Açıklamalar bilanço içermeli

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

Ekonomi yönetiminde yer alan Hükümet üyeleri ve bürokratlar bir konuda genellikle zamana dayalı olmadan açıklama yapıyorlar. Açıkladıkları konuda beklenen sonucun alınıp alınmadığının, alınmadıysa nedeninin ne olduğu ortaya konulmuyor. "Büyüme ve tasarruf" konulu rapor açıklanırken yapılan  konuşmalarda yer alan "Şirket kuruluşunda bürokrasinin azaltılacağı" bilgisi de "Rekabeti artırmak için yeni YOİKK eylem planının açıklanacağı' da benim bu konuları irdelememe yol açtı. Vardığım sonuç: "Açıklamalarda zaman bilgisi yer almalı ve zamanı geldiğinde bilançosu yapılmalı" şeklinde oldu.                  
 

Dünya bankasının hazırladığı "Yüksek büyümenin sürdürülebilirliği: Yurtiçi tasarrufların rolü" raporunda 1990'larda Türkiye'de tasarruf oranının yüzde 23.5'larda iken, 2000-2008 döneminde yüzde 17'ye, 2010'da ise yüzde 12.7'ye gerilediği ortaya konularak, bu gerilemenin nedenlerine değiniliyor ve "Yurtiçi tasarrufların artmasının sürdürülebilir büyüme için önem taşımaktadır" yargısı ortaya konuluyor.
 

Raporda tasarrufların artırılması için hızlı kredi büyümesinin ve tasarrufların verimli kanallara yöneltilmesi, tüketici kart kullanımının ve kredilerinin sınırlayıcı önlemler alınması, uzun vadeli yurt içi tasarrufları destekleyen politikalar üretilmesi, finansal okuryazarlığın artırılması, mali piyasaları güçlendirecek reformların sürdürülmesi, kıdem tazminatı fonunun oluşturulması, kamuda verimsiz harcamalarda tasarrufa gidilmesi ve ekonomide kayıtlılığın artırılması öneriliyor.
Raporun açıklandığı konferansa katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tasarrufların arttırılmasının önemli olduğunu belirterek "Yatırım Ortamını iyileştirme ve Rekabet gücünü artırma konusunda eylem planı hazırladıklarını", plana son şekli verildiğinde kamuoyunun bilgilendirileceğini söylemiş. Babacan, ayrıca eğitimin önemi konusuna da değindiği konuşmasında, hane halkının yüzde 45'inin gelirinden fazla harcama yaptığı bilgisini de vermiş. Babacan'ın açıklamaları arasında "İşyeri açmayı kolaylaştırıcı çalışmanın" Bakanlar Kurulu gündeminde olduğu belirtilerek, "İşyeri kurmak birkaç basit adımla çözülecek bir işlem haline gelecek. Birkaç güne kadar Resmi Gazetede yayınlayacağız" konusu da yer alıyor.
 

Bu açıklamayı iki konuda hatırlamama yol açtı. Birisi birkaç yıl öncesinde bir başka bakanımızın, "60 işlem gerektiren şirket kurma bürokrasisini, birkaç basit işleme indireceğiz" açıklamasıydı. Demek ki o açıklama akim kalmıştı. Bir diğeri AKP hükümetleri öncesi 57. Hükümet döneminde 2001 yılında açıklanan 32 yaptırım içeren yatırım ortamını iyileştirecek YOİKK karalarıydı.
Bunun düşündürdüğü bir konu, şirket kuruluşunun basitleştirilmesinin önemli ancak yeterli olmadığı konusu. Bununla birlikte mutlaka şirketin kurulup çalışmaya başladığı dönemindeki olumsuz bürokratik yapının, yatırım yapanı bunaltan bürokratik engellerin de ele alınmasının gerekliliği. Eğer bu birliktelik sağlanamazsa "Bürokratik bunalım" kuruluş döneminde, kısa dönemli kalkar, ancak uzun dönemli olarak çalışma hayatı boyunca devam eder.
İkinci konu ise yukarda belirttiğim 11 yıl önce ele alınan YOİKK karlarıydı.  Bunun için YOİKK sitesine girip raporları inceledim. Bir kere 2001'in 32 maddelik eylem planında yer alan konulardan kaçıyla ilgili öngörülen düzenlemenin yapılıp sonuçlarının elde edildiğine dair bilgiye yani bir bilanço sonucuna ulaşamadım. Doğaldır ki dönem içersinde ülkemizde ve dünyada önemli değişimler yaşandı. 2010 yılında YOİKK'in 55 eylemlik bir programı hedeflediğini ancak bunlardan 25'inin tamamlandığını 30'unun ise henüz sonuçlanmadığı bilgisini de edindim.
Sitede 2012 yılında sonuçlanacağı belirtilen YOİKK düzenlemelerinin Mart ayında 2, Haziran'da 5, Kasım'da 1 ve Aralık'ta 3 tane olduğu görülüyor. Bunların içeriğine baktığımda 2001 yılı eylem planında da yer alan ve o dönemde iyileştirilmesi düşünülen "madencilikte çevre düzenlemeleri", "vergi ve teşvikler konusunda eylem planı", "Bir bölgede zorunlu yatırımlara yer sağlanması kararı" gibi konular olduğu belirtiliyor.
 

O nedenle, ekonomi yönetimi sözcülerinin açıklamalarının çözüm zamanı belirtir şekilde olması ve zamanında gerçekleşenlerin açıklanırken, zamanında gerçekleşmeyenlerin yeni gerçekleşme zamanlarının ya da devre dışı kalma nedenlerinin belirtilmesi gerekir. Kısaca açıklamalar zaman içinde yapılanlar ve yapılamayanların bilançosuna bağlanmalıdır. Toplumun doğru bilgilenmesi ve kamunun bilgi akımının şeffaflaşması buna bağlıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar