Acı reçete
Ekonomik göstergelerin çoğu ‘sürdürülebilir’ görünmüyor. Ekonominin büyümesi yetmiyor. Başta enflasyon olmak üzere, işsizlik, bütçe açığı, dış açık, cari açık…
Bu göstergelerdeki bozulmasının kısa zamanda düzelmesi de pek olası değil. Üstüne deprem geldi. İşte sanayi üretimi yüzde 8,2 geriledi. Yani sorunların üstüne yeni sorunlar geliyor, başarılabilen büyüme de tehlikeye giriyor.
Bu da önlem alınması gereken bir durum. Şu günlerde seçimin ‘hayhuy’u ile günlerimiz geçiyor. Kim kazanırsa kazansın seçimden sonra ilk ele alınacak konular doğal olarak ekonomik göstergelerin toparlanmasını sağlamak olacak. Her biri birbirinden önemli başlıklar masaya yatırılacak. Kuşkusuz bütün bu çabalar bir ‘istikrar programı’ kapsamında gerçekleştirilecek.
Hem uygulamanın gösterdiği hem de tarafların anlattığı kadarıyla seçimden sonra uygulanacak istikrar programına IMF desteği aranmayacak. Çünkü IMF destekli istikrar programlarının faturası genel olarak dar gelirli geniş kesimler tarafından ödeniyor. Seçimden sonra bu görüş değişir mi bilmiyorum!
Ancak bedelin geniş kesimlerin dışında, yüksek gelir gruplarını, rant geliri sahiplerini kapsaması bugün itibarıyla öncelikli olarak dile getirilenler arasında. Olası programın faturasını kimlerin ödeyeceği konusunu biraz daha irdelemek için önerilen vergi politikalarına bakalım. Bazı vergilerde indirim yapılacağı, bu şekliyle geniş kesimlerin mevcut vergi yükünün düşürüleceğine ilişkin taahhütler var.
Geçmiş yıllarda yaşananlar, getirilen vergilerin kaldırıldığını, düşürüldüğünü bize pek yaşatmadı. Olacak diyelim! Peki gelir yaratmak üzere tasarlanan yeni vergiler arasında neler var? Onlarca sayfada yer alan yazılı beyanlara bakıldığında vergi geliri yaratacak önlemler şöyle:
-Vergi istisna ve muafiyetleri gözden geçirilerek en aza indirilecek. (Deprem sonrası bir ayarlama zaten yapıldı.)
-Beyana tabi gelir unsurlarının kapsamı genişletilecek, böylece dolaylı vergilerin ağırlığını azaltan bir vergi yapısı tesis edilecek.
-Değer artış payı ve imar rantlarına ilişkin diğer düzenlemeler gözden geçirilecek, kentsel rantlar kapsamlı ve etkili bir biçimde vergilendirilecek.
-Kripto varlıklar ve yeni gelişen dijital mecraların etkin bir şekilde vergilendirilmesi sağlanacak.
-2050 yılı Net Sıfır Karbon Emisyonu hedefi doğrultusunda yeşil vergileri öne çıkaran bir dönüşüm gerçekleştirilecek, elde edilen gelirler özel sektörün yeşil dönüşüm yatırımlarını desteklemede kullanılacak.
-Vergi Cennetlerine yapılan ödemelerden stopaj alınması dâhil gerekli önlemleri alınacak.
-Kayıt dışılıkla etkin bir şekilde mücadele edilecek, kayıt dışılık OECD ortalamasının altına indirilecek, bu mücadeleden elde edilecek kaynaklar toplumun en kırılgan kesimlerini desteklemek için kullanılacak. İşte bu kadar! Bir bölüm önlemle bazı vergilerin oranı düşürülecek, etkisi azaltılacak. Yani pozitif bir tercihle gelir kaybına razı olunacak.
Bir bölüm önlemle de yeni vergiler getirilecek, gelir artırılacak. Peki şu sıralanan yeni vergiler geliri artırarak bütçenin ihtiyaç duyacağı kaynakların toplanmasına yeter mi? İkinci olarak vazgeçilen vergiler ile getirilen vergiler bir programın geniş kesimler üzerinde yaratacağı tahribatı dengeleyebilir mi?