Açlık, obezite ve soğan ithalatı
Dünyanın en önemli sorunu açlık… Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 7.2 milyarı aşan dünya nüfusunun yaklaşık 1 milyarı açlıkla karşı karşıya. Yaklaşık 1 milyar insan ise obezite sorunu yaşıyor. Obezite sorunu her geçen gün büyüyen ülkelerden birisi de Türkiye.
Açlık ve obezite ile mücadele için öncelikle gıda üretimi ve dağıtımının adil olması, üretilen gıdaların israf edilmemesi gerekiyor. Bunun için dünyada uygulanan tarım ve gıda politikaları büyük önem taşıyor. Çok uluslu tekeller yerine, her ülkenin öncelikle kendi kaynaklarını kendi insanı için değerlendirmeli.
Türkiye açısından bakıldığında, tarım ve gıda potansiyeli doğru değerlendirildiğinde açlık sorununun asla yaşanmayacağı gibi, dünyayı besleyen önemli bir üretici ülke olabilir. Fakat, uygulanan yanlış politikalar bunun önündeki en büyük engel olarak görünüyor.
Dünyanın gündemi
FAO, açlık sorunu, gıda israfını ve gelecekte gıda üretiminin artırılması konusunu ısrarla dünya gündeminde tutmaya çalışıyor. Bu yönüyle gelecekte de gıda güvencesi büyük önem taşıyor.
Dünyanın gündeminde olan önemli konulardan birisi; tarım ve kırsalda yaşlanan nüfus. Gençleri tarımda tutmak için başta Avrupa Birliği olmak üzere pek çok ülke genç çiftçiliği ve aile çiftçiliğini destekleyici özel programlar uyguluyor.
Dünyanın gündemini en çok meşgul eden konulardan birisi ticaret savaşları... Özellikle Amerika ve Çin arasında yoğun olarak yaşanan ticaret savaşı tarım sektörüne de doğrudan yansıyor. Çünkü bu savaşta tarım ürünleri de var.
Rusya'nın, Amerika ve Avrupa Birliği başta olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerle olan karşılıklı gıda ambargosu bir kaç yıldan beri sürüyor. İran ve Venezuela'ya yönelik yaptırımlar ve ambargolar da dünyanın gıda gündeminde yer alan konulardan birisi.
Ticaret savaşları, ambargolar, yaptırımlar tarımda korumacılık ve kendi kendine yeterliliğin önemini artırdı. Birçok ülke tarım ve gıdada kendine yeterlilik politikası uyguluyor.
Dünyanın gündemindeki önemli konulardan birisi kuşkusuz iklim değişikliğinin tarıma etkileridir.
Buna bağlı olarak aşırı yağışlar, kuraklık ve su sorunu her geçen yıl daha da büyüyor.
Dünyada tarımda gündem oluşturan konulardan birisi de teknoloji. Tarım 4.0, akıllı tarım ve yapay zeka konuları hep gündemde.
Gıda trendleri değişiyor
Tarımsal üretime bağlı olarak gıda tüketim trendleri de değişiyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde hayvansal bazlı beslenme modelinden bitki bazlı beslenmeye geçiş var. Araştırmalara göre, son 5 yılda İngiltere'de etsiz yiyecek satışlarında yüzde 22 artış var. Yakın gelecekte et tüketiminin azalacağı, organik gıda tüketiminin artacağı ifade ediliyor. Avrupa Birliği Parlamentosu verilerine göre;2012-2016 döneminde organik ürün satışı yüzde 47.7 artarak 30.7 milyar euroya ulaştı
Küreselleşme ile dayatılan tek tip beslenme, tek tip gıdaya karşı yerel gıda ürünlerine, yerel markalara ilgi arttı. Avrupa Birliği “Tek Pazar” denilse de bazı ülkeler “yerli malı” tüketimini ön plana çıkarıyor. Önümüzdeki dönemde, küresel gıda zincirlerine karşı yerelde üretimin ve tüketimin daha çok ön plana çıkması bekleniyor.
Türkiye'nin gündemi
Tarım ve gıdada Türkiye'nin temel gündemi yüksek girdi fiyatlarına bağlı olarak üretimin yapılamaz hale gelmesi. Buna bağlı olarak artan gıda fiyatları ve gıda enflasyonunu önemli gündem konularından birisi yapıyor.
Hayvansal üretimde yaşanan sorunlar nedeniyle kırmızı et ve süt fiyatı hep gündemde.
İklime bağlı yaşanan felaketler daha sık gündeme gelmeye başladı. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bugün ve gelecekte en önemli konulardan birisi, iklim değişikliğinin tarıma etkileri olacak.
Kırsalda yaşanan değişim
Türkiye'nin kırsalında büyük bir değişim yaşanıyor. Sadece köyden kente değil, kentlerden de kırsala yönelik bir göç var. Bu göç üretimi değil, tüketimi körüklüyor. Uygulanan yanlış politika nedeniyle kırsalda yaşayanlar üreticiyken tüketici oldu. Köylerde ambalajlı süt, yoğurt, peynir tüketiliyor. Meyve, sebze tarladan değil, manavdan, pazardan alınıyor. Çiftçi üretmemenin maliyetini yapıyor.
İthalat temel politika oldu
En önemlisi de, Türkiye'de tarım önemsenmediği için sorunları çözmeye yönelik adım atılmıyor. Üretim planlaması yapılmıyor. Bakan değiştikçe politika değişiyor.
Artan girdi maliyetleri ve pazarlama zincirindeki sorunlar nedeniyle gıda fiyatları arttı. Üreticide ucuz tüketicide pahalı bir piyasa yapısı oluştu. Üretim maliyetlerini düşürmek, pazarlama zincirinde yaşanan sorunları çözmek yerine, ithalatla fiyatları düşürme politikası uygulanınca tarım ve gıdada temel politika ithalat oldu.
Dünyada kendine yeterlilik, yerli üretim politikaları ön plana çıkarken Türkiye, ithalata dayalı bir politika uygulamayı tercih etti. İthalat arttıkça üretici rekabet edemediği için üretimden çekiliyor. Üretimden çekilince fiyatlar yükseliyor. Fiyatları düşürmek için daha çok ithalat yapılıyor. Bu döngünün kırılması gerekiyor.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin, “Paramız var ki ithal ediyoruz” sözü tam bir talihsizlik. Geçmişte olduğu gibi yarın da paranız olsa bile ithalat yapamayacağınız günler olacaktır. Bugün İran'ın, Venezuela'nın parası olsa bile ithalat yapabilir mi? Yapamaz. Çünkü yaptırımlar var, ambargo var. Daha da önemlisi iklim değişikliğine bağlı olarak dünyada üretim azalırsa ürün bulamazsanız paranızın olması bir anlam ifade etmez.
Ne yapmalı?
İnsansız hava aracı ihraç eden Türkiye, soğan ithal ediyorsa tarıma bakışta bir çarpıklık var. Türkiye, ithalat sarmalından kurtulmak için öncelikle tarıma bakışın değişmesi gerekiyor. İthalatın çözüm olmadığı görüldü, ısrar etmek ülke tarımını bitirir.
Özetle, iklim değişikliğinin etkileri dikkate alınarak, kooperatif modeline dayalı örgütlenme ile aile ve genç çiftçiliğin desteklendiği, teknoloji kullanımının teşvik edildiği yeni bir tarım politikasına ihtiyaç var.