Acemoğlu’na göre yeni hikayemiz ne olmalı, kimlerle başarılmalı?
MIT profesörü ekonomist Daron Acemoğlu, “Türkiye’yi rakiplerinden ayıran yatırıma ve üretkenliğe dayalı anlatacağı güzel bir hikayesi olması gerekktiğini” söylüyor . “En büyük köktülük yüzde 4 büyümeye sarılmak olur” değerlindirmesini yapıyor.
Acemoğlu, Türkiye’nin 5-6 büyük holding ile hedeflenen büyümeyi elde edemeyeceğini, yüzde 4’ten büyük büyüme potansiyeli için birçok verimli şirketini birçok sektörde yatırımlarını çeşitlendirmesi ve genişletmesini öneriyor. “Ama bu iş sadece 5-6 Holdingle olmaz. Her şehirde en az 5-6 Anadolu Kaplanı çıkması ve bunların doğru teknolojileri kullaması lazım. Sıcak para değil doğrudan yatırımların artırılmasının yolu bulunmalı”önerisini dile getiriyor. Acemoğlu’nun bu açıklaması bende Anadolu kentlerinden ilk sıradaki 10 ilinden İSO 500 listesinde yer alan firmaların son on yıldaki sayısal gelşimine bakma gereğini çağrıştırdı. Ankara ve İzmir’in dışta tuttum. Bu on ilde 2014 yılında en az 9 Anadolu Kaplanı firma bulunduğunu gördüm.Şu sonuçlarla karşılaştım:
Bursa’nın 2005 listesinde 28, 2010’da 27 ve 2014’te 36 firma. Gaziantep 2005 listesinde 10, 2010’da 16, 2014’te 35 firma. Kocaeli 2005’te 24, 2010’da 29, 2014’te 28 firma. Konya 2005’te 11, 2010’da 10, 2014’te 14 firma. Kayseri, 2005’te 15, 2010’da 10, 2014’te 13 firma. Kahramanmaraş 2005’te 4, 2010’da 7, 2014’te 12 firma. Demizli 2005’te 5, 2010’da 11, 2014’te 10 firma.Sakarya 2005’te 6, 2010’da 8, 2014’te 10 firma. Tekirdağ 2005’te 3, 2010’da 2, 2014’te 10 firma. Adana 2005’te 9, 2010’da 12, 2014’te 9 firma,
Daron Acemoğlu’nun Anadolu illerinde olması gereken “Kaplanlar”ın bu on Anadolu ilinde 2005 yılınde İSO 500 içersinde yer alan 118 firmaasının yüzde 23.6 oranındayken, 2015 yılında ulaştığı 177 firma sayısıyla yüzde 35.4 oranına yükseldiğini görüyoruz...
Peki eksik olan ne?
Bana göre, ülkemizin aynı yıllarda ihracatımızdaki ürünlerin OECD verilerine göre özellikleri bu soruya yanıt veriyor:
2005 yılında ihracatın yüzde 5.9’u yüksek teknolojili, yüzde 27.8’i Orta yüksek, yüzde 26.5’u orta düşük, yüzde 40.7’si düşük teknolojili ürünler. 2010 yılı ihracatında yüksek teknolojili ürün yüzde 3.4’e gerilerken, Orta yüksek yüzde 31.7 ile biraz artış gösteriyor. Orta düşük yüzde 31.6 ile. biraz artarken, düşük teknolojili ürün yüzde 33.4 ile düşüş gösteriyor. 2014 yılı ihracatımızda yüksek taknolojili ürün oranı yüzde 3.4 seviyesinde devam ediyor. Orta yüksek 31.2 ile önceki 5 yıl seviyesinde sürüyor. 2014 yılında yüksek teknolojili ürün ihracatı yine yüzde 3.4 seviyesinde. Orta yüksek ürün oranı yüsde 31.2, orta düşük ürün oranı yüzde 29, düşük teknolojili ürün oranı ise yüzde 36.4.
Bu tablo son on yılda yüksek teknolojili ürün ihracatının artmadığını gerilediğini gösteriyor. Bu da Acemoğlu’nun söylediği yeni hikayemiz için bir yandan eğitim-hukuk ve iş süreçlerinin geliştirilmesi alanlarında uygulanacak reform politikaları ile ve AR-GE İnovasyona değer vererek, üretim yapımızın katma değerini yükseltmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Tablo Anadolu’da en az on kentte yeterince büyüklüğe ulaşmış firmamız olduğunu gösteriyor. Şimdi yeni değerlendirmeler ve teşviklerle, bu firmaların ürettikleri ürünler içinde yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmamız gerekiyor. Buna uygun teşvik politikaları uygulayarak hem ürünllerimizin katma değerini artırabilir, büyümemizi ivmelendiririz, hem de ihracatta rekabet gücümüzü de yukarı çıkarabiliriz.
Bu bize yeni hikayemiz için nasıl bir yol haritasına ihracatımız olduğunu ortaya koyuyor.