Acenteler, sigortalısını şirkete kaptırmaktan korkuyor!
Bu konuyu, yıllar önce Duayen David Kohen’in ikazı ile gündeme getirmiştim. Sektörde pek konuşulmayan bir konu aslında. Özeti şöyle: Acenteler diyorlar ki, “Müşteri portföyümüz bizim sermayemizdir.” Sigorta şirketleri ise acentelere, “Poliçe hazırlarken müşteri bilgilerini paylaşın ki iyi hizmet verebilelim” diyor. Buraya kadar kulağa normal geliyor. Fakat poliçe hazırlanırken acente, müşteri bilgilerini girmek yerine kendi iletişim bilgilerini giriyor. Nedeni çok basit. İddialar şöyle; doğru bilgiler girildiğinde, yenileme döneminde şirket sigortalıyı arayıp acente komisyonu hariç tutarak, uygun fiyata teklif veriyormuş. Merkezden veya çağrı merkezinden biri arayıp, “Sigortanızı biz yapalım” diyormuş. Bunu sadece bu kanallardan değil banka kanallarından bile yapıldığını duydum. Türkiye'nin en büyük bankalarından biri, sigorta şirketinin poliçesini kesen acentenin müşterisine yenileme yaklaştığında ziyarette bulunmak istemiş. Yani anladığım kadarıyla merkez şöyle yapıyor; bölgede kesilmiş poliçelerin iletişim bilgilerini, yine o bölgede bulunan banka şubesine veriyor, “Gidin, poliçeyi acenteden daha önce yapın” diyor.
Acenteleri bile poliçe satmak için arayanlar varmış
Şimdi acenteler şirketlere nasıl güvensin. Müşterilerinin iletişim bilgilerini nasıl paylaşsın. Durum böyle olunca şirketler, acenteleri bu bilgileri paylaşsınlar diye kampanyalar düzenlemeye başlamışlar. Paylaşanlara ek komisyonlar, hediyeler, takım formaları falan... Benim sahibi olduğum yayın grubum Twitter hesabından sigorta şirketinin bir haberinin paylaşımını yaptı. Şirketin Twitter hesabından da geri bildirim geldi, “TC kimlik numaranız ve bilgilerinizi verin size bilmem ne teklifi geçelim” diye. Yuh dedim artık. Bu çağrı merkezleri çalışanları sanırım büyük üretim baskısı altında ne yaptıklarını bilemiyorlar. Acenteleri bile poliçe satmak için arayanlar varmış. Bu konuda yapılan habere TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi yanıt vermişti. “Ne yazık ki şu şu şu sebeplerden dolayı şirketlerimize güvenemiyoruz” diyor. Bunun ötesi yok!
Sektör temsilcilerinin birbirine güvenmemesi hiç doğru değil
Rekabet tabii ki olacak. Ama bu ahlaklı bir şekilde olmalı. Belden aşağı olmamalı. Sigorta şirketi kendini temsil eden acentenin müşterisini çalmaya çalışmamalıdır. Bu gerçekten ahlaki değil. Acenteler zaten 100-200 TL için 20 yıl hizmet verdiği müşterisini kaybediyor. Bir de bunlarla uğraşmasınlar. “Portföy Mülkiyet Hakkı” tanımını telaffuz eden bir tek Mapfre Genel Sigorta vardı. Onlar da nasıl ilerlediler bilmiyorum. Şirket-acente sözleşmelerine bir düzen getirilmesi konusunda hazırlanan taslakta bu konu hiç yok zaten. Diğer taraftan şirket yetkilileri, “Ben acenteme ‘benim acentem’ diyemiyorum ki, sekiz şirket ile daha çalışıyor” diyebilir. Ama her sigorta şirketi kendinden kesilen poliçelerden sorumlu değiller mi? Bu işe bir yerden başlanmalı. Güven duyulması gereken bir sektörde, daha sektör içi oyuncuların birbirlerine güvenmemeleri hiç doğru bir fotoğraf değil. Önce evimizin içini temizlemeliyiz, sonra kapımızın önünü.