım fonuna satmış. 2006'da Bancroft adlı ‘private equity'ye satılmış. Onlar 5 sene ellerinde tutmuşlar… Sonra onlar da şirketi bugün halen sahibi ve yine bir ‘private equity' fonu olan Actera'ya satmışlar. Turhan Semizer, "Şimdi Standard Profil Grubu yüzde 100 bu fonun, 5'inci seneleri ama gündemlerinde bu şirketi satalım yok. Şirket iyi ve kârlı bir şekilde büyüyor. Şirketi daha uzun seneler tutup değerlendirmek istiyorlar" diyor.
Üretimin dörtte üçü ihraç
Biraz Turhan Semizer'i tanımak istedim. Onun da yapısı çok ‘standart' gelmedi açıkçası ve tahmin ettiğim gibi de çıktı. Semizer kendisi ve şirketle ilgili bir özeti şöyle yapıyor: "Standard Profil'in CEO'luğunu üstleneli 3.5 yıl oldu. Yurt dışındaydım 10 senedir. 20 yıldan fazla Valeo'da çalıştım. Bunun 10 senesi İtalya'da, Fransa'da, Meksika'da ve Hindistan'da geçti. En son Hindistan'daydım. Buraya gelişim 2014 başı... Şirket o dönemde 3 kişi tarafından yönetiliyordu. Şimdi iyi bir icra komitesi oluştu.
2 Alman, 1 Fransız var. İşimizin çoğu yurt dışında bizim tabii… 400 milyon euroluk satışımızın 200 milyon eurosu Türkiye'den, 200'ü de yurtdışından ama Türkiye'deki 200'ün 140 milyon eurosunu da ihraç ediyoruz direkt OEM olarak. Yani 400 milyonun 60 milyonu, Türkiye'deki OEM satışlarına kalıyor. 140 milyonu direkt Avrupa'daki OEM'lere gidiyor. Aslında 4'te 3'ünden fazlasını ihraç ediyor şirket… Yaklaşık çalışan olarak da 8 bin kişiyiz diyebiliriz. 4 bini burada, 4 bini dışarıda…"
2020'de 550 milyon euro
Yeri gelmişken soruyorum: "1 milyar euroyu ne zaman yaparsınız? Bu rakamlarla dünya rekabetindeki yeriniz nedir?" Semizer şöyle anlatıyor: "Şimdi bizim iş planımıza göre 2020'de 550 milyon euroyuz. Ötesini daha düşünmedik. Önce onu bir sindirmemiz lazım. Onu elde etmemiz lazım. İşte bunu şu anda Çin'de 10 milyondan 45 milyona gidersek 30 oradan gelecek, Meksika'dan gelecek, etti 60. 400'ün üstüne 60 koymayı biliyorum ben şimdi." Turhan Semizer daha gidilecek yollardan bahsediyor… Şöyle diyor:
"Avrupa'da 2 numarayız. Yani çok büyükler var Avrupa'da. Rekabetin çok keskin olduğu bir yer. Buna rağmen OEM'de 2 numarayız. Dünya'da şu anda 6'ncı sıradayız. Bizim Avrupa dışı maceramız yeni başladı diyebiliriz. Dünya ölçeğinde yapacaklarımız var. Bunu organik ve inorganik büyümelerle yapabiliriz. Meksika'da ve Çin'de organizasyonlarımız var artık. Güney Afrika'da ve Bulgaristan'da da var. Artı İspanya var tabii… Fas'ta üretimimiz var. Ama tabii Fas, Bulgaristan ve İspanya'yı Avrupa olarak düşünün küreselde. Avrupa dışında Çin, Meksika ve Güney Afrika var. Bizim sektörün en büyüğü bir Amerikan şirketi. Ama bizim yaptığımız işlerin dışında başka işleri de var."
Her gövdeye ayrı parça
Tabii işler deyince biraz üretimi anlattırmak lazım diye düşündüm. ‘Standart' ürün dedik ama Turhan Semizer bunu şöyle anlatıyor: "Biz otomotiv sektörü için yalnızca sızdırmazlık profilleri üretimi yapıyoruz. Şimdi bizim ürettiğimiz parça aracın gövdesiyle alakalı. Yani aracın gövdesini pres atölyesinde bastırıyorsunuz. Getirdiniz kaynak yaptınız, boyadınız koydunuz banda. Bizim parçanın girmesi lazım. Gövde üstüne monte ediliyor, kapıya ve gövde üstüne monte ediyor. Çok senkronize olmak zorunda.
Çok hassas üretim ve montaj gerektiren bir parça çünkü bir sızdırmazlık ürünü ve 2 mm kısa yaptım, buraya yağmur girdi olmuyor. Zor bir parça. Zorluğu da seri üretim olmasına rağmen prototipte olmayan pek çok unsur giriyor devreye ve parça neredeyse her otomobil için ayrı üretilmiş oluyor. İnanılmaz derecede üretici otomobil şirketiyle birebir çalışma gerektiren, entegre olmak gerektiren bir üretim süreci gerekiyor. Her gövdeye, her modele ayrı bir parça gerekiyor."
Bütün markalarla çalışıyor
Biz bu alanda bütün markalara üretim yapıyoruz ve onların bütün üretim tesislerine entegre olmaya çalışıyoruz diyor Semizer: "Bütün markalar ile çalışıyoruz. En büyük müşterimiz, yani 400'ün 3'te biri 120-130 milyonluk satışımız bizim Volkswagen ve Audi Grubu'na, özellikle Audi'ye, bir tek A4 hariç bütün modellerini biz veriyoruz. Audi'nin Q3, Q5, Q7 hepsi bizim işimiz statik dediğimiz cam kanallarında… Yalnız Türkiye'de değil mesela biz Q5'i Meksika'da yapıyoruz. Otomotivciler nereye gidiyorsa, biz de oraya gidip onlara yakın olarak… Böylece lojistik ve maliyeti en aza indirmeye çalışıyoruz.
2011'de Çin'deki fabrika açılmış, Audi'nin Volkswagen'in ve BMW'nin isteği üzerine. Çok kaliteli bir üretim yapacaksınız, ucuza yapacaksınız rekabetçilik açısından. Bir teknolojik gücünüz olacak, yenilikler sunacaksınız. Hep rakipten önde olmasını sağlayacaksınız. Bunun yanında bir de yakın olacaksınız dediğiniz gibi. Sadece lojistik açıdan değil ama dediğim gibi araca son giren parça bu olduğu için ya da en belalı parça olduğu için, bir sorun çıktığında gövde ile ilgili anında yanında olmanız lazım."
Krizleri fırsata çevirmiş
Standard Profil'in son yıllardaki çıkışında dünya ekonomik krizini fırsata çevirmesi de var. Bunu Turhan Semizer şöyle anlatıyor: "Otomotiv açısında 2008-2009 krizi felaket bir dönemdi. Bu Standard Profil'e fırsatlar yaratmış. Avrupa'daki rakiplerimiz, bizim gibi daha düşük maliyetli ülkelere gitmekte geç kalmışlar. Ve 2008-2009'da krizden çok büyük hasarla çıkmışlar. Büyük bir kısmı iflas etmiş. Bu Standard Profil için bir fırsat olmuş.
Mesela Mercedes gelip şirketin finansal yapısı sağlammış, Standard Profil ile bizzat çalışmak istemiş benim olmadığım dönemler. Biz ilk Mercedes'e o zaman girmişiz. Rakiplerin iflas ediyor ‘bize parça yap' demişler ve önemli bir büyüme yakalanmış. Örneğin, bu krizi fırsata çevirip, aynı zamanda İspanya'da Kaufil diğer bir şirketi satın almışız. Bu İspanya'daki 4 fabrikayı ve o zaman Fas'taki küçük olan fabrikayı getirmiş. Tüm dünyadaki markamız bu arada tek, tüm fabrikalarımız satın aldıklarımız dahil Standard Profil."
‘Çin akıldışı büyük pazar'
Standard Profil CEO'su Turhan Semizer Çin için ayrı bir parantez açıyor ve şöyle diyor:
"Çin pazarının akıl dışı bir boyutu var. Bir de yerli Çinli üreticiler var. Biz yıllarca BMW ve Audi ile kaldık. Sonra Opel'e başladık. Sonra Volvo'nun Avrupa'daki bütün işlerini aldık. Volvo'yu Çinliler alınca, Çinliler bize dediler ki ‘Gelin. Hem 2 tane Volvo projesini yerleştirin Çin'de hem de Geely'den size iş verelim.' Biz Geely'den aldığımız 4 proje ile Çin'de aşağı yukarı önümüzdeki sene sonunda ya da 2019'da yaklaşık 400 bin Geely ve Volvo araca parça veriyor olacağız. Çin'de yıllık 40 milyon euroluk alınmış üretime gidecek işimiz var.
Meksika'da ise şu anda Volkswagen-Audi Grubu'ndan aldığımız iş 30 milyon euronun üzerinde. Biz Golf ve Q5 ile başladık. Geri kalan bütün modellerini Jetta, Tiguan, Touran gibi parça parça bize döndürdüler. Onlarla da bu rada 15 milyon euroluk bir iş planı ile başladık şu anda ‘book business' dediğimiz garanti işimiz bizi 33 milyona götürecek önümüzdeki yıl sonunda."