Adana, kitap seviyor…

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Adana bugünlerde mis gibi narenciye çiçekleri kokmuyor, ama Mart-Nisan aylarında bembeyaz olan ve şehre harika kokular salan ağaçlar, bu kez turuncu meyvelerle dolu… TÜYAP Adana Fuarcılık A. Ş. ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Altın Koza'nın katkılarıyla düzenlenen Çukurova 6. Kitap Fuarı için yeniden Adana'daydım geçtiğimiz hafta…

 

197 bin ziyaretçinin gezdiği fuar, 20 Ocak Pazar akşamı sona erdi. 205 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen Çukurova 6. Kitap Fuarı kapsamında panel, söyleşi, şiir dinletisi ve çocuk etkinlikleri gibi 60 programda ve imza günlerinde Türkiye'nin dört bucağından gelen 300 yazar kitapseverlerle buluştu. Fuar, geçtiğimiz yıl 182 bin 450 ziyaretçiyi ağırlamıştı… Bu sene de yalnızca Adana ve ilçelerinden değil, önceki yıllarda olduğu gibi çevre illerden de çok sayıda okur vardı. Ziyaretçilerin geldikleri yerler arasında Mersin, Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep ilk sıraları paylaşıyorlardı…
Adana, belediyeleri ile, yazarlarıyla, kitap meraklılarıyla, öğrencileriyle 6. yılda da fuara sahip çıkmıştı. İstanbul'dan gelen yazarlar, saatlerce yaptıkları imzalar sonunda kollarında, ellerinde tatlı bir uyuşuklukla otellerine dönüyorlardı… Yerel basın gazete, televizyon ve radyolarda kitap fuarını manşetlere, primetime'a taşıyor, konuklarla söyleşiler biribirini izliyordu…
Fuar akşamları, Adana'nın biribirinden leziz yemeklerini tadarak geçiyordu… Tabii ki her türlü ekşi tatlandırıcı için de turunç kullanıyorduk. Önümüzdeki aylarda çiçekler açacağından turunç zamanı bitmek üzereydi. Bu nedenle de reçel yapmak için bugünler son fırsattı.
Yeni çiçeklerle geçen yılın meyveleri, yani beyazla turuncu yeşil yaprakların arasında muhteşem bir senfoni oluşturacaklardı bahar aylarıyla birlikte. Meyvesiyle çiçeğini aynı anda taşıyabilen tek türdü sanırım turunçgiller. Evimdeki limon ağacımda son 3-4 senenin limonları halen duruyor, bu baharda onlara eşlik edecek baygın baygın kokan beyaz çiçekleri dört gözle bekliyorum…
Tabii ki kebaplar, çöp şişler, içli köfteler, lahmacunlar da eksik olmadı masamızdan. Ama, her geçen yıl, Adana'da kebapların eski tatlarından bir şeyler kaybettiklerini de vurgulamak istiyorum… Hele fiyatları pahalı olan mekânlarda çoğunlukla özlediğimiz kebapları yemek mümkün değil. Kebabın salaş yerlerde daha iyi yapıldığı düşüncem, bu kez de değişmedi.
Adanalılar kebap kadar tatlıyı da seviyorlar. Ciddi bir tatlı tüketimi var şehirde. Yöresel tatlılar arasında olan çok sevdiğim halka tatlısını, karakuşu, bici biciyi, taşkadayıfı bu kez bir yolunu bulup yiyemedim. Eti bol, tatlısı az bir yolculuktu bu defaki Adana seyahati…
Adana, bu yılki TÜYAP kitap fuarları maratonunun ilk durağı… Önümüzdeki ayın ortalarında Antalya'da, Mart'ta Bursa'da, Nisan'da İzmir'de, Mayıs'ta Diyarbakır'da, Kasım'da İstanbul'da sürecek olan maratonun ilk etabında bu senenin de iyi geçeceği, geçmiş yılların rakamlarını aşacağı yönünde pırıltılar gördüm…
Kitaba olan ilgi, her türlü olumsuz koşullara rağmen giderek artıyor. Böyle olunca da her fuara büyük bir istek ve keyifle gidiyor, aynı duygularla dönüyorum. Bu kez de öyle oldu, Adana beni yine yanıltmadı…
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar