Adaylara gereken saygıyı gösteriyor musunuz?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Finans müdürünün derdi ne idi?

Bir MBA sınıfımda sormuştum: İş ararken başınıza neler geldi? Unutamadığınız iş görüşmeniz oldu mu? Sınıfın iyi öğrencilerinden birisi elini kaldırıp söz aldı ve şöyle konuştu: O zaman daha gençtim. Bir şirketteki muhasebe bölümüne başvurmuştum. Mülâkatı finans direktörü bir kadın yaptı. Beni öylesine hırpaladı ki, bir saatin sonunda ayrılırken ona şunu söyledim: Hanımefendi neden böyle yaptınız? Benim bundan sonra da meslek hayatım olacak?

İşsizliğin hayli yüksek olduğu bir dönem yaşıyoruz. Böyle bir ortamda, “alıcı pazarında”, yukardaki olaydaki finans müdürü gibi davranan kişilere rastlama olasılığı da yüksektir. Bu, çok yanlış bir davranış biçimidir, büyük bir hatadır. Böyle davranarak çok iyi bir elemanı elinizden kaçırabilirsiniz.

İki önemli hata

İnsan kaynağı, bir işletme için hayati değer taşır. Bu kaynağın her elemanı da değerlidir ve önemlidir. Bu nedenle, işe eleman alma sürecinin çok titiz yürütülmesi gerekir. Ama hatalar da yapılır.

İşe eleman alım sürecinde iki önemli hatadan söz edebiliriz. Birinci hata, yanlış kişiyi işe almaktır Nasıl yanlış kişi? Örneğin, adayın yetkinlikleri, aradığınız yetkinlikler değildir; ya da, yetkinlikleri yetersizdir. Diğer taraftan, aday yetkinlik açısından tam bir uyumdur; ama kurum kültürünüze uyacak nitelikte birisi değildir. En kötüsü de adayın karakteri bozuktur. Bu şekilde işe eleman alıyorum diye, başınıza iş alırsınız.

İşe eleman alım sürecince ikinci hata ise, doğru kişiyi elden kaçırmaktır. Bu hata, birincisinden daha vahimdir. Çünkü, birinci yapılan hatayı telafi etmek mümkündür. Bazen zor bile olsa, işe yanlış alınan kişiyi işten çıkararak hatanızı düzeltebilirsiniz. Ne demişler: Zararım neresinden dönersen, kârdır. Yeter ki kişi işletmeye fazla zarar vermeden, maliyet yükselmeden, yapılan hatayı fark ediniz. Ama doğru elemanı elden kaçırırsanız, bunun maliyeti daha yüksektir. Telafisi mümkün değildir. Kaçırdığınız elemanın tekrar kepçenize gelme olasılığı hemen hemen sıfırdır. Üstelik, elden kaçırdığınız iyi elemanı işe alsaydınız, sizin cephenizde savaşacaktı. Şimdi ise, sizin sektörde, rakibiniz bir işletmede, karşı cephede çalışıyor olacak.

İkinci tür hata nasıl yapılır?

Doğru kişiyi elden kaçırma, sürecin değişik aşamalarında olabilir. Örneğin, iş başvuruları taranırken iyi eleman gözden kaçabilir. Ya da uyguladığınız bir test yanlıştır; aday, haksız bir biçimde elenir. Ama hatanın en çok yapıldığı yer mülâkatlardır. İşveren tarafındaki kişiler bazen havaya girerler. “Demek sen bizim şirkette çalışmaya kalkıyorsun? Buraya girmek o kadar kolay mı sanıyorsun? Bizim kim oluğumuzu biliyor musun? “(Gerçi şimdi hiç bulunmuyor ama…) Biz o eski, bulunmayan Bursa kumaşıyız” mantığı ile hareket ederler. Adayı ürkütürler; aday da kaçar.

Ne yapmalı?

Önce şu gerçeği kabul etmek ve içe sindirmek gerekir: İyi eleman, şirketini seçer. Seçme önceliği, şirkette değil, iyi elemandadır. Bu nedenle, iyi elemanı bulunca kaçırmamalıdır. Seçme sürecinin her aşamasında her adaya, kaçırılmaması gereken eleman gözüyle bakılmalı, gereken özen gösterilmeli, gereken değer verilmelidir.. Bunun şirkete ek bir maliyeti yoktur. Üstelik böyle davranılması, şirketin piyasadaki itibarını yüceltir. Kişi işe alınmasa da, gönlü hoş tutulmalıdır ki, şirket hakkında iyi konuşsun. Ne demiş atalarımız: Ne kız ver,ne dünür küstür.

Sonuç

İşsizlik ne kadar yüksek olsa da, iyi elemanı bulamama olasılığı da o kadar yüksektir. Bu nedenle ayağa gelen kısmet tepilmemeli, iyi elemanı elden kaçırmamalıdır. Adaylara profesyonelce bir saygı ve sevgi ile yanaşılmalıdır. Adaylardan birisi iş arkadaşınız olacaktır. İşe almadıklarınız da neden piyasadaki iyi niyet elçiniz olmasın?
Uğur Tandoğan

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019