Acaba işe parlamentodan başlasak nasıl olur?

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Tasarlanmış mıydı, bilemiyorum ama ana muhalefet partimizin uzun süre dincilik-laiklik ekseninde yürüttüğü ideolojik muhalefetin yerine iktidarın yolsuzlukları üzerinde durmaya başlaması hem teşkilatına dinamizm getirdi, hem kamuoyunun ilgisini uyandırdı, hem de Başbakanımız'ın tepkilerine bakılacak olursa, iktidar partisinin huzurunu bir hayli kaçırdı. Böylece ahlaki sorunlar gündemimizde yerini almış bulunuyor. Kimine göre bir etik kanunun çıkarılması gerekiyor, kimisi bunun bir faydası olmayacağını söylüyor. Sanıyorum hatırlanması gereken üç husus var. İlkin, kamu görevinin ifası sırasında ahlakiliğin sağlanması salt bir yasa sorunu değildir. Ahlakiliğin gözetilmesi için gerek toplumun gerek kamu yöneticilerinin konunun önemine inanması, bu yönde mücadele etmesi zorunludur. İkinci olarak, kamu kurumlarının yaygın çeşitlilik gösterdiği, herbirinin kendine özgü işleri, çalışma usüllerine sahip olduğu bir ortamda tek yasal düzenleme yeterli olamaz. Üçüncü olarak, ülkemizde kamu hizmetinde ahlakiliği sağlamaya dönük yasal yaptırımlar eksik değildir. Dikkatinizden kaçmış olabilir, Başbakanlık'a bağlı bir Etik Kurulumuz dahi bulunmaktadır, ancak başarıları hakkında kamuoyunun bilgisi bulunmamaktadır.

Şimdi size bir bilmecem var. Ahlakiliğin yasalar düzeyinde en az düzenlendiği kamu kurumu sizce hangisidir? Şayet cevabınız parlamento ise, doğru cevabı vermiş bulunuyorsunuz. Konuya herkesin üzerinde durduğu dokunulmazlığı gündeme getirerek girmeyeceğim, yapılmasını yasaların emrettiği milletvekillerinin yapamayacağı işlerin hâlâ belirlenmemiş olmasından başlayacağım. Yasalar ve içtüzük milletvekillerinin devlet kurumları ile ilgili olarak yapamayacağı işlerden söz etmekle birlikte, özel alanda yapmamaları gereken işleri belirlememiştir. Bunun yapılması gerekir ama bir türlü yapılamaz. Parlamentoda müteahhitlikle iştigal eden zevatın bolluğu, bu yasal boşlukla yakınen ilgilidir.

Parlamentonun kendi içinde etik sorunlarla ilgilenecek bir yapılaşması da bulunmuyor. Örneğin, milletvekillerinin davranışlarını inceleyecek, bazı meslekdaşlarınım ahlaki davranmadığına hükmedecek, onların dokunulmazlıklarının kaldırılmasını tavsiye edecek bir kurul yoktur. Milletvekilleri eylemlerinin ahlakilik açısından denetlenmesi konusunda büyük bir isteksizlik sergilerler. Halbuki, şu veya bu milletvekilinin bir kısım işleri kamuoyuna yansıyınca, bunlar karşısında birşey yapmayan parlamentonun itibarında bir artış değil, azalış olur.

Parlamentoda ahlakiliğin sağlanmasının önündeki engellerden biri de dokunulmazlık zırhıdır. Dünyanın hemen her parlamentosunda üyelerin kısmi dokunulmazlıkları vardır, ama bizimki kadar kapsamlı olanı istisnaidir. Örneğin, mahkemede banka batırmakla yargılanan birisi, milletvekili seçilirse, yargılanması milletvekilliğinin bitmesine dek ertelenir. Bir kısım uyuşturucu tacirlerinin dokunulmazlık kazanmak için parlamentoya girmeye gayret ettikleri, hatta başarılı oldukları bilinmektedir. Zil zurna sarhoş bir milletvekili arabasıyla başkalarının ölümüyle sonuçlanan bir kaza yapsa, yargıya götürülemez. Partilerimiz, özelllikle muhalefetteyken dokunulmazlığın sınırlanması gerektiğinden dem vururlar, fakat şimdiye kadar herhangi birinin bu konuda ciddi bir girişim yaptığı görülmemiştir.

Diyorum ki, madem toplumumuzu bir ahlakilik arzusu sarmış durumda, bari işe parlamentodan başlasak. Sanki onu başarabilirsek gerisi daha kolay olur gibi geliyor. Bilmem katılır mısınız?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019