Ada, yeniden ada oluyor
Fransa'nın 2 numaralı turistik adresine teknolojinin eli değiyor... Victor Hugo'nun, "Mısır için piramitler neyse, burası da Fransa için öyle" dediği yere.
Mont-Saint-Michel, Fransa'da Eyfel Kulesi'nden sonra en çok turistin ziyaret ettiği yer. Kuzeyde, Normandiya kıyısına 2.5 kilometre uzakta, sığ denizde, dev bir granit kaya-ada üzerinde inşa edilmiş gotik bir şatomanastır ve etrafında oluşan kasaba.
***
Yılda 3 milyonu aşkın turist çeken bu yer, "eski" bir ada. Eski, çünkü bin 300 yıl önce inşa edildiğinden bu yana adanın çevresi alüvyonla dolmuş. Ada, adalıktan çıkmış.
1879'da adayı karaya bağlamayı düşünmüşler. Durumu daha da berbat etmişler. Bir dalgakıran, üzerine dar bir yol yapılmış. Denizin güçlü gelgiti nedeniyle deniz günde 2 kez yükselip alçaldığı için yol günde iki kez su altında kalmış. Hem bu özelliği, hem manastırın önemi, hem yörenin puslu-mistik havası sayesinde burası olmuş bir turistik cazibe merkezi.
Adaya teknolojik ameliyat gerekiyor. Buranın, "yeniden" ada haline gelmesi için Fransa hükümeti 2002'de kapsamlı bir strateji hazırladı. Çevre halkının da görüşünü alarak (bizim belediyecilerden bu satırları okuyan var mı acaba? Hiç sanmam!) plan uygulamaya hazır hale geldi.
***
Mont-Saint-Michel'in, turistik cazibe merkezi olmaya devam edebilmesi için yapılması gereken faaliyet çok kapsamlı:
Adayı karaya bağlayan 2.5 kilometrelik karayolu kalkacak.
Böylece, adayı ziyaret için taa dibindeki otoparka yığılan otomobil ve otobüsler de... Çevre, görüntü, gürültü kirliliği yaratan bu pisliğe son...
Adaya ulaşım için zarif ve kavisli bir köprü yapılacak:
Paris'in 37 numaralı en yeni köprüsü olan Simone de Beauvoir köprüsünü yapan Avusturyalı mimar Dietman Feichtinger'in eseri olacak.
Karadan adaya bu köprüyle, çevre dostu yakıt kullanan tramvayla ulaşılacak. Ahşap ve camdan yapılacak tramvayın adı bile belli: Passeur (Tekneyle su aşıran kişi-salcı).
Ulaşımı biraz çetrefil olan Mont-Saint-Michel yakınına kadar Paris'ten doğrudan tren seferi düşünülüyor.
Esas teknolojik çözüm, çok daha "şık": 5 milyon metreküp kum ve çakıl, adayı karaya bağlayan yolun çevresinden denizden temizlenecek. Deniz tabanı, 1 km çapında bir dairede 1 metre alçalacak. Denizin gelgiti daha etkinleşecek. Bu şekilde tamamen doğal yolla 1 yıl içinde 3 milyon metreküp çökelti temizlenmiş olacak.
28 Nisan'dan sonra, buranın dibine kadar araçla gelme lüksü bitiyor. Otopark, kıyıya alındı. Oradan, adaya şimdilik yürüyecek millet. Ya da atlı bir arabaya binecek-2014'ten sonra bir zaman tramvay yapılana kadar.
Çünkü: Turizm, kral...
Ülkenin ikinci önemli turistik adresini "eski" haline döndürmek için girişilen maddi-manevi zahmetin listesi elbet bu kadar değil. Daha uzun! Aman bu turizm ikonumuz elden gitmesin diye... Ve Akdeniz'in öte ucunda Türkiye adlı ülkede, hâlâ en temiz mavi koylarını imara açarak turistik cazibesini öldürmek üzere olanlar... İnsanların, yapaylığı değil, doğallığı görmek istediğini anlayamayanlar...