Acı da olsa gerçeklerden daha iyi dost var mıdır!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Önden uzatmalı Kurban Bayramı Tatili, finansal piyasalara geçici olarak ta olsa yaramış gibi görünüyor. İşlem hacimleri oldukça düşük, olumsuzluklar büyük ölçüde görmezden geliniyor ve fiyatlanmıyor. Hem Türk Lirası ve hem de menkul kıymetler yaşadıkları değer kayıplarını kısmen de olsa geri almaya çalışıyor; tatil dönüşünde ne tür eğilimlerin bizi beklediği ile pek ilgilenilmiyor. Gerçeği kesinlikle yansıtmayan bir görünümle oyalanmak, sistemi oluşturan kurumsal yapının da işine geliyor. 

Hafta başında açıklanan veriye göre Eylül ayı Tüketici Güveni, bir ay öncesine göre yüzde 6,1 oranında gerileyerek iyimserleri hayal kırıklığına uğratmış. Bu rakam para otoritesinin hareket yeteneğini iyice zora sokuyor; parasal sıkılaşma ve faiz yükselişini iyice olumsuzlaşan beklentiler nedeniyle bir başka bahara öteliyor. Riskten kaçınma eğilimini güçlendirecek potansiyeli bünyesinde taşıyor; Türk Lirası ve menkul kıymetlerde yeni değer kayıplarının müjdesini veriyor! 
Diğer gelişen ekonomiler riskten kaçınmanın olumsuz baskıları altında bunalmaya devam ediyor; bizimkiler tatildeyiz diyerek, geçici bir süre için olumlu ayrışmanın keyfini çıkarmaya çabalıyor! Herkesi aptal yerine koyarak günü kurtarmaya çalışanlar, kime ve hangi amaca hizmet ettiklerini düşünebilecek çapta olmadıklarını kanıtlama yarışını sürdürüyor! Kurban Bayramı Tatili sonrası ve Genel Seçimler öncesi için, olumsuz eğilimlere can vermeye ve kırılganlık algısını güçlendirmeye devam ediyor! 

Gerek ABD para otoritesinin eylemsizliği ve gerekse tüketici güveninde yaşanan çöküş, muhtemelen mali sektörün şok faiz beklentisinin gerçekleşmesini engelleyecek. Merkez Bankası Para Piyasası Kurulu, edilgen bir tavır benimsemek zorunda kalacak. Aksini bekleyenler risklerini azaltmak durumunda olacak ve beklentiler seri bir şekilde bozulacak. Sosyal ve siyasi sıkıntılar bu olumsuzluklardan beslenecek ve istikrarsızlaşma eğiliminin yönü değişmeyecek. Genel Seçimler sonrasında, Ekonomi Yönetiminin kimlerden oluştuğu konusu da anlamsız bir detay olmaktan öteye gidemeyecek! 

Sert faiz yükselişi umanların düşüncesi öncelikle Türk Lirasındaki değer kaybının durdurulması gereğinden besleniyordu. Bu hamlede başarılı sonuç alınabilir ise, beklentilerdeki kötüye gidişin de kontrol altına alınabileceği varsayılıyordu. Eylül ayı Tüketici Güvenindeki sert gerileme bu umudu boşa çıkardı. Dış satım olanaklarındaki gerilemeden sonra iç pazarında daralmaya başlaması, para ve maliye politikaları konusundaki hareket yeteneğini daraltıyor; makroekonomik görünümü ve tüm beklentileri olumsuzlaştıracak gibi görünüyor. Durgunlaşma yönündeki eğilimin daralmaya dönüşmesi olasılığı güçleniyor! 

Bu durum karşısında kafayı kuma gömerek, hayali hedeflerle süslenmiş yeni Orta Vadeli Planlar tasarlayabiliriz; fakat mevcut koşullarda kimseyi inandıramaz ve daha fazla itibar kaybını önleyemeyiz. Açıkça söylemek gerekir ise, sürdürülebilir eğilimler konusunda aşırılık sınırlarını fazlası ile zorlayan gelişen ekonomiler bel veriyor; böyle olmayacağı varsayımına göre yapılan hesaplar çöpe atılıyor. Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmaya yönelik yaklaşımlar ise tükenmiş gibi görünüyor. Birikmiş sorunlar ve gerçeklerle yüzleşme zorunluluğu kapıyı çalıyor. Gelişen ekonomi paralarının dalgalı bir şekilde değer kaybetmesi başkaca bir anlam taşımıyor. 

Kurban Bayramı arifesinde bunları yazmak bizim de hoşumuza gitmiyor. Fakat bir şekilde yanlışlarımızdan arınmadan yeni bir başlangıç yapma şansımızın olmadığını da aklımızdan hiç çıkartmamamız gerekiyor. Kurallarını belirleme olanağımızın olmadığı oyunları, doğru anlamak ve bedeli ne olur ise olsun gereğini yapmak zorundayız. Aksi takdirde her gelen yıl gideni aratmaya devam edebilir ve gerçekleri geç te olsa fark ettiğimizde kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmamış olabilir. 

Farkındalığımızın bir an önce artması umudu ile tüm okurlarımızın Kurban Bayramını kutlarız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar