AB’ye uyum...
“Bu işin Avrupa’da ki uygulaması…”
“AB standartları şöyle diyor…”
“AB müktesebatına göre…”
“AB mevzuatı şuna zorluyor…”
Diye başladığımız cümleler o kadar arttı ki…
İşimize geldiği an, ‘zararımıza da olsa’ dilimize doluyoruz AB’yi…
Doğru yapılanı ve bize uyacağı alıp, pusulamız yapalım tabi ki…
Ama AB’nin her doğrusu bize uyar mı?
Tarım ürünleri fiyatlarını konuşuyoruz örneğin…
Patatesin fiyatı bir yıl iniyorsa, diğer yıl rekorda…
Fasulyenin de öyle…
Biberin de, buğdayın da, elmanın da…
Sorunun temeli, AB’ye uyumda!
Nasıl uyduk AB’ye?
AB’de ki karar alıcılar 7-8 yıl önce tarım ürünlerindeki stok fazlasını gördüler…
Toplandılar, tartıştılar…
Ve sonuçta dediler ki:
“Tarımda fazla üretim var…
Bu stok artışlarına neden oluyor…
Stok artışları da maliyet artıyor…
Konunun çözümü için ‘doğrudan gelir desteği’ modelini uygulayalım…
Arz fazlası olan alanlarda ki üretimi dolaylı olarak kısmış olalım…”
Tarımda çözüm arıyoruz ya!
Gittik, AB uygulamalarına bakmaya…
‘Doğrudan gelir desteği’ modelini gördük…
“AB yapıyorsa iyidir!” dedik…
Döndük…
“Çok üretiyoruz ya! Stoklardan başımızı alamıyoruz ya!”, uygulamaya geçtik…
Ne oldu?
Zaten üretmeyen arazi sahibi, “Üretmesem de para mı alıyorum.” deyip, sadece kendine yeten üretiminden dahi vazgeçti…
Zamanla üretim kabiliyetini kaybetti…
Sonra geriye de dönemedi…
Fiyat artışları da birbirini takip etti…
(NOT: İsrail çölün ortasında tarım ürünü üretip, ihracat yaparken, bizim “kuraklık” gibi bahanelere sığınmamızın nedeni de bu kabiliyet kaybıdır, verimsizliğimizdir, geliştiremememizdir, başkasının geliştirdiğine zorunluluğumuzdur.)
Gelişmemiş siyasi yapıyla, geliştirilmiş siyasi yapıya sahip AB’ye uyum…
Gelişmemiş tarım yapısıyla, geliştirilmiş tarım yapısına sahip AB’ye uyum…
Gelişmemiş sanayi yapısıyla, geliştirilmiş sanayi yapısına sahip AB’ye uyum…
Gelişmemiş ihracat yapısıyla, geliştirilmiş ihracat yapısına sahip AB’ye uyum…
Gelişmemiş üretim yapısıyla, geliştirilmiş üretim yapısına sahip AB’ye uyum…
Gelişmemiş rekabet yapısıyla, geliştirilmiş rekabet yapısına sahip AB’ye uyum…
Kanaatim mi?
Önce geliştirelim, gelişelim, bırakalım uyumu onlar düşünsün.
Birilerinin desteklerle/eğitimle geldiği seviyeye, desteksiz/eğitimsiz gelme hayalleriyle zaman harcanmasın, ağır bedel ödeyerek kazandıklarımıza zarar verilmesin, ‘bir ileri, iki geri’ gidilmesin.