Abonelik ekonomisi
Türkiye’nin internet ile tanıştığı ilk yıllarda peş peşe açılan Internet Servis Sağlayıcıları vardı. Bir ara sayıları 100’ün üzerine çıkmıştı. Size Türkiye’de internetin tarihçesini anlatmayacağım. O dönemde, sıklıkla konuşulan, tartışılan bir konudan bahsedeceğim. servis sağlayıcılığının geleceği. Internetin geleneksel iş dünyasını nasıl değiştirdiği, gelecekte fabrikaların olmayacağı, en zenginlerin fabrikatörler değil servis sağlayıcısı şirketlerin patronları olacağı gibi konular tartışılır, gündemden düşmezdi.
Aradan 30 yıl geçti. O dönemde çoğumuzun idrak edemediği şey gerçek oldu. Ama bizim o dönemde algıladığımız şekilde değil. Herkes, internete erişmek için kullanılan servis sağlayıcıların bir gelir patlaması yapacağını ve dünyayı yöneteceğini beklerken, dünya, internet üzerinden sunulan servislerin ve bu servislerin aboneliklerinden elde gelir üzerine, abonelik ekonomisi üzerine evrildi. Bu servislere ulaşmak için gerekli olan internet altayapısını sağlayan telekom şirketleri, internet hizmeti satan şirketler zor günlerden geçiyor. Hizmetlerin devamlılığı için sürekli yatırım yapmak zorunda kalırken, abone başına elde ettikleri gelirler sürekli düşüyor. Juniper Research isimli araştırma şirketi, aboneliklerden elde edilen gelirlerin 2028 yılında 1 trilyon dolara ulaşacağını öngördüğü raporu paylaştı.
Bu yıl 593 milyar dolara ulaşması beklenilen rakamın yüzde 68 daha fazlası. Sadece video izleme ve müzik dinleme platformlarının 2028 yılında elde edeceği abonelik gelirlerinin dünya çapında 370 milyar dolar olması bekleniyor. 2023 yılı sonunda vide servislerinin 100 milyar dolara, müzik servislerinin ise 20 milyar dolara ulaştığını düşünürsek, toplam abonelik pazarının neredeyse beş katı büyüme kaydedilecek. Netflix, Amazon Prime gibi 200 milyonun üzerinde abonesi olan video izleme servisleri yanında onlarca irili küçüklü servis de her gün hayatımıza giriyor. Spotify, Apple Music ve YouTube, müzik servislerinde başı çekiyor.
Buna, X gibi LinkedIn gibi abonelik hizmetleri ile daha fazla erişim, gelir elde etme fırsatı sunan sosyal ağ platformlarını da ekleyin. Medya dünyası Türkiye’de olmasa da dünyada abonelik hizmeti ve servislerini keşfetti ve gelirlerinin büyük kısmını buradan elde ediyor. Daha önce bedavaya okuduğumuz haberler, artık paralı içerikler haline gelmeye başladı. Bunlar, sadece kişisel tüketim ve eğlence için ön plana çıkan servisler. Bunlara verimlilik araçlarını (e-posta servisleri, ofis uygulamaları), paylaşım ekonomisinin getirdiği araç kiralama servisi aboneliklerini de ekleyin. 2030 yılında trilyon dolarlık ekonomi olması beklenilen abonelik pazarında fırsatlar çok daha büyük.
Servis sağlayıcılık, yani bizim 30 yıl önce anladığımız şekildeki altyapı servislerine abonelik büyük bir ekonomi haline gelmedi ancak bu altyapı üzerinde sunulan servisler hızla büyüyor. Kısa vadede, hangi servislerin büyüyeceği de öngörülmüş; video ve müzik. Biz, 30 yıl önce servis sağlayıcılığının geleceğini doğru okuyamadık. Ancak servis sağlayıcılığının önümüzdeki dönem göstereceği ivmeyi ve trendleri doğru okuyanlar geleceğin servet sahipleri olacak.