Acenteleri odalarda kimler temsil etmeli?

 

Geçtiğimiz günlerde bir dostum aradı, "Sigorta sektöründe ne oluyor?" dedi. Bende tabii ki, "Hayırdır" dedim. Dostum telefonda beni soru yağmuruna tuttu: "Geçtiğimiz günlerde haberlerde dinledim. Sigorta şirketleri durumlarından memnun değilmiş, acentelere komisyon ödenmiyormuş, tüketici memnun değil, acente memnun değil, broker memnun değil. Yoksa sigorta sektörü batıyor mu?" "Dur hele... Tamam sigorta sektörünün bazı sorunları var, ama o kadar enseyi karartacak bir durum yok. Ayrıca sektörün bir iç sorunu varsa da bu televizyon haberlerinde neden dile getirilsin" dedim. Zaten sektöre güveni zor sağlamaya çalışıyoruz. Sektör içinden biri çıkıp televizyonda bütün sektörü kötülüyor. Sonradan öğreniyorum ki, Allah'tan çok izlenmeyen bir televizyon kanalının akşam haberlerinde gerçekleşmiş tüm bu yaşananlar. 

 

Türkiye'de koltuk, çok büyülü bir şey. İnsan bir oturdu mu kalkmak bilmiyor. Bütün dönem yatarlar sonra seçime az kala çıkarlar, tekrar koltuklarına yapışırlar bırakmamak için. Sigorta acenteliği çevre isteyen bir meslek. Bunun da en iyi yapılacağı yerler odalar, sivil toplum kuruluşları, çeşitli meslek gruplarının dernekleri, kulüpleri... Bu kişiler buralarda müşterilerine müşteri, servetlerine servet katarlar. 

 

 

Sonra seçim yaklaştıkça koltuklarında hafif kıpırdamaya başlarlar. Koltuğu kaybetmemek için seçimin az öncesi adeta saklandıkları yerden çıkıp, tekrar seçilebilmenin yollarını ararlar. Televizyon kanalının haber kanalına çıkan bu arkadaşlar da fazla efor sarf etmemek için seçime bir ay kala yola çıkmışlar, ama oda seçimleri ertelenince bütün hesaplar bozuldu. Biraz daha çalışmak zorunda kalacaklar, üzüldüm. Sonradan öğrendim ki, bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar edip duruyorlarmış. Mesela acente komisyonlarının düşürülmesinin üzerinden aylar geçti. Olay sıcakken ortaya çıkmayan bu arkadaşlar acaba neden acenteler için hayatı önem taşıyan bu konuda 5-6 ay sonra çare aramaya çalışıyor. Zaten bu konudaki sorun, Hazine'nin de müdahalesi ile birkaç ay önce çözülmüştü. Komisyon düşüren şirket bile bu uygulamadan vazgeçti. Fakat bu arkadaşların bundan haberdar olmamaları imkansız. Ama ne yapacak ki, seçimi kazanmak için popülist bir iki söylem şart...

 

 

Oda seçimlerinde acentelerden kim aday, kim değil pek beni ilgilendirmiyor. Benim isteğim, bu mevkilere kendi menfaatlerinden çok meslektaşlarının menfaatlerini gözetecek genç, çalışkan, cıva gibi kişilerin gelmesi. Ticaret Odası koridorlarında kendi acentesine iş kapmak için üyelerin peşinden neredeyse poliçe ile koşan hatta, "Hasar olursa şirketlerden hasarını sadece ben alırım" garantileri ile dolaşanların yerine sigorta acenteliği mesleğinin hak ettiği onurlu duruşunu sergileyecek kişilere ihtiyaç var.