Acemoğlu-Robinson’a göre Ukrayna’da rüşveti sivil toplumun güçlenmesi önler…
Üç sınır kentimiz Şanlıurfa, Gaziantep ve Diyarbakır oda başkanlarıyla Soçi mutabakat metni sonrasında düşüncelerinin ne olduğunu ve kentlerindeki Suriyelilerin nasıl hareket edeceğini tahmin ettiklerini konuştum.
Acemoğlu-Robinson “Project Syndicate”teki 14 Ekim’de yayınlanan makalelerinde Ukrayna’da rüşvet konusunu ele alıp, “Kurumsal rüşvet” olarak nitelendirdikleri yapının nasıl önlenebileceğini irdeliyorlar.
Ukrayna’da “Kurumsal rüşvet”in nasıl oluştuğuna değinirken, yazarlar Doğu Bloku çökerken Ukrayna’nın hem yetişmiş insan gücüne hem de zengin doğal kaynaklar sahip olduğunu belirtiyorlar. Buna karşın Ukrayna’da, “Kurumsal rüşvet”e neden olan gelişmeyi şöyle izah ediyorlar:
“Ukrayna’da çöken rejimdi, çöken halk değildi. Çöken salt bir komünist elit oldu. Yani yeni dönemde yönetimi bir başka komünist elit ele geçirdi. Eski rejim gibi yeni elitler de ‘Değer kaybettiren’ kemirici kurumlar yaratmakta gecikmedi. Bu ise halkın yoksullaşmasına yol açtı.”
“Değer kaybettiren kurum” kavramı Acemoğlu-Robinson’un oluşturduğu yeni bir kavram. Bununla “Kurumsallaşan rüşveti” ifade ediyorlar. Bilindiği gibi büyümeye yol açan ve refah yaratan kurumlarda bu ikili tarafında, kitaplarında “Kapsayıcı kurumlar” ifadesiyle ortaya konulmuştu.
Yazarlar, “kurumsallaşmış rüşvetle” güçlü bir devlet ve etkin bir yönetimin mücadele edebileceği düşüncesinin yanlış bir kanı olduğunu belirtiyorlar. Çin Komünist Parti Yönetiminin mücadelesinin yıllar yılı süren, “Rüşveti önleme kampanyası” ile “rüşvet aldığı iddiasıyla ÇKP içinde salt bir kadronun tasfiyesini sağladığını, buna karşılık rüşvetin ülkede bir kültür olarak yaşadığı gibi, “en iyi para yıkama” sisteminin de geliştiği sistemin oraya çıktığını ifade ediyorlar.
Robinson-Acemoğlu rüşvetle mücadelenin varlığının ön koşulunun “Sivil toplumun varlığı” olduğu konusuna dikkat çekiyorlar. Sivil toplumun varlığının görünürlüğü ve şeff afl ığı artırdığını, yargıyı etkinleştirdiğini ve vatandaşın hukukun üstünlüğüne inancını sağladığını belirtiyorlar. Doğu Bloku’nun dağılmasından sonra Ukrayna’da ise sivil toplumun varlığını oluşturmak ve güçlendirmek yerine, salt özelleştirme ve piyasa reformu ile yetinilerek, “Yeni bir oligarşi ve KGB anlayışının yeşerdiğinin altını çiziyorlar.
Ardından, Sovyetler Birliği’nin dağılışının bugüne geçen 30 yıl süre sonrasında, Ukrayna’da kurumsallaşmış rüşvetin nasıl yok edilebileceği sorusunu ele alıp “Evet” yanıtını veriyorlar: Bunun için ülkede 2004-5 yılında yaşanan “Portakal devrimi” ve 2014’te yaşanan “Maiden Devrimi” ile Ukrayna toplumunun dönüşüme hazır olduğunun anlaşıldığını vurguluyorlar. 2019 ortalarında Trump’ın görevden alınabilmesi konusundaki Ukrayna/ ABD işbirliğini de gelişmenin örneği olarak vurguluyorlar.
Bütün bunlara karşın Ukrayna’nın halen Dünya l Saydamlık Kurumu’nun “Global Rüşvet Barometresi”ndeki yerinin yüz üzerinde 32 ile 180 ülke arasında son 120’nci sırada olduğuna da işaret ediyorlar.
Yazarların ortaya koyduğu tablo Ukrayna’da “Kurumsallaşmış rüşvetin” son bulmasının sivil toplumun güçlenmesine bağlı olduğunu gösteriyor. Doğaldır ki, bu kural bütün ülkeler için geçerli bir kuraldır…
____________________________________________________________________
Şehir Üniversitesi yazımla ilgili Yıldız Holding şu açıklamayı gönderdi:
“Murat Ülker’in gerek Şehir Üniversitesi ve gerekse de üniversitenin kurucusu Bilim Sanat Vakfı (BİSAV) ile hali hazırda bir ilişkisi olmadığını ifade ederiz.”
Şehir üniversitesi rektörü Pof. Peyami Çelikçan ise yazımla verdiğim destek için teşekkür etti. "Hukuki yoldan itirazımızı yaptık 7 Kasım’daki duruşmada bankanın kararının iptali yolunda sonuç bekliyoruz" dedi.