ABD’ye satamayan, bize daha ucuza satacak…Bu avantaj mı, dezavantaj mı?

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Bir ekonomi “Tüketerek”, “İthal ederek”, “Rantla”, “Borçla” da büyüyebilirdi…

Denedik…

“Küresel likiditedeki fazlanın büyük desteğiyle”, değerli TL’li, güzel günlerdi…

***

Ama:

Yerli üreticinin/çalışanın rekabet edebi­lirliğini törpüleyen;

Üretimden uzaklaştıran;

Kabiliyet/yetenek kaybetmesini sağla­yan yan etkilere sahipti…

***

Bünye zayıf olunca, yan etkiler galip geldi…

***

Borç, “daha büyük borçlanmayı” getir­di…

Ve bugünlere gelindi…

***

Dünyayla rekabet edebilen (beşeri gü­cüyle, teknolojisiyle, verimliliğiyle, kalite­siyle…) reel sektörlerdir:

“Kalkınarak büyümenin”, “refahı getire­cek büyümenin”, “sürdürülebilir büyüme­nin”, “yüksek tasarruf/sermaye sahibi ola­bilmenin” aracı…

***

Yani…

Dünyayla rekabet edebilen üretime/ geliştirmeye sahip reel sektörlerdir:

“Cari fazlanın”, “yüksek alım gücünün”, “düşük döviz ihtiyacının/enflasyonun/fai­zin” aracı…

VELHASIL

ABD’nin diğer ülkelere uygulayacağı “yüksek vergilerin”, “Türkiye’nin avantajı” olacağı dillendiriliyor…

***

Bu sayede:

ABD pazarına daha rahat girebileceğimiz iddia ediliyor…

Ayrıca dillendirilmiyor ama diğer ülke­lerden yapacağımız ithalatta da fiyat avantajı sağlama şansı doğuyor…

***

Eğitimde ciddi reformlar yapıp, övündüğümüz beşeri sermayeye üretme/ geliştirme/rekabet kültürü kazandırsaydık bu fırsatı değerlendirme olasılığımız yüksekti…

***

Ama…

Çoğunluğa kazandırılan “üretmeden tü­ketme” kültürü ve para politikasını tek araç yapma alışkanlığı, çarkları rasyonel eğitim/üretim kültürü ile çeviren Çin’den Vietnam’a birçok ülkenin “pazarı” olma­yı zorunlu kılıyor/kılacak maalesef…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar